Olay, 14 Ağustos 2017'de merkez Yüreğir ilçesi Yavuzlar Mahallesi Kışla Caddesi'nde meydana geldi. Bir elektronik firmasında çalışan Muhammet Reşit Yıldırım, iş yerinin kamyonetine bindiği sırada, Emrah B.'nin tabancalı saldırısına uğradı. Yıldırım'a 4 el ateş ederek yaralayan Emrah B., kaçmaya çalışırken polisler tarafından suç aleti tabanca ile yakalandı. Olay anı ise güvenlik kamerası tarafından görüntülendi. Kanlar içinde kalan Muhammet Reşit Yıldırım, kaldırıldığı hastanede yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Gözaltına alınan Emrah B., sağlık kontrolüne getirildiği sırada, "Öldürdüğüm kişi 13 yaşındaki kızıma tecavüz etti. Ben bu cinayeti, başka kızların başına gelmesin diye işledim. Sayın Cumhurbaşkanım size yalvarıyorum, bir kanun çıkarın bu tecavüzcülerin gereken cezasını verin" dedi. Emrah B., mahkemece tutuklandı. Mağdur F.N.B. ise psikolojisi bozulduğu için Adana Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi gördü.

RAPOR ÇIKTI

Olayla ilgili davada, F.N.B. mahkemede, Yıldırım ile bir yıl boyunca sosyal medya üzerinden görüştüklerini söyledi. F.N.B., Muhammet Reşit Yıldırım'ın kendisini teyzesiyle tanıştıracağını söyleyerek bir eve götürdüğünü, burada cinsel saldırıya uğradığını ve hamile kalmasının ardından durumu annesinin fark ettiğini, kürtaj olduğunu anlattı. Mahkeme heyeti, öldürülen Yıldırım ile ceninden alınan örneklerin karşılaştırılarak bebeğin babası olup olmadığının belirlenmesine karar vererek duruşmayı erteledi. Alınan örnekler, Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'ne gönderildi. Yapılan incelemenin ardından raporda, 'Maktul Muhammet Reşit Yıldırım'dan alınan örnekler ve F.N.B.'ye ait olan cenindeki doku örneklerinde baba-çocuk ilişkisi bakımından uyum bulunmamaktadır' denildi.

İTİRAF ETTİ, TUTUKLANDI

Adana 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden duruşmasının en son yapılan celsesinde F.N.B., kürtajla alınan bebeğin babasının Muhammet Reşit Yıldırım olmadığını söyledi. Babasının yengesinin yeğeni M.Ç. tarafından hamile bırakıldığını ileri süren F.N.B., "Öldürülen Muhammet ile cinsel ilişkiye de girmedim" dedi. Mahkeme başkanının, "Daha önce bunları neden söylemedin?" sorusu üzerine F.N.B, "Babamdan korktuğumdan dolayı söylemedim. M.Ç.'ye bir şey olur, babam bir şey yapar diye korktum. O yüzden Muhammet Reşit'in ismini vermek zorunda kaldım. Onunla 3 ay arkadaşlığımız oldu. Özür dilerim, pişmanım" dedi. Tekrar söz verilen sanık da, "Bir insanın kızı ve eşi bunu yaparsa ben ne yapayım? Yaptığımdan pişmanım, özür dilerim. Kızıma 10 defa sordum. Bana her defasında Muhammet Reşit'in ismini verdi. Ben neden suçsuz bir insana bunu yapayım?" dedi. Mahkeme heyeti, duruşmayı karar için erteledi. F.N.B.'nin itirafının ardından konuyla ilgili Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında Hatay’da bulunan şüpheli F.N.B. 'iftira' suçundan gözaltına alındıktan sonra tutuklandı.

ANNENİN HASTALIĞI İLERLEDİ

Demans hastası anne Fatma Yıldırım ise oğlunu kaybettikten sonra durumunun daha da kötüye gittiğini belirterek, "Suçsuz günahsız yere oğluma kıydılar. Ondan ne istediler, masum ve günahsızdı. Evladımı toprağa verdikten sonra hastalığım hızla ilerledi. Beynimde küçülme vardı, hastalık acımın etkisiyle dahada ilerledi" dedi. Oğlu öldürülen baba Ali Yıldırım ise çocuğumun cenazesini, beddualar içinde defnettiğini söyleyip ," Oğlumuz öldürüldükten sonra, tedavi gören eşimin hastalığı hızla arttı. Kendisinin beyninde küçülme vardı, stresin etkisiyle hastalığı ilerledi. Diğer çocuklarıma bakmak ve eşimin tedavisini takip edebilmek için işten ayrıldım. Eşimin eli ayağı tutmuyor, konuşmakta güçlük çekiyor" diye konuştu.