Yalnız Bayramlarda değil, her zaman güzelliklerden söz etmemiz gerekiyor.

Ama mümkün mü?

27 Temmuz 2014 tarihinde, yani daha iki gün önce, Tuzla'dan Topkapı istikametine gitmekte olan 500 T numaralı halk otobüsünde, TEM Kavacık mevkiinde seyir halinde iken yangın çıktı.

İlk belirlemelere göre, 4 yurttaşımız öldü, onlarcası yaralandı.

Olacak iş mi?

Bayramı göremediler, kaç kişiye de zehir ettiler...
Kabahat kimde?
Sıradan yolcularda mı, yöneticilerde mi?

 
Adım önemli amma!

Bir hatırlatma yapayım:
26 Haziran 2012 tarihinde ve 28335 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkında Yönetmelikte yapılan değişiklik ile 'Yangın algılama ve alarm sistemleri' araçlarda tadilat kapsamına alındı.
Sanıyorum; söz konusu yönetmeliğin yayınlanması, yolcu güvenliği ve araç güvenliği açısından atılan önemli bir adım oldu.

Yayınlanan yönetmelik, İlk defa tip onayı alınarak imal edilecek yeni tip M2 (minibüs) ve M3 (otobüs) kategorisi araçlarda, 1/11/2012 tarihinden itibaren, aynı kategorideki tip onayı mevcut araçlarda ise 1/11/2013 tarihinden itibaren, önceden tescil edilmiş araçlar (2005 model ve sonrası M2 ve M3 kategorisi araçlar) için ise, 1/1/2014 tarihinden itibaren, yayımlanmış olan Yangın Algılama ve Alarm Sistemleri hükümlerine uygun hale getirilmelerini zorunlu kılıyor.

Bu arada; Yangın Algılama ve Alarm Sistemlerinin önceden tescil işlemi görmüş 2005 model ve sonrası M2 ve M3 kategorisi araçlarda uygulanması amacıyla 'Yangın Algılama ve Alarm Sistemleri İle İlgili Usul ve Esaslar' TSE tarafından oluşturuldu ve tadilatlar kapsamına alındı.

 
Her zamanki gibi... Koordine yok!


Ne var ki, yönetmelik hükümlerinin, özellikle önceden tescil işlemi görmüş 2005 model ve sonrası M2 ve M3 kategorisi araçlarda uygulanıp uygulanmadığının takibi ve denetimi, kurum ve kuruluşlar arasındaki koordinasyonsuzluk nedeniyle hiçbir kurum ve kuruluş tarafından yapılmıyor.

 
İlgisizlik, boş vermişlik son safhada

Bu nedenle de, işletme veya araç sahipleri yönetmeliğin hükümlerini yerine getirmiyor.

Bunda masraftan kaçma da, boş verme de, ilgisizlik de var...

Bu bağlamda; yollarda seyreden araçların ve dolayısıyla yolcuların güvenliğini temin etme sorumluluğu olan Ulaştırma Bakanlığı'nı görevini yapmaya çağırabiliriz.

Ama onlar 'büyük... çok büyük!' işler peşinde koştuklarından, bu arada seçimler nedeniyle oy hesabı da yaptıklarından, böylesine olaylarla ilgilenmiyorlar...

Dört yurttaşımız feci şekilde can vermiş...

Daha birçok kişi aynı şekilde can verirmiş, umurlarında mı?

Bakalım ne diyecek?

Daha düne kadar, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi'nin  en önemli ve uzun bakanlarından biri olan eski Ulaştırma, Denizcilik ve haberleşme Bakanı, İzmir Milletvekili Binali yıldırım herhalde 'büyük yatırımlar' için danışmanlık yaparken, bu konuya da birazcık eğilebilir...

Son günlerde, otobüslerde yangın olayları nedeniyle büyük tehlikeler yaşandığını bilmeyenimiz yok.

Yayınlanmış olan söz konusu yönetmelik hükümlerinin uygulanmasının ne derece önemli olduğu artık aşikar.

Hep sözde kalıyor

Belki hatırlarsınız:
2013 Aralık ayında Malatya ve Kayseri'de 6'sı öğretmen, 9'u öğrenci 18 vatandaşımızın yaşamlarını yitirdiği elim trafik kazaları sonrasında da bu konuda uyarılar yapılmıştı:
Yeni bir mevzuat düzenlemesi yapılarak, ticari araçların periyodik bakım, enerji tasarrufu, sürücü eğitimi, güvenli bakım ve parça kullanımı gibi konularda MMO tarafından eğitilerek sertifika almış 'Araç Teknik Denetim Mühendisleri'ne denetim yetkisi verilmeli ve ticari araçlar iki muayene arasında en az üç kez sökme/takmalı lastik ve fren ağırlıklı özel bir denetimden geçirilmeli, denilmişti.

Acaba yetkililerden duyan oldu mu?

Tekrarlıyorum:

Sorumlu kim?

Denetimleri de gereği gibi yerine getirmeyen yetkili kurum ve kuruluşlar ya da bakanlık mı?

Kime sorarsanız suçu bir başkasına atıyor...

***

Sağlığınızdan olmayın!

Zeytinciler nedense bir türlü birleşmezken, sıkıntısını hep halkımız çekiyor.

Bir taraftan alışveriş merkezlerinin raflarını yüksek rakamlarla kiralayan ve sadece kendi ürünlerinin fahiş fiyatla satılmasını sağlayanlar, diğer yandan kendi yağlarıyla kavrulmaya çalışanlar.

Tabii arada olan hep üreticiye oluyor.

Vatandaşa da...

Çünkü 'sağlıklı' diye raftaki yağa ve zeytine değerinin çok üstünde ödeme yapıyor.

Bu ikilem yüzünden araya başka fırsatçılar da çıkıyor.

Bunlar da tatilcilerin sırtından geçindikleri gibi sağlık sorunu yaşamamıza neden oluyor.

Bu konuyu ilk kez Ali Nedim Güreli ile Mustafa Alhat ortaya atmıştı.

Şimdi de Zeytindostu Derneği...

Ciddi risk taşıyor

Zeytindostu Derneği, tatilcileri yol kenarlarında, sağlıksız koşullarda satılan zeytinyağlarına karşı uyardı.

Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Abidin Tatlı zeytinyağının hassas bir gıda olduğunu vurgulayarak, 'Yol kenarlarından satın alınan yağlar ciddi sağlık riski taşıyor' dedi.

Bayram tatili nedeniyle yollara düşen vatandaşların, doğal zeytinyağı satın alma düşüncesiyle, okside olmuş ve sızma zeytinyağı özelliğini kaybetmiş yağları alarak ciddi bir sağlık riskiyle karşı karşıya kalabileceğini dile getiren Zeytindostu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abidin Tatlı, zeytinyağının et ve süt ürünlerinde olduğu gibi uygun olmayan noktalardan satın alınmaması gerektiğini dile getirdi.

 
'Organik' diye, aldatılıyoruz

Hassas bir gıda olan zeytinyağının bir meyve suyu olduğunun altını çizen Tatlı, tatilcileri sağlıksız zeytinyağlarına karşı şu sözlerle uyardı:

'Genelde yaz aylarında tatil bölgelerinde; yol kenarlarında satışa sunulan markasız, plastik meşrubat şişelerinde satılan zeytinyağları; iyi, kaliteli, gerçek bir zeytinyağından beklenen özelliklerde olmadığı gibi ciddi sağlık riskini de beraberinde taşımaktadır.

Bu tür yol kenarlarından satın alınan zeytinyağları güneş altında birkaç saatte okside olarak sızma zeytinyağı özelliğini kaybeder.

Genelde direk üreticiden,  kendi yöresinden daha doğalını, en iyisini almaya çalışırken tamamen bozulmuş, okside olmuş, sızma kalitesini kaybetmiş zeytinyağı satın almış oluruz.'

Abidin Tatlı belirtilen noktalarda, sıcak altında, sağlıksız ambalajlarda satılan zeytinyağlarının tağşiş (Karışım yağ) riskini de beraberinde getirdiğini sözlerine ekledi.

***

DİP EKSPRES

Zeytinyağı alırken nelere dikkat edilmeli?

Zeytinyağı meyve suyudur. Zeytinyağı gün ışığından ve sıcaklıktan korunmalı, ortam sıcaklığı 18-20 C civarında olmalı.

Nem ve kötü koku olmamalı.

Zeytinyağı koyu renk cam şişede ambalajlanmış olmalıdır.

Zeytinyağı ambalajı üzerinde marka, işletme kayıt numarası, üretim tarihi –son kullanma tarihi, gibi bir gıda için mutlaka bilinmesi gereken bilgilerin bulunması gerekir.