POLİTİKA

Erdoğan Yunanistan'da resti çekti!

Abone Ol


Batı Trakya’daki Türklerin müftülerinin hala atama yöntemiyle göreve getirildiğini söyleyen Erdoğan seçimle iş başına gelmeleri gerektiğinin altını çizerek, “Oradaki insanların yaşam koşullarının ne olduğunu değerlendirme noktasında burada iyi bir değerlendirme yapmak lazım. Batı Trakya’da yaşayan Müslümanlar inandıklarını Lozan’a göre yaşayabiliyorlar mı? Batı Trakya’da yaşayan Müslümanlar uğun baş müftülerini kendi seçtikleri değil atanan bir müftü ile yönetilme gayretleri var. Türkiye’de mesela patrik atanan bir patrik değildir. Patrik Sen Sinot meclisinin seçtiği bir patriktir. Lozan’a göre de malum belli bir sayıdan Sen Sinot meclisi oluşur. Bunların da Türk vatandaşı olması lazım ve meclisteki bu sayı azaldığı için ben patriğe demişim ki ‘siz bize isimler verin bunları Türk vatandaşlığına alalım meclisteki sayıyı dolduralım.’ Bize verilen bu isimleri biz vatandaş yaptık. Sen Sinot meclisinin üyeleri oldular. Şu anda yanılmıyorsam 17 kadar mecliste üye var. Patriği seçecekse bu 17 kişi seçecek. Ama Yunanistan gerek başbakanlık gerek cumhurbaşkanlığı döneminde batı Trakya’da oradaki insanların baş müftüsünü oradaki insanlar seçememiştir. Bu nasıl oluyor da Lozan’ın uygulanma durumunu söylüyoruz demek ki Lozan uygulamada değil. Lozan’ın uygulanabilirliğini bu şekilde ortaya koymak lazım.” ifadelerini kullandı.

Milli gelir arasındaki farkın altını çizen Cumhurbaşkanı, “İşin ekonomik boyutunu baktığınız zaman Yunanistan’ın kişi başı geliri 18 bin dolar civarındadır. Batı Trakya halkının kişi başına düşen milli geliri 2200 dolar civarıdır. Yatırım noktasında gerekli olan destekler verilmemektedir bir ayrımcılık orada söz konusudur.” Dedi.

Türkiye’de ayrımcılık yapılmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’de benim Rum vatandaşlarıma yönelik böyle bir uygulama göremezsiniz. İbadethaneler konusunda en ufak bir ayrımcılık göremezsiniz. Batı Trakya’da Türk kelimesinin yazılmasını hazmetmeleri mümkün değil.” Dedi.

Türkiye engel olsaydı Yunanistan’ın NATO’ya tekrar üye olamayacağını vurgulayan Erdoğan, “Bir çok askeri konuda sıkıntı yaşanıyor. NATO’dan siz çıktınız tekrar NATO’ya girişinizi biz sağladık. Biz engel olsaydık siz NATO’ya giremezdiniz. Bir ülkenin muhalefeti NATO’ya girmenizi engelleyebilirdi. Biz öyle bakmadık biz komşu diye baktık bugün de öyle bakıyoruz.” dedi.

Kıbrıs’ta verilen taahhütlerin yerine getirilmediğini söyleyen Cumhurbaşkanı, “Kıbrıs’la ilgili yaklaşımınız, Yunanistan garantör ülke olduğu gibi Türkiye de garantör ülke. Bizzat o görüşmelerin içinde oldum. Kofi Annan ile birlikte süreci beraber yürüttük. İş çözüme kavuşması gerekirken orada alınan kararlar uygulamaya girmedi. Kıbrıs’taki Türkler yapılacak olan referandumda yüzde 60’ın üzerinde evet oyu verdiler güneyde Rumlar hayır oyu verdiler. AB’nin verdiği sözler de yerine gelmedi. Mali noktada vereceği desteklerin hiç birini uygulamaya sokmadılar, bugün bile bunlar yerine gelmiş değil. Bizler bu noktadaki sadakatimizi aynen sürdürüyoruz. Bizim hedefimiz Kıbrıs’ta kalıcı adil bir çözüm bulmak.” dedi.

Provokasyonların devam ettiğini belirten Erdoğan, “65 yıl aradan sonra buraya çok farklı bir heyecanla geldik. Batı Trakya’ya bir ziyaret yapmayı arzu ettim. Birileri bu ziyareti provoke ediyor. Broşürlerden tutunuz kapılara konan işaretlere kadar.. Her toplumda artılar eksiler vardır da, 65 yıldan sonra bir cumhurbaşkanı buraya geliyorsa bunun kontrol altında tutulması gerekir.” Dedi.

Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Arzum şudur. Biz bardağın boş tarafıyla uğraşmayız, bardağın dolu tarafına bakalım ve münasebetlerimizi güçlendirelim. Bu ziyaretimizde 65 yılı bir kenara bırakıp ileriye bakacak bir ziyaret olması temennisindeyim.”

Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopulos Kıbrıs görüşmelerine bizzat katılmama konusunda ve iki ülke arasındaki anlaşmanın güncellenmesi konularında şunları kaydetti:

“Yunanistan’da anayasa gereğinde Türkiye’de sizin sahip olduğunuz yetkilere sahip değildir. Bu sözünü ettiğini söylediğiniz görüşmelere katılamadım. Sizi ilk kez İstanbul’da tanıdığımdan beri sizinle açıkça konuşabilecek birisi olduğuna kanaat getirdim. Bu anlamda değindiğiniz konuları Yunanistan hükümeti üyeleriyle görüşme fırsatımız olacak. İlişkilerimizin de bu samimiyet ilkesi üzerinde ilerleyeceği konusunda inanıyorum. Eski üniversite profesörü olan sayın dışişleri bakanının söyleyeceği gibi hukuk fakültesi hocasıydım. O açıdan kendisiyle hem fikiriz, bir anlaşmanın veya hukukun güncelleşmesi reformu mümkün değildir. Hukuk ilkesinin anlamını yeni bir anlam kazandırmak anlamında var olan bir sözleşmeye yeni bir metin ekleyebiliriz. Fakat anlaşmayı güncelleme gözden geçirme veya reform etme kavramını kullanmıyoruz. Bu konuda da sizin samimiyetinize inanarak bunun altını çizmeyi arzu ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Pavlopulos’un sözleri üzerine şunları söyledi: “Ben hukuk profesörü değilim ama siyaset hukukunu iyi bilirim. Bu siyaset hukukunda da anlaşmaların güncelleştirmesi diye bir şey vardır bunu da biz yaparız. Sizler bu konuları açmamış olsaydınız sayın Çipras’ın kabulünde konuşacaktım. Öyle de olsa sizler Yunanistan adına ben de Türkiye adına bu konuları görüşmüş oldum. Biz de çok sıkıntılar yaşadık o yüzden Türkiye’de sistem değişikliğine gidiyoruz. Seçim hukukundaki yanlışlar nedeniyle Cumhurbaşkanlığı seçim sistemini değiştiriyoruz.”