Caza ve cazın dünyanın her köşesinden insanları birleştirme rolüne dikkat çekmek amacıyla, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO), 2011 yılında 30 Nisan’ı Uluslararası Caz Günü (IJD) ilan etti.

UNESCO Başkanı Irina Bokova ile efsanevi caz piyanisti ve besteci Herbie Hancock’un yönettiği IJD; tüm dünyadan okulları, sanatçıları, tarihçileri, akademisyenleri ve caz severleri bir araya getiriyor. Amaç; cazı kutlamak, bu müziğin köklerini, geleceğini ve etkisini ele almak, kültürlerarası diyalog ihtiyacı hakkında farkındalık yaratmak ve uluslararası işbirliğini ve iletişimi teşvik etmek.

IJD kapsamında Nisan ayı boyunca düzenlenen etkinlikler, 30 Nisan günü her yıl başka bir şehirde yapılan Küresel Konser ile taçlanıyor. Bu yılki konser, farklı ülkelerden otuzun üzerinde sanatçının katılımıyla Havana’da (Küba) gerçekleşecek*.

Küresel Konser’in 2013 ev sahibi İstanbul, 2017 IJD etkinlikleri listesinde Colin Stetson, Flapper Swing ve Ece Göksu konserleriyle yer alıyor.

Bu yılki İzmir Avrupa Caz Festivali’nin kapanış konserinde de sahne alan caz vokalistimiz Ece Göksu’nun konser başlığı, 25 Nisan 2017’nin, caz tarihinin en önemli vokalistlerinden Ella Fitzgerald’ın 100. yaş günü olması vesilesiyle, “İyi Ki Doğdun Ella Fitzgerald.”

Hayatı süresince on üç Grammy kazanan ve kırk milyonun üzerinde albüm satan Fitzgerald; esnek, geniş aralıklı, hatasız ve yaşsız bir sese sahipti. Tutkulu baladları da, geniş kitlelere hitap eden parçaları da söyleyebiliyor, orkestradaki tüm enstrümanların sesini taklit edebiliyordu. Bazen kelimeleri hecelere bölüp, bazen de anlamsız sesler çıkararak uygulanan bir doğaçlama vokal tekniği olan “scat”te uzmanlaştı ve onu sanata çevirdi.

Duke Ellington, Nat King Cole, Frank Sinatra, Dizzy Gillespie ve Benny Goodman gibi büyüklerle çalışan Fitzgerald’ın dinleyici kitlesi tüm sosyo-ekonomik düzeyler, ırklar, dinler ve milletleri kapsıyordu.

Yirmili yaşların başına kadar; anne ve baba kaybı, yoksulluk, ıslahevinde şiddet görme gibi büyük güçlükler içinde yaşayan Fitzgerald; daha sonra bu yılları, onu olgunlaştıran zamanlar olarak değerlendirdi. Bu döneme ilişkin duygularını, performanslarında kullandı. Ayrıca, hayatta mücadelenin ne anlama geldiğini bildiğinden, başarısı için daha fazla müteşekkir hissediyordu.

Fitzgerald’ın zorlu hayatı 17 yaşındayken, Billie Holiday, Stevie Wonder, Aretha Franklin ve Mariah Carey gibi isimlerin de kariyerlerinin başladığı yer olan New York Apollo Tiyatrosu’ndaki Amatör Gecesi’ne katılmasıyla yön değiştirmeye başladı.

O günden sonra yetenek yarışmalarına katılan ve tümünü kazanan Fitzgerald, tıpkı Michael Jackson gibi, sahne dışında ve iyi tanıdığı insanlardan uzakken utangaç ve mesafeli biriydi; sahnede ise korkusuzlaşıyor ve kendini evinde hissediyordu.

"A-Tisket, A-Tasket" kaydı ile Fitzgerald, 21 yaşında üne kavuştu. Kariyeri boyunca çıkardığı albüm sayısı iki yüzü geçen sanatçının büyük Amerikalı bestecilerin eserlerini yorumladığı sekiz albümlük “songbook” (şarkı kitabı) serisi büyük beğeni kazandı.

Vokaliyle birçok caz vokalistinin yanı sıra Adele, Lady Gaga ve Lana Del Rey gibi isimlere ilham veren Fitzgerald, hayatıyla da yaşadığı dönem ve ülkede birçok kadın için yol gösterici oldu. Bir kadın, hem de Afrikalı-Amerikalı bir kadın olarak finansal özgürlüğün tek başına elde edilebileceğini, üstelik bunun geleneksel olmayan bir meslekle yapılabileceğini gösterdi.  

Sanatçı, bu aydan itibaren bir sene boyunca dünyanın farklı yerlerinde anılacak. Ben de, en sevdiğim bestecilerden birinin şarkılarını içeren “Ella Fitzgerald Sings the Cole Porter Songbook” albümünü dinleyerek kutlamalara katılıyor ve Herbie Hancock’un sözlerini düşünüyorum: “Hepimiz, birlikte çalıştığımız, birlikte doğaçlama yaptığımız ve risk almaktan, kendimizi ifade etmekten korkmadığımız bir caz dünyasında yaşamak isteriz.”

* Konseri www.jazzday.com adresinden 1 Mayıs’ta, Türkiye saati ile 04:00’da canlı olarak izleyebilirsiniz.