Hoşça Kalın

Bugün 31 Aralık; bugün 'hayatın içinden" sorunları bir kenara bırakıp sadece yeni yıla ilişkin dileklerimi yazarak, veda etmeyi düşünmüştüm. Ancak, Çevre ve Şehirlik Bakanlığı'nın İzdemir Termik Santralı için yeniden ÇED olumlu kararı verildiğine dair duyurusu, [1] yazının kapsamını değiştirmeme yol açtı.
Konuyla ilgili 10 Aralık'taki "ALİAĞA TERMİK SANTRALI İÇİN KARAR" [2] başlıklı yazımda; "...Aliağa'da mahkeme kararları yok sayılarak çalıştırılan Termik Santral için Mahkemenin yeniden iptal kararı verdiğini, ancak Mahkeme kararının yine umursanmadığını, karar henüz davanın taraflarına tebliğ edilmeden, 2009/7 sayılı genelgeye dayanılarak yeni ÇED sürecinin başlatıldığını, halkın katılımı toplantısı yapılmadan 7 Aralık'ta İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı yapıldığını..." yazmıştım, ayrıca "10 Aralık İnsan Hakları gününde, hakların başında yaşamanın geldiğini, onun için de Aliağa'ya dair bir şey yapmak gerektiğini" eklemiştim.
Aliağa için başkaları ne yaptı bilemiyorum, ama 7 Aralık'ta toplanan İnceleme Değerlendirme Komisyonunun üyeleri, çevre için, yaşam için iyi bir şey yapmadılar, Aliağa ve yöresinin yaşamını termik santrale feda etme pahasına Sunulan ÇED raporunu uygun buldular. Rapor incelendiğinde "bu kadar da olmaz" dedirten türden kes/yapıştır şekilde, çalakalem, özensiz hazırlanmış bir belge olduğu ortaya çıktı. Mahkeme; atık depolama alanının zeytinlik alanda olduğundan iptal kararı vermişti, yeni ÇED Raporu da atık depolama alanının, yine aynı yerde, zeytinlikler arasında yapılmasını öngörüyordu, "Karadeniz Bölgesi" sözcüklerini değiştirme gereği dahi duymadan, Karadeniz'deki bir rapordan "kopyala-yapıştır" yöntemiyle çoğaltılmıştı [3] ama İDK, bu hukuksuzluğu ve ciddiyetsizliği önemsememişti.
Tepkiler oldu, itirazlar yapıldı, milletvekilleri sorular sordu ama fayda etmedi, bu skandal ÇED Raporu hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığının "olumlu" karar verdiği 28 Aralık'ta duyuruldu. Böylece Çevre Bakanlığı, bir kez daha Mahkeme kararını yok saydı ve ÇED'i değersizleştirdi, başta Aliağa ve Foça olmak üzere, Menemen'in, İzmir'in çevresini, yaşamını koruma yerine, varlık nedeni ve kuruluş amacına aykırı olacak şekilde termik santralın tedarikçisi gibi davrandı.

İzmirliler buna ne diyecekler bilemiyorum ama benim için aynı şeyleri yazmanın bir anlamı kalmadı. Biraz da bu yüzden, bir süredir düşündüğüm şeyi uygulamaya koyuyorum; 25 Mayıs 2015'de "Su'yla Merhaba"yla [4] başladığım, hiç ara vermeden her hafta pazartesileri yayınlanan yazılarıma bir süre için son veriyorum. Bu köşeyi bana açan Haber Ekspres'in değerli yöneticilerine ve siz okuyucularıma teşekkürlerimi sunuyorum, benim için keyifli ve öğreticiydi.
2019 yılının, ülkemiz için sorunların demokratik tartışma ve müzakere yöntemiyle çözüldüğü, her alanda şiddetten arınmış barış içinde, toprağın, suyun, havanın, kısacası yaşamın korunduğu bir yıl olmasını, sizler için, hepimiz için de sevginin eksik olmadığı sağlıklı bir yıl olmasını diliyorum.
Hoşça kalın.

[1] https://izmir.csb.gov.tr/izmir-ili-aliaga--foca-ilcesi-ced-olumlu--duyuru-367947
[2] http://www.haberekspres.com.tr/aliaga-termik-santrali-icin-karar-makale,7334.html
[3] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/cevre/1173425/Kopyala-yapistir_CED_raporu__izmir_deki_Karadeniz_.html
[4] http://www.haberekspres.com.tr/suyla-merhaba-makale,3655.html