Bu sene 10 Kasım'da görkemli bir anma yaşandı. Birdenbire Türkiye'de herkes Atatürkçü oluverdi. İktidar partisi ilanlarla vatandaşları anma törenlerine davet etti. Sanki daha önce Atatürk'ü yeren konuşmalar yapmamışlar gibi, iyi mi? Bir görüşe göre yaptırdıkları anketler sonucunda son referandumda, oyun ortasında kural değiştirilerek zor kazandıkları gerçeği üzerinden yeni taktikler geliştiriyorlar. Milleti kamplaştırıp, kutuplaştırdıktan sonra; şimdilerde, erken seçim söylemleri ortalıkta dolaşırken, kendilerine oy vermeyen Atatürkçü kesimin oylarını nasıl alabiliriz hesapları yapıldığı, birçok köşe yazarının fikri olarak gazetelerde okunuyor.
***
Daha önce erken seçimleri bilen ve belirleyen Sn. Bahçeli'nin baraj konusundaki çıkışları, aynı soruyu sorduruyor. Her ne kadar iktidar cephesi seçimlerin vaktinde yapılacağı beyanatları verilse de rayının dışına iyice çıkan ekonomik göstergeler, FED'in faiz politikaları nedeniyle daha da artması beklentisi olan döviz, ekonominin sıkışıklığını yeni zamlar ve artan vergilerle karşılamaya çalışan iktidarı (Sn. Bahçeli'nin son beyanatları da düşünülürse) vaktinden önce bir seçime sanki zorluyor.
***
1946 yılında soğuk savaşla birlikte, Türkiye'yi son 60 yıldır, arada Kıbrıs fatihi Ecevit'in iktidarı dışında, hep sağ partiler yönetiyor. Seçmen sola karşı, soğuk savaş döneminden başlayan propagandalarla uzak duruyor. CHP'nin merkezleşme çabasına girip, altı okun ilkelerinden uzaklaşması, muhalefette yaptığı hatalar, bir kısım seçmeni oradan uzak tutuyor. Bu durumda sempatizanlarından bir kısmı partiden ve seçimlerden uzak duruyor.
***
Sağda bir alternatif olmaması nedeniyle 15 yıldır ülkeyi mevcut iktidar partisi yönetiyor. Ancak MHP'nin içindeki kaostan çıkan ve herkesi kucaklayacağını açıklayan İYİ parti acaba bir alternatif olur mu? Bunu izleyerek göreceğiz. Kurucuları arasında siyasal yelpazenin her tarafından aralarında dostlarımızın da olduğu kişiler var. Hızla teşkilatlanmaları baskın bir seçime hazırlıklı olacakları izlenimi veriyor. Geçen gün İYİ parti milletvekili Sn. Halaçoğlu'nun bir röportajında önemli bir saptama var: "Bilindiği gibi önümüzdeki seçimlerde, yeni Anayasaya göre seçim yapılacağından zaten partiler iktidara gelmeyecekler, yürütme, yasama ve yargının kontrolü cumhurbaşkanında olacaktır. Bu sebeple bizim İYİ Parti olarak hedefimiz en az 50+1'dir. Ancak bu durumda Türkiye tek adam yönetiminden Parlamenter sisteme dönebilecektir".
***
Sn. Halaçoğlu'nun bu saptaması çok yerindedir. Önümüzdeki seçimlerde Türkiye'yi, Cumhuriyetin fabrika ayarlarına döndürme gücü görülen aday seçimleri kazanacaktır. Partilerin çıkartacakları Cumhurbaşkanı adayları bu bakış açısı ile değerlendirilecektir. Daha önceki söylemlerin tersine Atatürk'e sahip çıkmaya çalışılması bu nedenlerle pek inandırıcı gelmiyor. İYİ parti gerçekten İyi mi? Bunu ilerleyen zaman bize gösterecek. Bu partiye bir dost uyarısı. Meral hanımın atadığı baş danışmanının özgeçmişi ABD ile ilişkilerde soru işaretleri doğuruyor. Herhalde bu konuyu kendileri değerlendirecektir. Gündemin çok hızlı değiştiği ülkemizde, ortamın daha da ısınacağı şimdiden görünüyor. Hakkımızda hayırlısı.