İstanbul.
Tüm o karmaşası, gürültüsü, stresi, kalabalığı ile yer yer bıktığımız, yorulduğumuz İstanbul.
 "Ezel!" Hayat dolu bir genç kız.
Kollarını sonuna kadar açmış, İstanbul'u, İstanbul'un bize bazen "gürültü" gibi gelen seslerini kucaklıyor. 
O, İstanbul'un müziğini duyabiliyor!
Notalarını tek tek ayırt edebiliyor.  
Trafiğinin, kuşlarının, satıcılarının, insanlarının, diğer tüm seslerinin içinde ve birlikteliğinde gizlenmiş müziğini hissedebiliyor... 
Kollarını açmış, kendini İstanbul'un eşsiz müziği eşliğinde, tüm bir hayatı kucaklamaya bırakıyor.
Gözleri ışıl ışıl...
Hayatın tüm renkleri, sesleri, heyecanı, neşesi o gözlerde parlıyor!
Ezel ve Berk'in öyküsünü anlatan "Seni Seviyorum Adamım" vizyonda!
"Seni Seviyorum ... !"
Kaç kere söyleyebildik o iki kelimeyi sevdiğimize hitap ederek?
Kendimizi, sevdiğimizi, hayatı, HER ŞEYİ, yüreğimizin taa derinlerinde hissederek!
Hiç planlamadan, kafamızda kurgulamadan... 
Öylece, birden bire!
İçimizden "o an", "o şekilde" geldiği için...
Belki haykırarak, belki sessizce...
Belki sadece sarılarak, öperek ya da tek bir bakışla.
Bize en çok "hayat" vererek "var eden", bizi "biz" yapan o kelimeleri!
Aynı zamanda da belki de en çok "içimizde" tuttuğumuz.
Haykıramadan, fısıldayamadan, paylaşamadan.... 
Bize ait olan en güzel şeyi, içimize öylece hapsedip solmaya bırakarak.
Berk ve Ezel.
Berk, kendi çizdiği çizgi içinde yaşamayı, insanlara, aşka, hayata karşı mesafeli durmayı seçmiş bir adam. 
Kıbrıs'ta deniz, balık tuttuğu teknesi, evi arasında sakin ve huzurlu bir hayat kurmuş.
Ezel, hayat dolu, yerinde duramayan genç bir kız! 
Hayatı adeta çoşku dolu bir şarkı gibi, melodiler mırıldanarak, dans ederek, her anına büyük bir neşe ve mutluluk katarak yaşayan.
Sizi şaşırtan, güldüren ve eğer bir kere sevdiyse de kendini sevdirmeden de sizi bırakmayan.
Berk'in etrafında ördüğü duvarları aşabilecek güç Ezel.
Ezel'deki cevheri dünyaya açacak anahtar Berk.
Berk ile Ezel'i buluşturacak güç ise "sevgi" ve "aşk"!
Hayatın kareleri bir bir akarken 
Hayatın kareleri...
Yer yer güldüğünüz, yer yer ağladığınız.
Sevdiğimiz, sevildiğimiz.
Birlikte inanarak yola çıktığımız, pes etmeden büyük bir şevkle çalışarak, çok güzel şeyler yarattığımız.
Aynı heyecanda, aynı duyguda, aynı yerde buluştuğumuz. 
İşte tüm o hayatın karelerinden, birer tane de sevdiğinize bırakmak istersiniz.
En doğal, en sponten şekilde.
Sevdiğiniz farkına bile varmadan.
O anı tüm güzelliği ile sonsuza kadar yaşatacak şekilde!
Hissedebilecekleriniz için davetlisiniz!
Başı, sonu, öyküsü, karakterleri, belki hepsinden de öte, o filmden sizde en çok kalan, o filmin, size en içten ve güzel şekilde "hissettirdikleri" olur! "Hatırlattıkları"... Bazen "hatırlatarak yaşamanıza vesile oldukları"...
Tüm bunlar için davetlisiniz!
"Seni Seviyorum Adamım!"