Son günlerin tartışma konusu "SÜT".
Tarihin tozlu sayfalarına baktığımızda, insanoğlu 5000 yıldır süt içiyor diyebiliriz. Dicle ve Fırat ırmakları arasında kurulan Sümer Uygarlığı'nın Ur kentindeki kanıtlarda, M.Ö. 26. yüzyıla ait Babil kabartmalarında, M.Ö. 8. yüzyılda Homer'in yazılarında, süt, süt kesiği ve peynirle ilgili anlatımlara rastlanır. M.Ö. 4. yüzyılda Antik Trakyalı'ların bugün yoğurt adıyla bildiğimiz "prokiş" dedikleri bir çeşit ekşi süt üretiklerini; Moğollar, Persler, Türkler ve diğer göçebe kavimlerin süt işleme tekniklerini bugünkü Rusya ve Avrupa ülkelerine tanıtanlar olduğunu yine tarih kitaplarından okuruz.
Peki bunca yıldır insanlar neden süt içer? Çok basit, hayat sütle başlar. Bebeğin ilk besini annesinin sütü. Bir yaşından (bazı ekollere göre 2 yaş) sonra inek sütü içirilir. Süt ve süt ürünleri ağırlıklı beslemeye özen gösteririz çocuklarımızı. Çünkü biliriz ki süt , kuvvetli kemik ve diş, sıkı kas ve sağlıklı doku oluşturmaya yardım eden maddeler içerirler. Ergenlik çağında kalsiyum ihtiyacı kemiklerin büyüme ve gelişmesine bağlı olarak çok artar. İlerleyen yaşlarda ise mide rahatsızlıklarını gidermesi, sindirim sistemini düzene sokması, diş çürüklerini önlemesi, saç tırnak oluşumunda rol alması, ciltteki nemlendirici etkisi, kemik erimesini önlemesi bizi süt tüketmeye zorlar.

Sütün en doğal en sağlıklı şekli ineğin memesinden çıktığı halidir, anne sütünde olduğu gibi. Eğer süt hayvanlarında bakım, beslenme, hayvan sağlığı ve sağım aşamalarında gereken tüm hijyen koşullarına uyularak elde edilirse tabii. Pastörize sütler ise tuberkuloz ve brucella gibi mikrobiyolojik tehlikelerin önlenmesi amacıyla sütlerin 60 ila 85 santigrat derecelerde belirli sürelerde ısı işlemine tabi tutulması ile elde edilir. Buna karşılık UHT(Ultra high temperature) sütler çok yüksek ısıda (135 -140C) 1- 4 sn süre işlem uygulaması ile elde edilir. Bu teknolojide, süte uygulanan yüksek ısı, sütlerdeki tüm mikroorganizmaların yok olmasına neden olmakla birlikte, sütteki C, B6, folik asit, B12, thiamin, gibi ısıya duyarlı vitaminlerin parçalanmasına, serum proteinlerinin denaturasyonuna, proteinlerin biyolojik değerlerinin azalmasına, lezzet ve renk değişikliklerine neden olur. Bu sebepten dolayı Avrupa ülkelerinde ve ABD'de artık UHT tekniği ile işlenmiş süt tüketimi yerine pastörize süt ya da çiğ sertifiye süt (memeden çıktığı haliyle) kullanımı tercih edilir.

Peki ne yapalım? Çocuklarımıza "süt zararlıdır, çocuğum içme" mi diyelim ya da Kurban bayramında olduğu gibi 5 kişi toplanıp inek mi alalım? Bence biz yine bildiğimizi yapalım. Güvendiğiniz inekle (açık süt alanlar için) ya da markayla devam edelim. Yeni doğanlara en az 6 ay anne sütü verelim, 1 yaşından sonra inek sütüyle devam edelim. Keçi sütü folik asit eksikliği yaptığından dolayı tercih etmeyelim. Hepimiz günde en az 1 bardak süt içelim.