Ekonomide kırılganlığın yaşandığı ya da seçim atmosferinin teneffüs edildiği dönemlerde, markaların hızla reklam ve halkla ilişkiler gibi iletişim harcamalarını kıstığına dikkat çeken İtibar Group Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Acar, 'Böylesi dönemlerde müşterisini ve tüketicisini daha iyi anlamak için araştırmalar yapmak, herkes iletişimden kaçarken, tersine iletişime yatırım yaparak öne çıkmak, rekabette izlenecek en akıllıca yoldur' diye konuştu.
Aslında çok doğru ve gerçekçi bir yaklaşım....
Şimdi konuyu açalım:

Hangi dönemdeyiz?

İran'la yapılan nükleer anlaşmadan ABD'nin çekildiğini açıklaması, buna bağlı olarak petrol fiyatları ile döviz kurlarındaki yükseliş ve buna bağlı jeopolitik riskler, beklenen bazı halka arzların ertelenmesi, ülkemizin seçim atmosferine girmesi ve kimi çevrelerin yaratmaya çalıştığı negative motivasyon iş dünyasının moralini olumsuz etkiliyor.
Ekonomik büyümenin istikrarlı bir şekilde sürdüğü, şirketlerin kar açıkladığı bir dönemdeyiz.
Dolayısıyla ekonomide reel anlamda bir daralmadan söz etmek doğru değil.
Sadece küresel, jeopolitik riskler nedeniyle dünya ekonomisinde şaşkınlığın yaşandığı bir dönemdeyiz.
Unutmamalı ki; ekonomide kırılganlığın yaşandığı bir dönemde her küresel dalga sorunlar kadar firsatları da beraberinde getirir.

Kafamız karışık!

Dünyada petrol ve türevi enerji kaynaklarına olan talep son yıllarda yaklaşık yüzde 20 arttı.
Böyle olunca petrol fiyatlarını 70 doların üzerinde tutmak için bir takım lobilerin girişimleri ile alınan siyasi kararlar dünyada jeopolitik riskleri de artırdı.
Bilindiği gibi bizim de dış ticaret açığımızın en büyük kalemini enerji ithalatımız oluşturuyor.
Petrol lobilerinin enerji üzerinde kurduğu fiyatlandırma baskısı sonrası dünyada yaşanan kaotik ortam, seçim atmosferine girmemiz nedeniyle kimi kötü niyetli çevrelerin negative motivasyon teşebbüsleri ve pariteki dalgalanmalar nedeniyle iş dünyamızın kafası oldukça karışık.
Bu arada ülkemiz için önemli bir açıklamayı da paylaşayım:
PUİS yani akaryakıt bayilerinin, petrolcülerin üye olduğu dernek...
'Bundan böyle akaryakıt fiyat zamlarını açıklamayacağız' dedi.
Nedeni de çok sayıda tepki ile karşılaştıkları, küfür yedikleri...
Bu ne demek?
Akaryakıt zamlarını sadece pompacıdan öğreneceğiz.
Önümüzdeki günlerde yine zam zincirine gireceğiz.

Mavi boncuk ve yandaşlık da bitiyor

Yaşanan tedirginlik nedeniyle şirketler, tasarrufa yöneldiler.
Biz bunu iletişim sektöründe de gözlemliyoruz.
Kaldı ki şu an küresel bir krizden söz etmek mümkün değil.
2001 ve 2008'de bile firmaların yaşanan krizler sonrasında yayınladığı finansal sonuçlara baktığımızda, halkla ilişkiler, reklam ve diğer iletişim harcamalarını sürdüren hatta daha da artıran markaların ekonomik daralmaları sağlıklı atlatmakla kalmayıp markalarının değerini yükselttiklerini görüyoruz.
Ama derinlerine inersek, zaten yandaş medyanın tercih edildiğini, böylece işlerin yolunda gideceğini sanan büyük firmaların seçim hesapları yoktu.
Halbuki Haziran'ın sonunda her şeyin beklendiği gibi gitmediği ortaya çıkacak.
Tabii ki, bazı firmaların bazılarına güvenmelerinin hatasını çekecekleri de ortaya çıkacak.

Şunu bilmeliler!

Rakipleri daha az tanıtım ve iletişim harcaması yaparken iletişime daha fazla yatırım yapan markalar seslerini, hedef kitle ve paydaşlarınca daha iyi duyuruyor.
Herkesin sesini kıstığı bir dönemde sesini yükselten markalar, hedef kitleleri nezdinde kas gücünü daha iyi sergileyebildikleri için daha fazla güven tesis edebiliyor, müşterisinin bağlılığını ve müşterisi ile duygusal bağını daha da kuvvetlendirebiliyor.

Ne kazandırır?

Ekonomide yaşanan daralma dönemleri güven arayışının en çok yükseldiği dönemler olduğuna dikkat çekiyoruz.
Bütün değer, tutum ve yargıların değiştiği böylesi dönemlerde, girişimci bir ruha sahip kurum yöneticilerin yapacağı inovasyon, reklam ve halkla ilişkiler çalışmaları, kurumunun itibarını da etkiler, değer ve güç kazandırır.
Asıl bugün markalar için bir atılım zamanı.
Bugünlerde halkla ilişkiler yani PR ve reklama yönelen marka ve kurumlar, iş hedeflerine sektörlerindeki rakiplerine oranla daha rahat ulaşarak mevcut ya da potansiyel yatırımcılarının da dikkatini daha fazla çekeceklerdir.

DİP EKSPRES

Gündem seçim

Uzmanlar, Nisan ayında öne çıkan siyasi başlıkları araştırdı.
Yapılan inceleme, Nisan ayında medyanın gündemini belirleyen ana konunun seçim süreci olduğunu ortaya koydu.
Nisan ayında siyasilerin gündeminde yer alan bir diğer konu şeker fabrikalarının özelleştirilmesiydi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı Çorum'da 'Şeker vatandır, vatan satılmaz' mitingi düzenledi.
Kılıçdaroğlu, 'Bu bir parti mitingi değil, bir vatan sevgisi mitingidir. Şeker fabrikalarının satışını durdurdum de, vallahi billahi de gelip tebrik edeceğim. Artık Türkiye'yi yönetemiyorlar, yönetmek için koltuk ittifakı kuruyorlar. Biz şeker, vatan, bayrak, millet ittifakı kuruyoruz.' dedi.