Yeni yılın ilk günündeyiz. Necati Cumalı'nın dizeleri aklıma geliyor. Belki de Cumalı hepinize, hepimize söylüyor: "Bir gün gelir kendiliğinden/ Geçer bütün üzüntün/ Her yeni gelen günü/ Yeni bir ümitle beklemeli".
    
Melih Cevdet Anday sokağa çıkmış. Bağıra bağıra aslında kendine sesleniyor: "Ey cesaret/ Hep dolu tut bardağımı./ Sevgi ve umut birdir/ Yalnızlık ve cesaret bir".
    
Nihat Behram belki de Denizleri anlatıyordur: "Umut ki yüreğimdir/ Halk olmuş yüreğimdir/ Adını onur koyduğum kavga/ Büyü de umudu doğur."
    
Özdemir Asaf, ilkbahardan sonbahara taşıyor umudu. Mevsimlerden bağımsızlaştırıyor: "Öyle bir ilkyaz ol ki korkut yaprakları,/ Öyle bir son yaz ol ki tut yaprakları,/ Sararıp dökülürken güz rüzgarlarında/ Ardında savrulsunlar, unut yaprakları./ Sevinçlerinde onlar vardı, hüzünlerinde onlar/ Seninle yeşerdiler, seninle soldular.../ Olsunlar senden sonra da umut yaprakları."
    
Blaga Dimitrova elinde fenerle dolaşıyor. Belki umutsuz, belki değil: "İnsan arayıcısı/ Altın arayıcısı,/ İktidar arayıcısı/ ve Tanrı arayıcısından/ Çok daha umutsuz bir uğraş./ Yapacağın biricik şey kalıyor-/ Kendi kendini aramak/ Umarım,/ Kendinde insan izi bulursun!"
* * *
Herkesin kendinde insan izi aramayı öğreneceği ve bulacağı umut dolu bir yeni yıl dilerim.