Neredeyse tüm dernekler 'vatan, millet, Sakarya!' diyerek yeni Hükümete yağ çekerek, bağlılıklarını bildiriyor.
Aslında kendi çıkarlarını korumak ve işlerini yine sorunsuzca yürütmek için. İzmir, yeni Hükümet'ten üçün birini mi aldı, başka bir şey mi bilemiyorum.
'Silbaştan!' açıklamasını yapan Binali Yıldırım nedense Bakanlar Kurulu listesinde son sıraya konmuş....
İcracı bakanlık olan 'Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme' Bakanlığının hafife alınmasını tuhaflık olarak karşılıyorum.

Prensip kararı!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 64. Hükümet programını açıkladı, 64. Hükümet programında enflasyonu kalıcı olarak tek haneye düşürmenin temel prensip olduğunu söyledi. Programda seçim sürecinde dikkat çeken asgari ücret, kıdem tazminatı, taşeron işçiler, polislerin ek göstergeleri gibi konulara öncelik verildiği dikkat çekti.
Bunlara girmeden önce, bizim için asıl önemli noktaya geleyim:

Göz göre göre...

Hükümetteki bakanların çoğunda etkisinin olduğunu sağır sultanın bile bildiği ülkemizde, sınarlarımızdaki gelişmeleri de bilmeyenimiz yok. Bunu da geçiyorum...
Nasılsa herkes okuyor, görüyor, fikrini söylüyor.
Ancak: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya'da G-20 zirvesinde açık ve net şekilde, 'İzmir Körfez Köprüsü'nü başlatacağız (yapıyoruz) açıklamasını yaptı.
Bunu arşiv haberlerinden bulunması, görülmesi, dinlenmesi olanak içinde.
Peki nasıl oldu da, son saniyede bu Hükümetin programından çıkarıldı?
Bunun yanıtını yakında öğreniriz.
Ancak kararın çevreciler ve İzmirliler tarafından memnunlukla karşılandığını da söyleyebilirim. Çünkü; birçok kişi ve uzmanlar İzmir Körfezine yapılacak köprünün 8 bin 500 yıllık Türkiye'nin en güzel şehirlerinden İzmir'in silüetini ve güzelliğini bozacağını ileri sürüyor.

Varsa yoksa İstanbul ve Ankara...

Bu arada, Başbakan Davutoğlu'nun 'ekonomi programında' İstanbul ve Ankara için söylediklerini hatırlatayım:
'İstanbul Boğazı'nın altından iki defa tünel yapmak yerine dünyada bir ilk olmak üzere tek geçişte tek tünel halindeki karayolu ve metro geçişlerini kapsayan 3 katlı Büyük İstanbul Tüneli'ni tasarlandı.
Günde 6,5 milyon vatandaşın kullanacağı toplam 9 farklı raylı sistem birbirine bağlayacak, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprülerinin trafiğine nefes aldıracak projenin YİD modeli ile yapımına başlanacak. Yüzyılın en büyük projelerinden biri olacak olan Kanal İstanbul Projesi'nin çalışmalarına devam ediyoruz. Ankara ve İstanbul arasını 1,5 saate indirecek yüksek hızlı tren projesi, YİD modeliyle, etaplar halinde gerçekleştirmek üzere proje çalışmaları başlatıldı.'

Yüzde biri İzmir'e yok...

Başbakan Davutoğlu, 'Başta İstanbul olmak üzere raylı sistem yatırımlarına hızla devam edeceğiz.
Ankara'da Tandoğan-Keçiören, AKM-Gar-Kızılay; İstanbul'da Levent-Hisarüstü, Üsküdar-Ümraniye-Dudullu, Kartal-Kaynarca, Kabataş-Mecidiyeköy- Mahmutbey, Bakırköy-Kirazlı, Kaynarca-Sabiha Gökçen, Marmaray Raylı Sistem Projelerini, Antalya havalimanı-expo, projeleri tamamlanacak.' diyor...
Özetle; Her şey İstanbul'a, Ankara'ya...
İzmir'in adı bile geçmiyor...
Beklenen oldu...
Bakalım, başta, yıllar önce Kalemşor, Nazım Hikmet'in arkadaşı, Naci Sadullah Danış gibi, 'Silbaştan!' diyen eski ve yeni Bakan Binali Yıldırım başta olmak üzere AKP milletvekilleri ne diyecek?
Onlardan bence daha önemlisi CHP'li milletvekilleri ile MHP'li milletvekilleri ne diyecek?
Nasıl karşılayacak?
Kimler desteklenecek?
Başbakan Davutoğlu'na göre, her yıl 100 milyar TL'yi aşan kamu alımları, Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine katkı sağlayacak; yeniliği, yerlileştirmeyi, teknoloji transferini ve yenilikçi girişimciliği teşvik edecek etkili bir politika aracına dönüştürülecek.
Bu kapsamda kamu alımlarında orta-yüksek ve yüksek teknoloji sektörlerindeki yerli firmaların payını artıracak.
Burada bir saplantı yaparak, özellikle girişimcilere 'dikkat!' diyorum...
Çünkü; kimlere, hangi şartlarda teşvik verileceği de çok önemli...
Umarım, 'yandaş' iddiaları yine ortaya atılmaz...

Çoğunluğu ilgilendiren açıklamalar...

Ahmet Davutoğlu'nun programına gerçekleştirilmesi hedeflenen ekonomik programda öne çıkan maddeler şöyle oldu:
'Düşük düzeyde maaş alan emeklilerin gelir seviyesi alınacak tedbirlerle yükseltilecek. Bu çerçevede; Temmuz ayında emekli maaşlarına rutin olarak yapılan artıştan sonra maaşı 1.000 liranın altında kalan SSK ve Bağ-Kur emeklileri seyyanen 100 lira zam yapıldı. Maaşı 1.000 lira ile 1.100 lira arasında olan emeklilerin maaşını da 1.100 liraya tamamlandı.
Bu artıştan emeklilerin yaklaşık yüzde 55'inin istifade etmesini sağlandı.
Tüm işçi ve Bağ-Kur emeklilerine de önü­müzdeki dönemde yıllık ilave 1.200 TL verilecek.

Yoktan iyidir...

Ticari faaliyette bulunan emeklilerden kesilen ayda yüzde 15 oranında Sosyal Güvenlik Destek Primi'ni yüzde 10'a indirildi.
630 binden fazla emeklimizin yararlandığı bu düzenlemeyle emeklilerimizin aylıklarına ortalama en az 50 liralık ayrıca bir artış sağlandı. Yüzde 15'ten yüzde 10'a indirilen Bağ-Kur Sigortalısı olan esnafımızın emekli aylıklarından kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi Kesintisi'ni önümüzdeki dönemde tamamen kalkacak.

Zor bir şey değil!..

Önümüzdeki yıl için asgari ücretin 1.300 TL'ye yükseltilmesi yönünde Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na teklif sunulacak.
Yapılan işin tehlike sınıfına göre, asgari ücrette farklılaştırma sağlanacak. 51 ilde uygulanmakta olan yüzde 6 oranındaki İşveren Sigorta Primi indiriminde esas alınan 10 işçi çalıştırma zorunluluğunu kaldırılacak. Bu imkândan 251 bin küçük işletmenin yararlanmasını sağlanacak. Polislerin 2200 olan ek göstergeleri 3000'e çıkacak. Polislerin emniyet hizmet tazminatını yüzde 25 artacak. Böylece maaşlarında 240 lira ile 580 lira arasında artış olacak.
Genel Sağlık Sigortası kapsamında yapılan gelir testi sistemi ve buna bağlı Genel Sağlık Sigortası Primi ödemeleri gözden geçirilecek ve sistemin etkinliği ve verimliliğini artırılacak. İstihdam edilmeleri halinde, sosyal destek alan vatandaşların sigorta primi işveren desteğini devlet tarafından karşılanacak. TOKİ eliyle emeklilerin uygun koşullarla konut sahibi olması sağlanacak. Merkez Bankası'nın fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisinin belirlemesi, esas olmaya devam edecek. Yemde ve gübrede KDV'yi kaldırılacak.
Genç çiftçilere proje karşılığı 30 bin lira karşılıksız destek verilecek.
Burada 'genç çiftçi' sözüne dikkat çekmek istiyorum...

***

DİP EKSPRES

İzmir'de Eko-verimlilik atağı

İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) işbirliğinde yürütülen İzmir Eko-verimlilik (Temiz Üretim) Programı kapsamında TAMTAD Konservecilik San. ve Tic. A.Ş.'de 6 farklı ekoverimlilik uygulaması hayata geçirildi.
Eko-verimlilik, diğer bir ifadeyle temiz üretim; 'bütünsel ve önleyici bir çevre stratejisinin ürün ve süreçlere sürekli olarak uygulanması ile insanlar ve çevre üzerindeki risklerin azaltılması' olarak tanımlanıyor. İZKA eko-verimlilik uygulamalarını sürdürülebilir üretimin temel bir aracı olarak görüyor. İzmir'de eko-verimlilik (temiz üretim) uygulamalarının yaygınlaştırılması için İZKA ve TTGV güçlerini birleştirmişti. Yürütülen İzmir Eko-verimlilik Programı çerçevesinde gerçekleştirilen pilot projeler ile İzmir'de farklı sektörlerde faaliyet gösteren 4 firmada hammadde tasarrufu, su tasarrufu, atıkların azaltılması ve enerji verimliliği konularında toplam 12 uygulama hayata geçirildi. Program ile teknik ve finansal açıdan desteklenen firmaların diğer işletmeler için örnek olabilecek başarı hikayelerine dönüştürülmesi hedefleniyor.

***

İzmir Ekoverimlilik (Temiz Üretim) Programı Hakkında:
İzmir'de temiz üretim faaliyetlerinin ilk adımları İZKA, TTGV ve EBSO işbirliğinde 'İzmir Eko-verimlilik Stratejisi'yle atıldı. Faaliyetler İZKA ve TTGV'nin eko-verimlilik pilot uygulamaların oluşmasını teşvik ettikleri bir destek programı ile genişletildi.
Destek programı kapsamında yapılan eko-verimlilik etüt çalışmaları sayesinde temiz üretimin sağlanması için yapılması gerekli üretim iyileştirmeleri tespit edildi ve pilot uygulamalar İZKA ve TTGV desteğinden faydalandırıldı.