Altay taraftarlarının en yoğun ilgi gösterdikleri internet sitesi olan YSKA'da yaklaşan genel kurul öncesi hangi başkan adayında uzlaşılması gerektiğine yönelik bir anket yapılıyor. Bu siteye ancak TC kimlik numaranızla kayıt yapabiliyor olmanız mükerrer oyları engelliyor. Köşe yazımı yazmaya başladığımda kullanılan 225 oydan sadece 5'i yani %2'si; mevcut başkan Ömer Hızlıok'ta uzlaşılması gerektiğini söylüyordu.

Yaklaşan genel kurul öncesi 200 oy alabileceği söylenmesine rağmen; birçok sosyal ortamda karşılaştığım Altaylı dostlarımın arasında Hızlıok'u destekleyen yok denecek kadar az. Karşılaştığım bu az sayıda kişiye sorduğum ise neden Hızlıok? 'Bunu sizi yargılamak için değil, anlamak için soruyorum' diye sorsam da bugüne kadar tatmin edici bir cevap henüz almadım. Bu düşünceyle son tüzük kongresinde başkanın kapanış konuşmasını gece geç saat olmasına rağmen sabırla dinledim. Bu kadar başarısızlığa, hayal kırıklığına hatta skandala rağmen nasıl oluyor da hala başkanlığını sürdürmek istiyor diye. Kendi konuşmasında en çok vurguladığı vizyon sahibi olmamakla suçlanmalarına rağmen Torbalı ilçesinin Pancar mevkiinde yaptıkları anlaşma ile kulübe kazandırdıkları araziydi. Geçmişte vaat ettikleri hiçbir projenin hayata geçmemesine rağmen bu boş araziyle ilgili başkanın söyledikleri beni Altaylı olarak mutlu etmişti. Kendisinin yaptığı işin büyüklüğünü kanıtlamak için gösterdiği örnek ise düşündürücüydü. Altınordu Kulübü Başkanı Seyit Mehmet Özkan'ın kendisini arayarak 'inanmadım, araştırdım. Siz gerçekten bu araziyi almışsınız sözünü' övgü olarak anlattı. Oysa mesleki kulakla dinlediğimde bu cümleyi Altay Başkanı'nın ağzından çıkan lafa artık kimsenin inancı kalmadığının ve söylediği bir lafın gerçek çıkmasının şaşırtıcı olmasının bir itirafıydı bu paylaşım.

Oysa tesisleşme denilince ilk aklıma gelen 2005 yılında Ulucak Belediyesi ile yapılan anlaşmaydı. O dönemde iletişimin çok kısıtlı olduğu bir ilde askerlik görevimi yaptığım için detaylar konusunda fazla bilgim yoktu. Geçtiğimiz hafta o dönemin Ulucak Belediye Başkanı Mehmet Türkmen, 20 kişilik altyapı yönetim kurulu başkanı Bülent Ünsalan; dönemim yönetim kurulu üyelerinden Mehmet Mütevellioğlu, Ahmet Yalçınkaya ve Tanıl Adalı ile bir araya gelme fırsatı buldum. Onların paylaştıkları, anlattıkları bir Altaylı olarak günlerce kafamı meşgul etti. Altay'ın büyük bir fırsatı teperken nasıl bir ihanete uğradığını düşünmek bugün içinde bulunduğumuz duruma öfkemi daha da arttırdı.

O dönem hem ulusal hem yerel basında gelişmeler Altay'ın geleceğinin kurtulacağına yönelikmiş. Gazetem Haber Ekspres'in 23 Eylül 2005 tarihli manşeti 'Altyapıya dev yatırım' şeklinde olmuş. Ulucak'ta 40 dönüm araziyi 30 yıllığına kiralayan Siyah-Beyazlılar, buraya Mahzar Zorlu Altyapı Tesisleri'nin yapımı için imza koyacak diye okuyucularına durumu müjdelemiş. Yine yazıda alınan arazi üzerine lojman, üç çim saha ve eğitim binalarından oluşan bir kompleks inşa edileceğini duyurmuş. Bazı İngiliz ekipleriyle temas kurularak altyapı hamleleri incelenmiş ve işbirliği kararı alınmış. Gazetelerde yer almasa da arazinin o günkü fotoğraflarını görseniz eminim Altaylıyım diyen herkesin içi yanar. İçinde hazır 8 villanın olduğu ve Altay'a 30 yıllığına kiralanacak arazinin noter sözleşmesinde kira bedeli senelik 1000 TL olarak belirlenmiş.

Bir mucizeden bahsederken nasıl oldu da bugüne gelmişiz? Bugüne kadar mevcut başkanı sürekli kollayan açıklamalar yapan Divan Kurulu Başkanımız Kemal Zorlu'nun Altay'ımıza büyük hizmetler vermiş babasının isminin tesise konulmasına itiraz bugünkü başkandan gelmiş. 'Biz kulüp yönetimiyiz; bu işin nemasını altyapı yönetimi yiyecek' diyen de birinci ağızdan anlatanlara göre mevcut başkan Ömer Hızlıok'tan başkası değilmiş. Bu gelişmelerle çok kısa sürede altyapı yönetimi görevden alınmış. Sayın Ömer Hızlıok nasıl bir vizyondan bahsediyor ki; senelik 1000 TL olan kira bedelinin ödenmesini engelleyerek 40 dönümlük bir arazinin kulübe kazandırılmasını engellemiştir? Ya da kulübe hizmet etmeye gayret etmek nemalanmaksa bugün anlattığı ama çivi çakamadığı tüm projelerde neması nedir?