Birçok kişinin 'yaz nezlesine' yakalandığını biliyorum.
Bu arada yaz ishali olanlar da var.
Bugün özellikle bebekler ve çocuklar için 'yaz ishali' tehlikesine dikkat çekmek istiyorum. 
Özel Tınaztepe Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bölümünden Uzm. Dr. Can Özoğlu, çocuklarda sık görülen ve özellikle yaz aylarında artış gösteren ishallerle ilgili önemli bilgiler verdi. 
Uzm. Dr. Özoğlu, 'Çocukların uzun süre havuzda vakit geçirmeleri yaz ishalleri için önemli bir risk faktörüdür. İshalli hastalık geçse de virüs yayılması devam edebileceğinden ishalden sonraki 10 gün içinde havuza girilmemesi toplum sağlığı için önemlidir' dedi.
Belediyelere önemli görev
İshalin çocuklar için ciddi bir tehdit olduğunu belirten Uzm. Dr. Özoğlu, 'Sıcak havalarda gıdaların daha çabuk bozulması, mikropların daha kolay üreyebilmesi, terleme ile birlikte vücutta ani tuz kaybı yaşanması yazın ishal vakalarında artışa neden olmaktadır. Bu nedenlere, hijyen koşullarının yetersizliği, atık suların içme veya temizlik sularına karışmasının eklenmesi ile ishalin kontrol altına alınması güçleşir' diye konuştu.
Anne sütü iyileştiriyor
Her hastalıkta olduğu gibi en ucuz tedavinin korunmak olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Özoğlu, bebeklere ishale karşı önemli bir besin kaynağı olan anne sütünün verilmesinin önemine vurgu yaparak şu bilgileri verdi:
'Hasta olduğu zaman anne sütü alan bebekler daha çabuk iyileşir. 
Dışkıdan iyi arınmalı, eller özenle, akan suyun altında sabunla yıkanmalıdır.  Yazın, su, süt, süt ürünleri ve yumurta içeren pasta, krema vs. ürünler,  tavuk, sucuk, salam, sosis, konserve, et, et suyu, kabuklu deniz ürünleri, çiğ tüketilen sebze ve meyveler çok daha dikkatli yenilmelidir.
Süt ve süt ürünlerinde mikroplar daha kolay üreyebilmektedir. Örneğin dondurma iyi bir süt, protein ve enerji kaynağıdır. İçme suyunun temiz olduğundan, meyve ve sebze yıkarken kullandığınız suyun temiz olduğundan emin olunuz. 
Çocukların uzun süre havuzda vakit geçirmeleri yaz ishalleri için önemli bir risk faktörüdür. İshalli hastalık geçse de virüs yayılması devam edebileceğinden ishalden sonraki 10 gün içinde havuza girilmemesi toplum sağlığı için önemlidir.'
Probiyotik gıdalar öneriliyor
Kusma, ateş, ishal beraber olduğunda genel durumu hızla bozulan çocuğun acilen sağlık kuruluşuna götürülmesi gerektiğini ifade eden Uzm. Dr. Özoğlu, 'Ateşi olmayan, kusmayan, ishalli çocuklara evde yardımcı olunabilir. Süt dışında tüm besinler özellikle sulu gıdalar sık sık azar azar verilmelidir. Probiyotik ihtiva eden yoğurt ve ayran ishalli çocuğun beslenmesinde yer almalıdır. Probiyotik yapılı ilaçların kullanılması tavsiye edilmektedir. Antibiyotikler zaten bozulmuş ve zararlı bakteriler tarafından istilaya uğramış olan bağırsakların doğal dengesinin daha çok bozulmasına neden olur. Doktorunuza danışmadan ilaç kullanmayın' diye konuştu. 
Önemli ipuçları
1. Çocuğun hareketliliği ve aktivitesinde değişiklik olmadıysa, genel olarak keyfi yerindeyse, ağızdan beslenmesini ve sıvı alımını sürdürebiliyorsanız, endişe etmenize gerek yoktur.
2. İshal genellikle kendini sınırlayan bir hastalıktır. 5-7 günde kendiliğinden geçer. İshali tehlikeli yapan ishalin şiddeti ve sıvı ihtiyacının karşılanamamasıdır. Bu da ishale yol açan etkenle yakından ilgilidir.  
3. Beslenmesinde sıvı yiyecek ve içecekleri artırın ancak bağırsakları dinlensin düşüncesiyle ağızdan beslenmesini kesmeyiniz. Bazı anneler hem bağırsaklarını dinlendirmek hem de ishali kesmek için bir süre beslememeyi denerler. Bu yanlış bir uygulamadır. İçebildiği kadar; az az, sık sık ama gün içinde bol miktarda su verilmesi sıvı kaybının önlenmesi açısından önemlidir.
4. İshal seyrinde lifli ve yağlı yiyecekler tercih edilmemelidir. Bunun dışında beslenmesinde, protein ve karbonhidrat kaynaklarında değişiklik yapmayınız. 
5. Sulu ve çok sayıda dışkılamayı kesmeye yönelik olduğu iddia edilen ürünlerden ve uygulamalardan uzak durunuz.
6. Kola gibi gazlı ve şekerli içeceklerin ishale faydalı olduğuna inanılır. Bu düşünce tamamen yanlıştır. Şeker oranı yüksek içecekler bağırsaklardan su kaybını artırmaktadır.
Yasağa rağmen gülüyoruz!
Anadolu insanının yaratıcılığının göstergelerinden biri olan kamyon arkası yazıları yasaklara rağmen görenlerin yüzünü güldürüyor.
Geçtiğimiz yıllarda yasaklanan ve Karayolları Trafik Kanunu'na göre aracın herhangi bir yerine izinsiz yazılan yazılar için trafik ekipleri tarafından 72 TL para cezası kesilmesine rağmen bu yasak caydırıcı olamamış. Ekmeklerini kazanmak için nasiplerini yollarda arayan kamyoncular, hasretlerini ve kederlerini kendilerine has bir dille dışa vuruyor. 
Araçların genellikle çamurluk ve kasa kısımlarına yazılan yazılarla kendilerini ifade etmeye çalışıyor ve görenlerin yüzünde tebessüme neden oluyor. 
Her ne kadar kamyon ve tırların arkasından giden araç kullanıcılarının dikkatlerini dağıttığı gerekçesiyle yasaklanmış olsa da yaratıcı Anadolu insanı bu alışkanlığından vazgeçmiyor ve ortaya birbirinden ilginç kamyon arkası yazıları ortaya çıkıyor. 
Özellikle uzun yol şoförlerinin vazgeçmediği bu yazılar her geçen gün daha da derin anlamlar taşıyan ve hem düşündürüp hem de güldüren birer eser halini alıyor. 
Bazı kamyon yazıları
Birbirinden ilginç kamyon arkası yazıları arasında; 'Azrail bile ayağıma gelecek! Sen neyin tribindesin', 'Kamyonumdaki yüküm aşkından hafif be gülüm', 'Bir sana, bir de sabah uykusuna hastayım', 'Önünü görmeden sollama, eve acı haber yollama', 'Yaklaşma toz olursun, geçme pişman olursun', 'Tek rakibimiz, Türk Hava Yolları', 'Hayatımı yazsam duble yol olur', 'Kamyon çeker 10-20 ton, gönlüm çeker Paris Hilton', 'Araman için illa hata mı yapmam gerekir', 'İyi mazot selülit yapmaz', 'Ne Müslüm'den ne de Orhan'dan, sevdiğim tek parça yedek parça', 'Havan kime yabancı', 'Aşk çekenin, yol gidenin', 'Rahmetli de sollardı', 'Gazla uçabilirsin, ama frenle konamazsın', 'Sen gökyüzünde doğan güneş, ben yollarda çilekeş', 'Karayollarında değil, senin kollarında öleyim', 'Aşkıma ihanet ettin, beni trafik polislerine ihbar ettin', 'Bu yazıyı okuyabiliyorsan baya yaklaşmışsın demektir', 'Rampada yavaş, düzlükte savaş', 'Ölüme gidelim dedin de mazot mu yok dedik', 'Hedefimiz ibre sonu Allah'ım sen bizi koru', 'Vedalar zamansız gülüm' gibi anlam yüklü olan yazılar yer alıyor. 
***
   
MENEKŞE
Fıkralar yok olmaz
Türk kültürel mirasının özgün yaratıcılarından ve tarihi şahsiyetlerinden biri olan Nasreddin Hoca güldürürken düşündüren ve düşündürürken güldüren bir kişilik olarak günümüzde de Türk kültürü içerisinde ki önemini koruyor. 
Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü ve Türk Halkbilimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Ekici, 'Nasreddin Hoca fıkrası anlatma geleneğini öncelikle tüm gençlerimize sevdirmeli sonrada dünyaya tanıtmalıyız' dedi.
Ortak mirasımız
Konya'nın Akşehir ilçesinde yaşadığı ve öldüğü kabul edilen Nasreddin Hoca 5-10 Temmuz tarihleri arasında yine Akşehir'de yapılacak etkinliklerle anılacak. Prof. Dr. Metin Ekici,  'Nasreddin Hoca gerçekten nerelidir? sorusu bir taraftan Eskişehir'e bir taraftan da Akşehir'e mal edilmeye çalışılırken, Türkiye'nin ve Türk Dünyası'nın ortak kültürel mirası,  gülmecenin ustası olarak Türk kültür tarihi açısından herkes tarafından sahiplenilmesi gereken bir kişiliktir' diye konuştu. 
13. Yüzyıldan günümüze kadar Türklerin yaşadığı çağ genelinde biriktirilmiş olan gülmeceyle ilgili pek çok unsurun Nasreddin Hoca etrafında oluşturulduğunu söyleyen Prof. Dr. Ekici, 'Sadece Doğu coğrafyası değil, balkanlarda yaşayan Türkler arasında da Nasreddin Hoca fıkraları anlatıldığı gibi yine Suriye, Irak, Mısır'a kadar indiğimizde Nasreddin Hoca'nın tanındığını görüyoruz' dedi.
Ona ait değil!
Günümüzde anlatılan her Nasreddin Hoca fıkrasının kendisine ait olduğu düşüncesinin mümkün olmadığını belirten Prof. Dr.  Ekici, 'Nasreddin Hoca bir gün diye başlanılan fıkralarda ahlaki ve etik kurallar geçerli olduğu sürece kimse bu onun fıkrası değil demez. Önemli olan gençlerin yönelimlerini iyi bilmek ve Nasreddin Hoca karakteri etrafında şekillenen hoşgörü ve gülmeceyi günümüze aktarabilmektir' diye konuştu.
Nasreddin Hoca'ya sadece beş günlük bir şenlikle sahip çıkılamayacağını belirten Prof. Dr. Metin Ekici, bu konuda en büyük görevin yayın organlarına, eğitimcilere ve yatırımcılara düştüğünün altını çizdi. 
***
KILÇIK
*- Erkekler kadınların ilk aşkı, kadınlar erkeklerin son aşkı olmak ister. (Oscar Wilde),
*- Ormanda iki ayrı patika vardı ve ben en az ayak izi olanı seçtim. İşte farklılık budur. (Frost).
*-  Eğer dostluğumuz zaman ve uzaklıkla sınırlı ise o yok demektir. 
Zaman ve uzaklıkla sınırlı olmayanı yaşıyoruz biz.
Zamanı yenince hep aynı andayız, uzaklığı yenince hep aynı yerdeyiz.
Öyleyse, her an birlikte olacağımızı düşünmedin mi?' (Richard Bach).