Yılın 13 Ekimleri, hemşehrimiz, Halikarnas Balıkçımız Cevat Şakir Kabaağaçlı'yı andığımız günüdür. Bu, çok yönlü kültür insanımızın anısı önünde saygıyla eğiliyor, kendisini özlemle anıyorum.

İzmir'in işgâlden kurtulduğu 9 Eylül 1922 yılında başlayan ve 16 Eylül günü ancak denetim altına alınabilen yangın; kentin Mustafabey, Pasaport, Alsancak, Kahramanlar ve Basmane semtlerinin büyük bölümünü içeren 250 hektarlık alanın yanıp kül olmasına neden olur. 1930 yılına değin kentin göbeğindeki bu yangın yeri pislik, derbederlik yuvası halindedir. Başta Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere, hükümet, burası ile ilgilenir. 1930 yılında İzmir Belediye Başkanlığına seçilen Behçet Salih (Uz) Bey döneminde bir yandan iktisadi amaçlarla panayırlar düzenlenirken, diğer yandan yangınlık alanının temizlenmesi işine hızla girişilir.
Yıl 1933'tür.

1933 yılının haziranında, İstanbul'dan SSCB'nin Odesea kentine hareket eden Türk Halkevleri sporcularının başında görev alan İzmir Futbol Heyeti Reisi Suad Yurdkoru, fahri yazarı olduğu Yeni Asır Gazetesi'nin, 31 Temmuz 1933 günkü sayısında gezi izlenimlerini aktarırken; Moskova'daki Gorki Kültürparkı'ndan uzun uzadıya söz eder. Suad Yurdkoru, bir yıl sonra yapılan 1934 seçimlerinde İzmir Belediye Meclis Üyeliğine seçilir, iki ay sonra da Başkan Behçet Salih (Uz) Bey'in yardımcısı olur. O aralar İzmir yangın yerlerinin kaldırılması için hazırlanmış imar planında Kültürpark'ın olduğu yer 60 bin metre karelik bir park alanı olarak ayrılmıştır. Başkan Yardımcısı Yurdkoru; 60 bin m2 lik alanın küçük olduğunu, Moskova'da büyük bir kültürpark gördüğünü Başkan Behçet Salih (Uz) Bey'e aktarır ve "bir kültürpark kuralım!" önerisinde bulunur. Öneri, Belediye Meclisinde kabul edilince imar planında değişiklik yapılır; 60 bin metrekarelik alan 360 bin m2. ye çıkartılır. Temeli 1 Ocak 1936, saat 15.00'te atılan, dün olduğu gibi bugün de İzmir'in oksijen deposu olan Kültürpark'ın yeşillendirilmesi çalışmasında dönemin SSCB'den gelen uzmanlarıyla birlikte pek çok kişi görev alır. Kültürpark'ın ağaçlandırılmasına katkıda bulunan adlardan birisi de Çağdaş Türk Edebiyatı'nın ünlü kalemlerinden; aynı zamanda doğa, turizm rehberliğinden tanıdığımız Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı'dır.

Halikarnas Balıkçısı, İzmir'e yerleşiyor

Yazdığı bir hikâye nedeniyle Bodrum'da kalebentliğe mahkum edilerek sürgün yaşantısına gönderilen Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı, cezasının bitiminde, 1947 yılında İzmir'e yerleşir, 13 Ekim 1973 Cumartesi günü saat 15.10'da ölünceye değin burada yaşantısını sürdürür. Gömütü Bodrum'dadır.
Ölümünün üzerinden yıllar geçtikten sonra; bir doğa aşığı olan ve Bodrum dışında Kültürpark'ta da pek çok ağaç diken Halikarnas Balıkçısı adına Kültürpark içerisinde 1500 m2. lik bir alanda, anısına Halikarnas Balıkçısı Bitkiliği oluşturuldu ve ortasına büstü dikildi. Bitkilikte, Kabaağaçlı'nın Türkiye'ye ilk kez getirerek romanlarına konu ettiği 45 çeşit bitki ile Bodrum'u sembolize eden ağaç ve zeytinler yer almaktadır.
Manevi oğlu Prof. Şadan Gökovalı; Balıkçı'nın, dikili ağaç yönüyle ortalaması hayli düşük İzmir'in başta gelen akciğeri konumundaki Kültürpark'a bitki ve ağaç dikiminde özellikle çeşitliliği göz önünde bulundurduğunu kendisine, "ayrıca ağaç dikme seferberliği sırasında, biz buraya ürün veren ağaç dikersek, onlar kendi kendilerine bakar, düşüncesiyle meyve veren ağaçların dikimine özen gösterdiğini" şeklinde anlattığını söylüyor.

Balıkçı'nın Kültürpark'ta diktiği ağaçlar

Sekoya (dünyanın en uzun ağacı olarak nitelendirilen, ABD'de gövdesinden taşıt yolu geçen ağaç), Bella Sombra, Mersin (koku ve meyvesiyle öne çıkar), Defne (yaz kış yeşil olduğu için, balık pişirmede özgün bir koku, dolaysıyla lezzet verdiği için, çay olarak içilebildiği ve sağlık açısından yararlı olduğu için dikmiştir), Çam fıstığı, Erik, Süs Eriği, İncir, Kaktüs ağacı (köpek balığı kuyruklu), Palmiye, Sabırlık, Nar, Gül, Arap Dudağı (Erithrina), Hanım Tuzluğu, Yasemin, Ilgın, Çınar, Günlük (Sığla) Ağacı, Yalancı Hurma (Fenix), Oya Ağacı, Manolya.