Başbakan Yıldırım, Bloomberg TV'ye Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi, Hükümetin atacağı adamlar ve ekonomideki son durum hakkında değerlendirmeler yaptı.

Türkiye'nin büyük bir felaketin eşiğinden döndüğünü belirten Yıldırım, "Maalesef silahlı, kanlı bir darbe girişimi milletimizin direnciyle, hükümetimizin ve Cumhurbaşkanımızın dirayetiyle başarısız hale getirildi ve ülkede işler normale döndü" diye konuştu.

"HESABINI SORACAĞIZ"

Darbe girişiminde bulunanlardan hukuk devleti içinde hesap soracaklarını kaydeden Yıldırım, şöyle konuştu:

"Bu darbeye sebep olanların bu işten kolay kurtulmalarını kimse beklemesin. Çünkü arkada 246 tane şehidimiz var, binlerce yaralımız var. Bunların hesabı sorulacak. Hesap sorarken intikam duygusuyla hareket etmeyeceğiz, adalet ile hareket edeceğiz. Çünkü Türkiye bir hukuk devleti. Hukuk devletinin gereği neyse o yapılacak. Burada ne kadar derine gider, hangi düzeyde olur, bunu yargı belirler. Bizim belirlememiz söz konusu değil. Biz sadece yargının işini yapması için gerekli desteği vereceğiz. Ama zannediyorum büyük oranda zaten bu işin içinde olanlar, bu işe karışanlar, fiilen bu darbe girişimini yönetenler hali hazırda zaten adalete teslim oldu. Geriye kalan çok fazla insan olduğunu düşünmüyorum."

"İHTİYAÇ OLURSA OHAL'İ UZATMAYI GÖZARDI ETMEYİZ"

Olağanüstü Hal (OHAL) düzenlemesiyle ilgili soruyu yanıtlayan Yıldırım, Fransa örneğini verdi. Yıldırım şunları belirtti:

"Fransa'yı düşünün, Fransa'da bir terör hadisesi oldu. Birinci sefer yetmedi, ikinci sefer uzadı. Şimdi üçüncü kez de uzattılar. 6 ay daha uzattılar. Yani biz uzatmaktan yana değiliz. Ama üç ay içerisinde, 90 gün içerisinde bütün bu işleri yoluna koyarsak kaldırırız. Ama hala yapmamız gereken işler varsa, ihtiyaç varsa şüphesiz uzatmayı da göz ardı etmeyiz, bunun bilinmesi gerekir. Yani Fransa'da yaşanan olayla, Türkiye'de yaşanan olay, kıyas bile kabul etmez. Çünkü orada sadece bir terör hadisesi oldu, insanlar hayatını kaybetti. Burada ülkenin rejimini değiştirmeye yönelik, demokrasiyi yok etmeye yönelik ciddi bir silahlı darbe girişimi var. Dolayısıyla bizim bu anlamda OHAL'de Fransa'ya göre çok daha haklı gerekçelerimiz var. Olağanüstü hal vatandaş için değil, biz kendimiz için olağanüstü hal ettik. Yani devlet için, hükümet için olağanüstü hal ilan ettik. Niye? Bu darbeye sebep olanlar, bu darbenin doğurduğu sonuçları ortadan kaldırmak için gerekli hukuki süreçleri, reformları, yapısal değişiklikleri hızlı bir şekilde halletmek, bir daha darbe yaşanacak şartları ortadan kaldırmak. İşin özü, esası budur."

"OKULAR, HASTANELER DEVLET KONTROLÜNDE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEK"

OHAL çerçevesinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname hakkında bilgi veren Yıldırım, FETÖ'nün el konulan okul ve hastanelerinin devlet kontrolünde faaliyetlerine devam edeceğini kaydetti. Yıldırım şunları söyledi:

"Bir kere çok sayıda insan gözaltına alındığı için bunların sorgulanması için zaman lazım. 4 gündü, bunu 30 güne çıkardık. Sadece bu işle ilgili, yani darbe girişimine karışmış, ülkenin rejimini yıkmaya çalışanlarla ilgili binlerce insan var. Bunların sorgulamasının sağlıklı yapılması için bu süreyi uzattık. Diğer yandan bu darbe girişimi esnasında hayatını kaybedenlerin şehit sayılması ve şehitlik, gazilik haklarından yararlanmaları için bir düzenleme getirdik, yakınlarına bir takım haklar sağladık. Ayrıca darbe girişiminde bulunan FETÖ terör örgütünün bütün okulları, hastaneleri, dernekleri, vakıfları bunlara el konuldu. Devlet el koydu ama mülkiyetine el koydu. Ancak faaliyetleri kesintiye uğramayacak. Devletin kontrolünde okullar çalışmaya devam edecek, hastaneler çalışmaya devam edecek ve sorumlu olan dernek vakıf yöneticileri de yargıda hesaplarını verecekler. Bu da yaptığımız bir şey. Ayrıca bu darbe girişimine fiilen FETÖ terör örgütüyle iştirak eden asker personel, sivil personel ve yargı mensupları, bunların da görevlerine son verilmesi için yine bir düzenleme yaptık, bunu da hayata geçirdik. Bunun dışında başka düzenlemeler de bundan sonra gelecek."

"TSK BAŞTA OLMAK ÜZERE KURUMLARI YENİDEN YAPILANDIRACAĞIZ"

Bundan sonra yapılacak düzenlemeler hakkında da bilgi veren Yıldırım şöyle konuştu:

"Bir kere kurumlarda, silahlı kuvvetler başta olmak üzere, ciddi bir yeniden yapılanma ihtiyacı var. Bu darbe girişiminde de gördük ki burada bir güvenlik zaafiyeti var, hiyerarşi, komuta kademesiyle alt kademe arasında bazı sorunlar var. Bu sorunları ortadan kaldıracak şekilde yeniden yapılanmaya gideceğiz. Demokratikleşme yönünde atmamız gereken daha çok adımlar var, onları da bu sürede tamamlamış olacağız. Ayrıca ekonomi ile ilgili düzenlemeler var, ancak ekonomiyle ilgili düzenlemeleri bu olağanüstü hal kapsamında düşünmüyoruz. Onları ayrıca parlamentonun normal çalıma takvimi içerisinde yapılmaya devam edecek."

"ZAAFİYET ARAŞTIRILACAK, HESABI SORULACAK"

Darbe öncesi bir istihbarat zaafiyeti yaşandığını belirten Yıldırım, "Bu darbeye müdahale konusunda bir zaafiyet yaşanmıştır. Bütün bunlar araştırılacak, sebepleri ortaya çıkarılacak, sorumluları ortaya çıkarılacak ve bunun hesabı hukuk sistemimiz içerisinde sorulacak" diye konuştu.

"EKONOMİYE RUSYA KRİZİNDEKİ GİBİ BİR ETKİSİ OLDU"

Darbe girişiminin ekonomiye hasar verdiğini kaydeden Yıldırım, "Hasar tespitini yapıyoruz. Ekonomimizde mutlaka bir hasar oluştu ama hasarın boyutu hakkında ben fikriniz olsun diye söylüyorum; Rusya ile uçak krizi yaşadığımız zaman, bizim ekonomik göstergelerimizde ne kadar oynama olduysa, bu darbe girişimindeki oynama da o kadar oldu. Dolayısıyla öyle ekonomiyi altüst edecek, bütün değerleri altüst edecek bir değişim yaşamadık. Hafif borsada düşüş var. Kurda hafif bir yukarıya doğru hareketlenme var, faizde de politika faizinde de çok hafif bir kıpırdanma var. Ama bunlar geçici. Bunlar zannediyorum önümüzdeki günlerde normal seyrine gelecektir" diye konuştu.

"ASKER ELBİSESİ İÇİNE SIĞINMIŞ TERÖRİST CANİLERDİR"

Darbe girişiminde bulunan FETÖ mensubu teröristlere sert tepki gösteren Yıldırım şunları ifade etti:

"Şehitlerimiz var, kan dökülmüştür uçaklardan, helikopterlerden bomba atılmıştır. Mermiler atılmıştır, tanklar insanların üzerinden geçmiştir, onları ezmiştir. Bunlar unutulmayacak. Bunlar bizi derinden yaralayan şeylerdir. Milletin verdiği paralarla, vergilerle alınan silahları, milletin üzerine çeviren, onları bu bombalarla, bu mermilerle, bu silahlarla öldüren, şehit edenler Türk değildir. Bu ülkenin seven insanları değildir, bunlar küresel bir terör örgütünün birer militanıdır. Bunlar asker de değildir. Bunlar asker elbisesi içine sığınmış terörist canilerdir. Bunun böyle bilinmesi lazım. Askerlerimiz, silahlı kuvvetlerimizin vatansever, yurtsever subayları, askerleri bu işin dışındadır."

"YATIRIMLARA DEVAM EDECEĞİZ"

Yatırımlara hız kesmeden devam edeceklerini kaydeden Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:

"Uzun vadeli yatırımlarınızı yapmaya devam edip, biz önünüzdeki engelleri kaldırıyoruz. Yatırımcının önüne adeta turkuaz halı seriyoruz. Üç paket halinde planladık; birincisi meclisten çıktı, yürürlüğe girdi. Osmangazi köprüsünü açtık. 26 Temmuz'da üçüncü boğaz köprüsünü hizmete alacağız. 2018'in başında dünyanın en büyük havaalanının ilk etabını hizmete alacağız. 20 Aralık'ta da boğazı denizin altından geçen Avrasya tünelini hizmete alacağız. 2016'da da dünyanın en uzun köprüsü Çanakkale köprüsünün temelini atacağız. Yani Türkiye her şeye rağmen yatırımlarına hız kesmeden devam edecek. Kesinlikle yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı artırmak. Planımız bu. Yani gerçek ekonomiye yönelmek. Ekonomi üzerinde oluşturulmaya çalışılan tereddütleri biz çok da iyi niyetli görmüyoruz. Bu tip manipülasyonlarla Türk ekonomisini bozmaya bunların gücü yetmez. Çünkü, bu ülkeye sahip çıkan büyük bir millet var. Bunu bu darbe girişiminde de gördük."

"ERKEN SEÇİM SÖZ KONUSU DEĞİL"

Erken seçimin söz konusu olmadığını belirten Başbakan Yıldırım, şunları ifade etti:

"Erken seçim diye bir şey söz konusu değil, altını çiziyorum ve net olarak ifade ediyorum. Bu yönde de kafa karıştırmaya çalışanlar var, işte Hükümet, AK Parti bu darbeden güçlü çıktı, bir baskın seçim yapacak falan bunlar bizim aklımızda fikrimizde yok. Öyle bir etik de bulmayız bunu. Biz dört yıllığına milletten yetki aldık, o yetkiyi sonuna kadar kullanacağız. Ama o yetkiyi elimizden almaya kalkanların da tepesine balyoz gibi ineriz, indik. Bundan sonra da böyle aklından, fikrinden geçirenler varsa, ayaklarını denk alsın. Seçim yok, geçim var. Vatandaşın geçime ihtiyacı var, işe güce ihtiyacı var. Seçim yorgunu oldu vatandaş, durmadan seçim. Geçen sene üç tane seçim yaptık. Bir daha seçimle kaybedecek vaktimiz yok. Onun için biz seçim demek ekonomik faaliyetlerin yavaşlaması demek, seçim demek programların yarıda kalması demek, seçim demek öngörülebilirliğin, ileriye yönelik planların ertelenmesi demek. Dolayısıyla seçimin ihtiyaç olmadığı halde, seçimi gündeme getirmek, ülkeyi sevmek demek değil. Onun için böyle bir programımız yok. Bunu söyleyeyim."

"BAŞKANLIK SİSTEMİ VE ANAYASA İÇİN UZLAŞMAMIZ LAZIM"

Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi hakkında da değerlendirmeler yapan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başkanlık sistemi de zaten yeni anayasa içerisinde ele alınması gereken bir husustur. Dolayısıyla, bizim şimdi Başkanlık Sistemi veya yeni Anayasa'yı tek başına, AK Parti olarak yapma şansımız yok. Onun için ne yapmamız lazım? Uzlaşmamız lazım. En az 330 evet oyu alacağız ki, Parlamentoda teklifimiz, yeni Anayasa teklifimiz Başkanlık da dahil olmak üzere sistem teklifimiz referanduma gidebilsin. Şu anda bizim bunu tek başına yapma şansımız yok. O yüzden partilere de çağrıda bulunuyoruz; diyoruz ki gelin, bir olalım hepimizin, 79 milyon milletin ihtiyacını karşılayacak, herkesin bu anayasanın içinde ben de varım, bu Anayasa beni de kapsıyor diyebileceği bir değişikliği yapalım ve bunu halkımızın onayına sunalım. Bizim pozisyonumuz bu. Dün de böyleydi bugün de böyle. Başkanlık sistemi ne için gerekli? İstikrar için, güven için. Başkanlık sisteminde işte bu ve buna benzer maceraya kalkışanlar olamaz. Çünkü mutlak siyasi irade hakimiyeti vardır. Yapacağımız bir değişiklik, sistem değişikliği, Anayasa değişikliği, toplumun yüzde 100'ü değilse bile büyük bir kesimini, kahir ekseriyetini kapsaması lazım, onların kabul edebileceği bir metin olması lazım. Bunu da tek başına yapamayacağımız aşikar onun için bütün partilerle çalışmamız gerekiyor. Darbe oldu diye her şeyden vazgeçeceğiz, kenara çekileceğiz diye bir şey yok bunu kimse bizden beklemesin. Milletimizin talebini, beklentisini karşılamak için her türlü çalışmayı yapacağız. Bize bir fedakarlık düşüyorsa, bu fedakarlığı da yaparız. Ama yeter ki, sorunlar, sürekli konuşulup ortada bırakılmasın. Sorunları konuşalım ama, çözüm için de adım atalım."

BÖLÜCÜ TERÖRLE MÜCADELE

Bölücü terörle ilgili de değerlendirmeler yapan Yıldırım şunları kaydetti:

"Güneydoğuda da bizim ayrı bir sorunumuz var. Bir darbe olayı yaşadık ama orada da bölücü terör örgütü var. Ülkeyi bölmek istiyorlar. Ülkenin o bölgede yaşayan insanları öldürüyorlar, polisi şehit ediyorlar, askeri, korucuları şehit ediyorlar. Masum insanların üzerine bomba atıyorlar. O da ayrı sorun alanımız. Bu darbeyle nasıl müdahale ediyorsak orada da aynı mücadeleyi sürdüreceğiz. Ne zamana kadar? Bu ellerinde silah olan terör grupları artık silahları bırakacaklar, bir daha ellerine almamak üzere bırakacaklar ve açıkça diyecekler ki: 'bizim Türkiye'yi bölmek gibi bir hedefimiz yok, sorunlarımızı üniter devlet yapısı içerisinde tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet çatısı altında çözmek istiyoruz.' Konularımızın burada hallolmasını istiyoruz diyecekler. O zaman zaten orayla ilgili bir sorunum kalmayacak ama, yurdun her tarafında bombalar atarak, İstanbul'da, Ankara'da, Diyarbakır'da, başka bölgelerde insanları toplu katliam yapmaya devam ederlerse, masum insanları öldürmeye devam ederlerse, askeri-polisi öldürmeye devam ederlerse, bizim onlarla konuşacak bir şeyimiz yok."

"HDP TERÖR ÖRGÜTÜNDEN KENDİNİ AYIRAMIYOR"

HDP'yi de eleştiren Yıldırım, HDP'nin terör örgütünden kendini ayıramadığını ifade etti. Yıldırım şunları söyledi:

"Şunu çıkıp dese; bu terör örgütüyle benim bir alakam yok, bunların yaptığı işleri benimsemiyorum ve şiddetle lanetliyorum, kınıyorum dese HDP konuşulabilir, görüşülebilir bir partidir. Ama maalesef böyle bir durum yok. Onlar terör örgütünün, PKK terör örgütünün, YPG, KCK terör örgütlerinin etkisi altında siyaset yapmak gibi bir zorlukları, sıkıntıları var. O yüzen de biz oradaki problemi şöyle görüyoruz; bu terör örgütüyle Türkiye Cumhuriyeti hükümeti arasında bir sorun değildir, aslında bölgede yaşayan Kürtleri düşünen bir terör örgütü yok. Terör örgütünün Kürtler gibi sorunu yok. Sorun ne? Sorun bölgede yaşan Kürtlerin en büyük sorunu, PKK terör örgütü. Onların yaşamını da, geleceğini de zehir ediyor. Ülkenin güvenliğini ve istikrarını da maalesef olumsuz yönde etkiliyor. Enerjimizin bir kısmını oradaki vatandaşlarımızın güvenliğini, huzurunu sağlamak için harcamak zorunda kalıyoruz. Oradaki terör örgütleriyle mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Ama bunlar tabii Suriye'den, ıraktan, orada yaşanan istikrarsızlıklardan yararlanarak, Türkiye'ye geçiş yapıyorlar. Bunların, terör örgütlerinin amacı adam öldürmek. Bunların kutsalı yok, dini yok, hiçbir kutsal değerleri yok. Bunlar kendilerine verilen vazifeyi yapıyorlar. Git öldür, öldürüyor."

"EKONOMİMİZ ÇOK GÜÇLÜ"

Türk ekonomisinin çok güçlü olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Yatırımcılar hiç endişe etmesin, küresel yatırımcılar gelip Türkiye'ye yatırım yapmaya devam edebilirler. Tabii ki bir darbe yaşanmıştır. Bunu yok sayamayız. Ama o kadar güçlü bir milletiz ki hemen darbenin etkisinden kurtardık ve bunu bir bayrama dönüştürdük. O kadar güçlü bir ekonomimiz var ki ufak kıpırdanmalarla, sıyrıklarla tabiri caizse bu darbeyi geçiştirdik. Türkiye büyük projeleri birer birer hayata geçirecek, diğer yandan da Türkiye ekonomisinin, gerçek ekonominin büyümesi için yatırımları artırmaya, onlara destek olmaya devam edeceğiz. Onun için küresel yatırımcıları davet ediyoruz. Türkiye hala yaşanan bu küresel krizde en güvenli limandır. yatırım yapılacak en güzel ülkelerden biridir" diye konuştu.