Bilgisayar korsanlığı, 'hacking - yazılım kırma' ve e-saldırılar yeni konular değil. Yeni tarafı 2015 yılında yaşanan, çok gizli oluşu nedeniyle ancak yeni ortaya çıkarılabilen bir saldırı. Şimdiye kadar bütün saldırılar yazılım üzerinden yapılmakta, bilgisayarların yazılım güvenlik boşluklarından istifade ile arka kapıdan girilmekte, ya zarar verilmekte ya da bilgiler toplanmakta idi. Bu kez yazılımla değil donanım ile saldırı oldu.

Amerika'da Amazon, Apple gibi dünya devleri dâhil 30 şirket, ABD açısından daha daha da vahim olanı CIA Bilgisayar Sistemi ve Amerikan Deniz Kuvvetleri Savaş Gemileri Bilgisayarları'na karşı düzenlenen bu bilgisayar korsanlığı tam 'şimdiye kadar böylesi görülmedi' cinsinden. İlk kez bir gazetecilik klişesi aslında tam yerine oturdu. Çünkü böylesi gerçekten görülmedi.
2015 yılında Amazon şirketi, Amazon Prime adlı canlı video akışı sisteminin daha da etkili hala getirilmesi için Elemental Technologies adlı bir şirketi satın almak için incelemelere başlamıştı. Elemental olağanüstü büyük video dosyalarını sıkıştırarak ileten yazılımları üretmekte idi. Teknolojisi Olimpiyat Oyunları'nda, Uluslararası Uzay İstasyonu ile iletişimde ve Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA'de drone videolarının merkeze iletiminde kullanılmakta idi. Amazon, CIA için Amazon web sistemleri başlığı altında bir çalışma yapmakta olduğu için bu satın alma tam yerine oturacaktı. Ancak devletle ilişkilerinde bir sorun çıkmaması için Amazon, Elemental şirketini incelemeye aldı. Elemental'ın video sıkıştırma yazılımlarını yüklediği çok pahalı sunucuları San Jose'de kurulu Super Micro Computer adlı bir şirket üretmekte idi. Super Micro dünyanın en büyük sunucu anakart, fiberglas üzerine yüklü çipler ve kapasitörler üreticisi idi. Amazon'un talebi üzerine Elemental bir kaç yeni sunucuyu, onları test edecek bağımsız güvenlik kuruluşunun Ontario, Kanada'daki merkezine gönderdi.
İncelemeyi yapan güvenlik uzmanlarının ağzı açık kalmıştı. Sunucuların anakartlarının içerilerine pirinç tanesinden bile büyük olmayan gizli birer çip yerleştirilmişti. Bu çip, orijinal sunucu anakart tasarımlarında yoktu. Ancak o kadar küçüktü ki bulmak çok zordu. Bu 'şok edici' (yine klişe tam yerinde) bilgi Amerikan makamlarına bildirildi ve bir panik başladı. Çünkü bu sunucular sadece şirketlerde değildi. Amerikan Savunma Bakanlığı Bilgi İşlem Merkezleri'nde, CIA Drone Harekât Merkezleri'nde, Amerikan Donanması savaş gemilerinde, harekat merkezlerinde binlercesi kullanılıyordu.

Özetle, CIA soruşturması sonunda bu çiplerin Super Micro'ya parça üreten Çinli küçük üreticilerden birinin fabrikasında Çin Gizli Servisi'nin çabası (kimine rüşvet, kimine tehdit) ile yerleştirildiği ortaya çıkarıldı.
Şimdiye kadar yedek parçaların içinde benzer çabalar tam yerlerine ulaşamadan yakalanmıştı ama bu kadar açık ve cüretkâr saldırı görülmemişti. Tabii ki Çin Hükümeti bunu reddetti. CIA, Çin'in silahlı kuvvetleri olan Çin Halk Kurtuluş Ordusu'nda bu konuda çalışan büyük bir grup olduğunu tespit etti. Bu yeni bilgisayar korsanlık ve saldırı yöntemine 'tohumlama yöntemi' deniyor.
Çin dünya cep telefonlarının ve kişisel bilgisayarların % 90'ını üretiyor. Tehlikeyi siz düşünün.

Çinliler bu gizli 'arka kapıdan tohumlama çipi' ile bütün süper mikro bilgisayarların tasarım ve işletim sistemlerini çalmakta, daha da önemlisi bu bilgisayarları kullanan özel ya da devlet kuruluşlarının tüm bilgilerine sahip olmakta idi. Bu üreticinin sattığı süper mikro bilgisayarlardan sadece Apple bile 30 bin adet kullanmakta idi.  
Olaydan sonra, etkilenen tüm kurumlar bu çok pahalı on binlerce bilgisayarı çöpe attılar. Ne Amerikan Hükümeti, ne Apple, ne de başkası bu olağanüstü bilgisayar korsanlığını doğrulamak istemedi. Bu imajlarını bozacak, vatandaş ve tüketicinin kafasında soru işaretleri yaratacak ve de çok değerli teknolojik şirketlerin çöküşüne sebep olacaktı.
Elemental şirketinin Super Micro'ya yaptırdığı sunucuların her birinin değeri 100 bin doların üzerinde idi. Zengin Mormon Kilisesi ideallerinin dünyaya yayılması için gerekli video iletişimi için yüzlercesini kullanmakta idi.
Bir pirinç tanesi, ya da bir kurşun kalem ucu kadar büyüklükte, bir parmağın ucunda bile zor görülen çipin verdiği zararı hesaplamak için şu notu da ekleyelim. Super Micro şirketi 100 ülkedeki 900 kuruluşa yüz binlerce sattı. Bu çip hangilerinde tam bilinmiyor. Şimdi siz söylesin böylesi görüldü mü?

***  
Her şeyi biz akıllandırdık. Aklımızı küçücük çiplere yerleştirdik. Ve... Sonuçlarına katlanacağız.
Bu çiplerle büyüyen dünya bu çiplerle yaşanmaz bir hale gelecek. Artık korsanlık ve saldırılar günlük hale gelecek. Hatta geldi de çoğundan bizim haberimiz olmuyor.
Futurist (gelecek bilimcisi) filozof Yuval Noah Harari'nin kitaplarını okuyanlar aramızda mutlaka çoğunluktadır. Ben henüz sonuncusunu okumadım: 21. Yüzyıl İçin 21 Ders.
Röportajlarından okuduğum kadarı ile İsrailli yazar bu kitapta uyarıyor:
Bir zamanlar dünyanın beyni olması ve insanlığa parlak bir tekno-gelecek vaadi nedeniyle hayranlık duyduğumuz Silicon Vadisi ve başka ülkelerdeki benzerlerinden artık korkmalıyız. Buralarda üretilen olağanüstü AI - Artificial Intelligence - Yapay Zekâ dünyanın tüm demokrasilerini tehdit ediyor.  

Oy vermenin tamamen yok olacağı distopik bir cehenneme doğru yol alıyoruz. Yeni dünyanın 'üst akıl'ları yeni bir sınıf yaratıyor. Yüzde 10'luk bu sınıf tüm dünyayı yönetecek, dünyada sadece bu sınıfa, bilgisayarlara ve robotlara yer olacak. Dünyanın kalan sınıfı bizler ise 'gereksiz sınıf'   durumuna düşeceğiz. Bizi öldürmediklerine şaşacağız. Çünkü bizlere artık ihtiyaçları olmayacak. Bu sınıf halen dünyadaki tüm seçimleri etkiliyor ve sizin istedikleri yönde oy vermenizi rahatlıkla elde ediyor. Geçmiş olsun.
Faşizm ve teknoloji artık elele... Üzgünüm... Bir üzüldüğüm nokta da Silicon Vadisi'nde kitabımın tanıtımı için onuruma verilen bir davette, bu üst akıl sınıfına bu görüşlerimi anlattığımda beni alkışladılar. Beni alkışlamalarını anlayamadım. Beni yuhalamaları gerekti. Acaba sadece onların bildiği ve benim bilmediğim bir şey de mi var?
Aklımızdan başka her yere ulaşılmıştı akıllı cihazlarla. Ancak artık aklımıza da ulaşılıyor ve sahte ve yön verici haberler sosyal medya ile sunuluyor. Bilgisayarımızın saldırı altında olması değil asıl tehdit. Aklımız tehdit ve saldırı altında.  

 
***

Bu sözlerden sonra cep telefonunuza, iPad'inize, bilgisayarınıza korku ile bakıyorsunuz... Umarım...
Oysa buzdolabınız bile sizi izliyor. Sürekli bilgi gönderiyor. Internet of Things - Nesnelerin Interneti dedikleri...
'Büyük Ağabey' gerçekten sizi izliyor. Büyük Ağabeyler artık ABD, Çin, Rusya ve Zengin Batı ülkelerindeki üst akıl tekno-sınıf.
Mutfaktan oturma odasına geçmek bir şey değiştirmez, TV'niz de sizi izliyor. İzlediğiniz her programı ne zaman ne kadar süre ile izlediğinizi not ediyor.  
Banyoya mı saklansanız? Elektrikli diş fırçanız ya da akıllı saatiniz... Ya da akıllı her hangi bir şeyiniz varsa...
Geçmiş olsun...