Ülkemizi 1984 yılından bu yana birinci derecede ilgilendiren konunun PKK ile yapılan savaş olduğunu hepimiz bilmekteyiz.
Önceleri; PKK ile yapılan savaşın yetkililerimizce pek de dikkate alınmadığını söylememiz gerekecektir. Elbette; yetkililerimizin bu yöndeki davranışlarından etkilenmiş olacaklar ki halkımızın da konuya yaklaşımları aynı yönde olmuştur. Öylesine dikkat çekidir ki belki de toplumumuzun tamamında Güneydoğu Anadolu'da yapılanlarda yetersizliği zaman zaman konuşulur olmuştur. Olmuştur ama; bakınız nasıl. Halkımız; devletinin olaylara olan yaklaşımının yetersizliğini hissediyor, kendince birtakım çözümler üretebiliyordu. Ancak söylenenler bir ölçüde kahvehane edebiyatının ötesine geçemiyor, kısacası olanlar ciddi bir tehlike sayılmıyordu.

Dolayısıyla o günlerde gerek silahlı kuvvetlerimizden ve onlarla birlikte hareket eden korucu gruplarından gerekse PKK'dan yaşanan kayıplar haber kanallarında çok kısa olarak yansıtılmaktaydı.

Ne kadar acıdır, o günlerde önemsenmeyen kayıpların ve olayların sayısı giderek yükseldi, yükseldi, yükseldi şimdilerde artık toplumun tamamını ürkütür bir noktaya ulaştı. Olanlar ve olaylar öylesine gelişim gösterdi ki hem uluslararası nitelik kazandı hem de yıllardır iç içe yaşayan toplumumuzda birtakım ciddi sorunların oluşmasına yol açtı. O kadarla kaldı mı sanırsınız? Günümüzde artık harcama, bütçemizde hatırı sayılır yer etmeye başladı.

Üst bölümdeki paragrafın son cümlesi bence çok önemlidir. Bakınız; Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek "Altın Karşılığı Tahvil" çıkarma projesi hakkındaki açıklamasında savunma harcamaları için ek parasal gereksinim içinde olduğunu açıkladı. İlginç olan nedir bilir misiniz? Belirli bir zamandan bu yana devlet bütçemizdeki ana kalemlerinin  sırayla Milli Savunma, Diyanet ve Milli Eğitim harcamalarından oluştuğunu görmekteydik. Son senelerde bu kalemlere MİT (Örtülü Ödenek hariç) ve AKP Genel Başkanlığına ayrılan bölümler de eklenmiştir. Üstelik; Milli Savunma için ayrılan ödeneklere PKK yetmezmiş gibi şu aralarda Suriye ve Irak için yapılanlar için de yeni gereksinimler söz konusudur.

PKK ile yapılan mücadelede ülkemiz halklarının gözünü açan ilk belgelerden birinin Tümg. Osman Pamukoğlu tarafından yazılan 2003 tarihli "Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok" adlı kitap olduğunu hatırlatalım. Kitabın adının Alman yazar Erich Maria Remarque tarafından 1. Dünya Savaşı sonrasında yazılmış "Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" adlı kitaptan esinlenmiş olabileceği düşünülmektedir. Tümg. Osman Pamukoğlu iki yılı aşkın süreyle görev yaptığı Hakkari yöresinde yaşananları hem asker hem de bir insan olarak çok değişik açılardan fakat son derece dikkate alınması gerekecek şekilde anlatmaktadır. O kitapta yaşananlar ve çözüm önerileri siyasilerce yeterli derecede değerlendirilmiş olsaydı belki de ülkemiz ne Irak ne Suriye krizlerine bulaşır ne de çözülemeyen bir Güneydoğu Anadolu sorunu kalırdı. Yeter ki değerlendirilebilinsin.

Evet; daha önce gazetemizdeki bir başka yazımda (06.04.2016) da belirttiğim üzere olay bir skor olarak algılanmamalıdır. "... PKK'lı öldürüldü, ... askerimiz, ... korucumuz şehit oldu". Artık şimdilerde her gün her haber bülteninde duymaktan bir ölçüde kanıksadığımız haberlerdir.

Hele o; "... 'da/de yola döşenen/yerleştirilen el yapımı bombanın uzaktan kumandayla patlatılması sonucu konvoyda bulunan, askeri araçta bulunan ... askerimiz şehit oldu. Ardından başlatılan hava harekatında Irak'ta bulunan Kandil Dağı'ndaki PKK kampları ve cephanelikleri bombalarla yerle bir edildi" diyerek sürdürülen haberler yok mu!
Bu tür haberlerin sonu yok ve gelmeyecekmiş gibi geliyor bana. Bu tür spot haberlerdeki noktalı bölümleri o gün yaşananlara göre doldurun. Göreceksiniz sadece sayılar değişiyor, yaşananlar hep aynı. O el yapımı bombalar kimler tarafından ve ne kadar zamanda o konvoyların geçeceği bilinen yollara yerleştirilmekte/döşenebilmektedir? O "İHA" denilenler ne işe yararlar? O "Kandil Dağı" bunca senedir hava kuvvetlerimiz tarafından hep yerle bir ediliyor ama ne yazıktır ki yerinde durmaktadır.  Bu bombalamalar gazozuna bombalamalar mıdır? İnanın ben bu işin sırrına eremiyorum. Sırrına eren varsa beri gelsin, bildiklerini bana anlatsın!
Esenlikle kalınız...
TÜRKÇE İÇİN NOT
"Askeri ücret" değil ASGARİ ÜCRET