"İnsan hakları savunucusu Nalan Erkem'e kelepçeli muayene" haberini [1] gördünüz mü?
Olayın öncesini anımsatalım; birtakım insan hakları kuruluşlarından temsilciler, zorlu koşullar altında yürütülen insan hakları savunuculuğu çalışmalarını güvenilir, sağlıklı, güvenli ve etkin hale getirmek için bilgi ve deneyim paylaşımı için 2 Temmuz'da İstanbul Büyükada'da bir araya geliyorlar. Çalışmanın dördüncü gününde sabah saatlerinde ihbar olduğu iddiasıyla polis tarafından baskın yapılıyor ve toplantıda bulunan Veli Acu, Özlem Dalkıran, Nalan Erkem, İdil Eser, Ali Gharavi, Günal Kurşun, Şeyhmus Özbekli, Peter Steudtner, Nejat Taştan, İlknur Üstün gözaltına alınıyor. Olay, ilk anda OHAL döneminde artık kanıksanan gözaltı işlemlerinden birisi gibi gözükse de çok geçmeden bunun daha farklı bir operasyon olduğu ortaya çıkıyor. Gözaltına alınanların nerede olduğu konusunda ilk gün bilgi alınamıyor, dosyayla ilgili kısıtlama kararı olduğu halde, önce iktidar yandaşı medya ağır suç ithamı içeren manşetler atıyor, ardından Cumhurbaşkanı "Onlar adeta 15 Temmuz'un devamı niteliğinde bir toplantı için bir araya gelmişlerdir" açıklaması yapıyor. Böylece daha ifadeleri dahi alınmayan hak savunucuları adeta mahkûm ediliyorlar. Soruşturmanın kolluk aşaması yedi günlük gözaltı süresinin yedi gün daha uzatılması ile devam ediyor, 17 Temmuz'da adliyeye getirilen şüphelilerin altısı tutuklanırken, dördü adli kontrolle serbest bırakılıyor, daha sonra savcının itirazı ile adli kontrolle serbest kalanlardan iki kişi daha tutuklanıyor. Soruşturmadaki somut suçlamanın ne olduğunu halen kimse bilmiyor.

Nalan Erkem itiraz üzerine tutuklananlardan, tanımayanlar için kısaca onu tanıtayım. Urla doğumlu İzmirli bir avukat olan Nalan Erkem, 2002-2004 yılları arasında İzmir Barosu Yönetim Kurulu'nda görev yaptı, İzmir Barosu bünyesinde kurulan "İşkenceyi Önleme Grubu"nun aktif üyelerinden birisiydi. İnsan hakları Derneği ve Helsinki Yurttaşlar Derneği'nin üyesi olan Avukat Erkem, şimdiye kadar kadın hakları, çocuk hakları, mülteci hakları ve engelli hakları ile ilgili pek çok çalışmada aktif olarak yer almış, katıksız bir insan hakları savunucusu. Çocuğunun yüksek öğrenimi nedeniyle İstanbul'a göçmek zorunda kalan ve İzmir'e dönme hayalleri kuran sevgili Nalan, benim için de tereddütsüz güvendiğim, her şeyine kefilim diyebileceğim bir meslektaşım, çok değer verdiğim bir dostumdur.

Hayatı boyunca, şiddete karşı duran, sorunlar için hep barışçıl demokratik çözümler öneren, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının eksiksiz uygulanması için çabalayan Avukat Nalan Erkem şimdi anlamsız ve tutarsız suçlamalarla Silivri Cezaevi'nde tutuklu. Hak ihlallerinin önlenmesi için mücadele ederken şu anda onun hakları ihlal ediliyor, hakız yere tutuklu olması yetmiyor, cezaevi koşullarında yaşadığı ciddi sağlık sorunları nedeniyle götürüldüğü hastanede itiraz etmesine karşın kelepçesi çözülmeden muayenesi yapılıyor. Oysa hak savunucularının yıllardır verdikleri mücadele sonucunda kelepçe ile muayenenin onur kırıcı bir muamele ve sağlık hakkı ihlali olduğu kabul edilmişti. Türk Tabipleri Birliği, "tutuklu ve hükümlülere yönelik sağlık hizmetlerinin koşulları ve standartları"na ilişkin ilkelerinde bunu açıkça belirlemişti: "Muayeneler sırasında hastaların kelepçeleri açtırılmalı, klinik özgürlük koşullarına ve hasta haklarına uygun tam bir ortam sağlanmalıdır. Bunun için muayene ortamlarında hasta ve sağlık personeli dışında kimse bulunmamalıdır. Bu hasta ve hekimin hakkı ve hekimin görevidir." (2) Ne değişti? Kimse "15 Temmuz darbe girişimi" bahanesine sığınmasın. 15 Temmuz darbe girişimi önlendiyse bunda Nalan Erkem gibi demokrasi aşığı hak savunucularının yıllardır inatla sürdürdükleri çabaların katkısı çok büyüktür.

Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, bugün onları yargısız infaz edenlerin de 'geçmişte olduğu gibi' bir gün hak savunucularına ihtiyaçları olabilir.

Yeter artık, bu anlamsız soruşturma sonuçlandırılsın, hak savunucularına uygulanan hak ihlallerine son verilsin.

[1] https://www.evrensel.net/haber/330293/insan-haklari-savunucusu-nalan-erkeme-kelepceli-muayene
[2] http://www.ttb.org.tr/index.php/Haberler/cezaevleri-6243.html