Kamuoyu araştırmacısı ve akademisyenliğinin yanı sıra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin başdanışmalığını yapan ve 2011 yılından itibaren siyasetin içinde aktif olarak görev yapan ve MHP'nin İzmir'de milletvekili sırasını bir sıra yukarı kaydırmasıyla gözlerin çevrildiği Neslihan Çelik ile İzmir seçmeninin durumunu, MHP'nin İzmir ve Türkiye için projelerini, bu seçimde kadınların İzmir'de ön plana çıkmasını ve 1 Kasım seçimlerini konuştuk.

*Öncelikle MHP'nin Türkiye'ye vaatlerini öğrenebilir miyiz?

Milliyetçi Hareket Partisi'nin tüm Türkiye'de ve İzmir'de bu dönem için mesajlarının temelini 'ülkenin geleceğine oy ver' oluşturmaktadır. MHP, ülkemizin geleceğine yönelik çok ciddi anlamda sıkıntıların olduğunu çok önceden tespit etmiş ve bunları da söylemiştir. Bugün gelinen nokta da ne yazık ki hepsinin tek tek gerçekleştiğini görüyoruz. Bu seçim MHP'nin söylediği her şeyin gerçekleşmiştir. Ülkemizin karanlık bir çıkmaza düştüğü, her gün evlatlarımızın can verdiği, huzurun, güvenliğin, adaletin ve asayişin sağlanamadığı bir durumdadır. MHP olarak öncelikle ilk işimiz; terörü bitirmek, adaleti ve hukukun üstünlüğünü sağlamak, huzuru ve güveni tesis etmek olacaktır. Bu seçimde bunların tesis edilmesi için çok önemlidir.

*MHP'nin 1 Kasım seçimi öncesinde İzmir'deki kadın adaylarını birer sıra yukarı çıkarması hakkında neler söylemek istersiniz? İzmir'de böyle bir durum söz konusuyken Ankara'da Meral Akşener'in aday gösterilmemesi konusunda ne düşünüyorsunuz bu durumu neye bağlıyorsunuz?

MHP Türkiye'nin en önemli siyasi partilerinden biridir. Çok eski bir tarihe sahip olan partimiz, dava ve ülküsüyle de önemli bir kurumdur. Partimizdeki adaylar için sıranın hiçbir önemi yoktur. MHP'de tüm adaylar için bu durum geçerlidir. Daha evvel farklı bir sıradayken de tüm varlığımla çalıştım şimdi de çalışıyorum. Diğer arkadaşlarımız da aynı şekilde çalışıyorlar. Bizim için önemli olan partimizin milletimize anlatmak istedikleri ve bu ülke için yapmak istediklerimizdir. Bun anlamda tüm samimiyetimle söylüyorum ki altta ya da üstte olmak diye bir sorunumuz yoktur. Teknik olarak bir sıra üste çıktık. Bu tamamıyla parti yönetimimizin aldığı karardır. Bu karar alınırken İzmirli seçmenlerin beklentileri göz önünde bulundurulmuş ve elbette ki önemli rol oynamıştır. İzmir'de kadın adaylara karşı seçmenin yoğun bir ilgisi olduğu ve kadın adayları destekledikleri görülmektedir. Bize verilen bu görev karşısında elimizden geleni yapmakla yükümlüyüz.
Sayın Meral Akşener konusunda ise benim bir değerlendirme yapmamın doğru olmadığını düşünüyorum. Partimizde kadınlar hep en öndeler. Bu kararlar tamamıyla genel merkezimiz tarafından alınmaktadır. Bu konuda yorum yapmanın doğru olmayacağını ve bana düşmeyeceğini düşünüyorum. MHP için önemli olan başarıdır. Alınan kararları herkesin saygıyla karşılayacağını ve çalışmalarına devam edeceğine inanıyorum.
Türkiye'de terör gibi önemli bir sorun yaşanırken, analar ağlamayacak denildiğinde anaların gözyaşlarının hiç dinmediği bir ortamda kadın hassasiyetinin, kadın bakış açısının siyasette yer almasının da çok önemli olduğunu görüyoruz. Kadının üretkenliği açısından bakıldığında toplumsal sorunlar üzerinde farklı bir bakış açısı getireceğinin kuşkusuz olduğunu düşünüyorum.

*Seçmenin kafasında 'özellikle 7 Haziran'dan sonra ne değişti de kan akmaya başladı' sorusunun olduğunu sizlerde biliyorsunuz. 7 Haziran'dan sonra ülkemizde ciddi sorunlar yaşandı ve çok fazla şehit verildi. Bu süreçteki mevcut hükümetin bu konuda sürekli başkalarını suçlamaları ve sorumluluklarından kaçmalarını nasıl yorumluyorsunuz?

MHP olarak devletin ve kurumlarının çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Her kurumun kanunlar çerçevesinde görevini yerine getirmesi gerekiyor. Adalet sağlanamadığı, demokrasi ve hukukun olmadığı bir ülkede bu sorunların gün yüzüne çıkması normaldir. Kurumların yasalara uymaması ve yara alması ülkemizdeki adalet ve hukuk konusunda sorun doğurur. Biz her kurumun üzerine düşen görevi yapması gerektiğine inanıyoruz. Kurumların şahıslar yerine kanunlar çerçevesinde görevlerini yapması gerekiyor.

*HDP Eşbaşkanı Demirtaş Almaya'da 'Kürtler ne yaptı sorusu gündeme geliyor. Kürtler Türkiye'ye Kürdistan'ı verdi. Daha ne yapsınlar' şeklinde bir açıklama yaptı. Bu açıklamaya karşılık neler söylemek istersiniz? Sizce Demirtaş ne söylemek istedi?

Ülkemizde bir Kürt problemi olmadığını ve terör sorunu olduğunu sürekli dile getiren partiyiz. Kürt kardeşlerimizle birlikte bu çatının altında bin yıldır yaşıyoruz ve yaşamaya devam edeceğiz. Sorunun terör sorunu olduğunu ve buna karşı başlatılan çözüm sürecinin yanlış ilerlediğini genel başkanımız sürekli dile getirmiş ve teröristlerle müzakere masasına oturmanın sonuçlarının çok ağır olacağını söylemiştir. Ne yazık ki gelinen nokta da ne kadar ağır sonuçlar doğurduğunu gördük. Keşke partimiz söylediklerinde haklı olmasaydı ve insanlarımız terör belasında hayatlarını kaybetmeselerdi. Ülkenin geleceği için mutlak süratle partimize ihtiyaç vardır. Ülkemizdeki terör, adalet, hukuk ve ekonomideki sorunları giderebilecek yegane parti MHP'dir.


İzmirliler bize bir şans vermeli


*İzmir'den milletvekili seçildiğinizde ve Meclise girdiğinizde kendinizi nerede görüyorsunuz? Seçmenleriniz ve seçildiğiniz şehir için projelerinizi ve düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Ben sosyal antropoloji doktoruyum yani kültür bilimciyim. Doktora konum kadın suçlular üzerineydi. Aile içi şiddet, ensest, kültürel nedenlerle cinayet gibi sorunlarla ilgilendim. Ülkenin toplumsal sorunlarıyla çok fazla ilgilendiğim için bu konuyla iç içeydi. Bilimsel branşımla milletvekili olarak hizmet sektörü arasında bir bağ olduğunu düşünüyorum. Kadınlara karşı toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda çok çabalarım olacağını belirtmek isterim. Ancak yalnızca kadın sorunlarıyla ilgilenip diğer toplumsal sorunlara da sırtımı dönmeyeceğim. Partimizdeki diğer vekil arkadaşlarım gibi toplumun her kesimini dinleyeceğiz ve sorunlarını çözmek için çalışacağız. Bunun yanı sıra kadın aday olarak İzmir'de seçim kampanyası yürütmenin bir şans olduğunu düşünüyorum. İzmirlilerin bize gösterdiği ilgi, sevgi, yakınlığa özellikle teşekkür etmek istiyorum. İzmir çok güzel bir şehir ve kıymeti bilinmesi gereken bir değerdir. İzmir'de vatandaşlar demokrasiyi içselleştirmişler. Aday arkadaşlarıma ve bana ciddi bir yakınlık göstermelerinin yanı sıra bizleri dinliyor, kampanyalarımıza birebir katılıyor, yolculuklarımızda eşlik ediyor ve ne söylediğimizi anlamak için bizlere zaman ayırıyor. Bu da bizler için son derece önemlidir. Ülkemizin her yeri aynı güzelliktedir. Ancak İzmir'in kadın adaylara gösterdiği ilgi ve desteği yadsıyamayız. İzmir'den aday olmak şanstır ve bunun için İzmirlilere teşekkür ediyorum.


*İzmir'in en önemli sorunu olarak gördüğünüz ve acilen çözüme kavuşturulması gerekli gördüğünüz bir şey var mıdır?

İzmir'de ciddi anlamda sorunlar var. İzmir iki siyasi partinin elinde kalmış bir şehirdir. Bir tarafta Atatürkçülük ve cumhuriyet değerleriyle CHP'nin baskısı, diğer tarafta ise İzmir'i elde etme savaşına giren AKP'yi görüyoruz. Bu ikisinin arasındaki çekişmede de hizmet eksiklerini görüyoruz. İzmir'e yapılacak yatırımlar için verilen vaatlerin yerine getirilmediğini gördük. 2011'den beri aday olduğum için bu konulardaki her şeyi biliyorum. AKP hükümet ettiği yıllar boyunca neler yaptı? Sürekli vaat ettiğini ama hiçbir şey yapmadığını görüyoruz. İzmirlilerin bize bir şans vermelerini ve desteklemelerini istiyoruz. Çünkü halkın oylarını cepte gören CHP ile kazanma savaşına giren AKP'nin arasında sıkıştığı için en çok zararı İzmir'in gördüğünün bilincindeyiz. İzmir ve İzmirlilerin refahı için geliyoruz. İzmir'i gezdiğinizde kıyı kesiminde makyajlı, arka taraflarında ise ciddi yıkıntıları görüyorsunuz. Bu sorun ciddidir. Yerel hizmetler ve yapılaşma konusunda ciddi problemleri olduğunu görüyorsunuz. İşsizlik İzmir'de Türkiye oranının üzerinde seyrediyor. Gençlerin işsiz olması, altyapı ve yapılaşma sorunlarının yanında başka sorunları dile getirmenize gerek kalmıyor. İzmir'de muhakkak bir kan değişimi gerekiyor.


Her ailenin bir ferdine iş imkânı sağlanacak

*MHP'nin İzmir'deki işsizlik sorununu çözmek için geliştirdiği projeler neler? Bunları öğrenebilir miyiz?

Bölgeler ve şehirler araştırılarak yeni projelerle buraların geliştirilmesi ve kalkınması amaçlanmaktadır. İzmir'in işsizlik sorununun temelinde genç işsizler yer alıyor. İzmir'in işsizlik sorununu ve 2 partinin arasındaki sıkışmışlığını çözdüğümüzde, İzmir'de her şeyin değişeceğinin farkındayız. Bunun içinde öncelikle İzmirlilerin desteğini istiyoruz. Gençlerin işsizliğini, üniversite sınavlarında yaşanan problemleri gidereceğiz. Üniversite de okuyan öğrencilerin yurt ve öğrenim kredileri sorunlarını çözeceğiz. İzmir'de ciddi bir problem olan yurt sorununu gidereceğiz. Bu anlamda bu önemli bir projedir. Anne ve babalar çocuklarını emanet edecekleri yurt bulmazsa çocukların barınma sorunu olursa bu öğrenciler nasıl başarılı olacaklar. Yıllık ortalama 700 bin kişiye iş imkânı sağlamayı vadediyoruz. Her ailenin bir ferdine iş imkânı sağlanacak, iş sağlanıncaya kadar da 700 lira aile desteği verilecek. Askerliğini yapan gençlere, iş kurabilmeleri amacıyla yarısı hibe olmak üzere 50 bin liraya kadar girişimcilik kredisi verilecek ve işsiz gençlerin ailelerinin ise sağlık sigortasından yararlandırılacaktır. Bunların yanında her öğrenciye öğrenim süresince 10 bin liraya kadar yükseköğrenim kuponu, askerlik süresinin ise prim ödemeksizin emeklilik hizmetine sayılacaktır. Evlenecek gençlere 10 bin lira tutarında da faizsiz kredi sağlanmasının yanı sıra girişimci kadınlara yüzde 50'si hibe olmak üzere finans desteği ve kadınlara sigortalılık öncesi doğumlar için doğum borçlanma hakkı verilecektir. Bildirgemizde detaylı anlatımları mevcuttur.

*Suriyeli mülteci sorununun izlenilen politikalar sonucunda içinden çıkılamaz bir hale geldiği dile getiriliyor. Özellikle İzmir Basmane'nin insan kaçakçılığının merkezi durumuna gelmesi ve mültecilerin Avrupa'ya gitmek için İzmir kıyılarını kullanmasıyla çok sayıda sıkıntılar yaşandı. MHP, mülteci sorunu hakkında ne gibi çözümler sunuyor?

Türkiye'nin çok ciddi anlamda dış politika ve terör konusunda sorunları vardır. Dış politika ülkenin dünü, bugünü ve yarını konusunda kurulması gereken bir köprüdür. Kişiye göre kurulduğunda ciddi sorunlara yol açtığını görüyoruz ve bu sorunları biz çekerken farklı ülkelerin vatandaşlarına da çektiriyoruz. Son derece önemli olan bu konuyu İzmir içinde ne kadar çok önemli olduğunu şehri dolaşırken görüyoruz. Partimiz dış politikayla ilgili ciddi sorunların olduğunu sürekli dile getirmiştir. Dış politika çocuk oyuncağı değildir. Dış politika akılla yönetilmelidir. Sığınmacıların ülkemize olan göçlerinde yeterli önlemin alınmadığından kaynaklanan bu sorunu partimizin çözmek için projeleri vardır. Sınır bölgelerinde kurulacak olan yaşam alanlarında sığınmacıların yaşamalarını sağlayacağız. Sığınmacıların dağılımları kayıt altına alınmalıdır. Belirlenen alanlarda ve yeni yapılacak alanlarda yeme-içme, barınma, sağlık ve diğer sorunların çözülmesini öngörüyoruz. Sığınmacıların vatanlarına dönmesi için uluslararası girişimler yapılmalıdır.


Muhalefetmiş gibi vaatte bulunuyorlar

*Türkiye'de çoğu yazarın yanı sıra İslamcı yazarlar da son dönemlerde ahlaki sorunları dile getiriyor. AKP'nin seçimleri kaybetmesi durumunda bile bu sorunun devam edeceği söyleniyor. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir ve bu sorun nasıl giderilebilir?
Milletimizin değerleriyle örtüşen değerleri olan partimizin seçim beyannamemizde de ülkenin öncelikle toplumsal onarımdan geçirilmesi gerekiyor. Huzurlu ve güvenli bir geleceği oluşturabilmek için önce değerlerin korunması gerektiğini anlatıyoruz. Bu ülkenin taşıdığı değerlerin ve milliyetçi şuurla taşınan değerlerin hem gençliğimize hem de geleceğe aktarılmasında çok önemli olduğunu sürekli belirtiyoruz. Bu sorunları çözebilecek kadrolara ve şuura sahip olduğumuzu bildiğimiz için bu ve diğer sorunları uzun vadeli politikalarla çözeceğiz.
 
*Yapılan kamuoyu araştırmalarında AKP'nin özellikle iktidarda kalmasını sağlayan nedenin ekonomideki artıları olarak yorumlanıyor. Şu anda ekonomide ciddi bir durgunluk yaşandığını da görüyoruz. Sizce 1 Kasım seçimlerinde bu seçmenlerin oy verme davranışını nasıl etkileyecektir?

AKP 13 yıllık iktidar sürecinde Türkiye'nin güçlü ekonomisi olduğu algısını yarattı. Ama bu algıyı da şu anda seçmene vaat ettikleriyle kendileri bitirdi. 13 yıllık bir iktidarın ekonomide muhalefet partileri gibi vaatlerde bulunması ve vaatlerin de muhalefetin vaatleriyle çok benzemesi ne kadar doğrudur? Bu vermek istediklerini 7 Haziran'dan önce ekonomiye ciddi bir yük oluşturur diye eleştiri getirenler de kendileri değil miydi? Biz seçim vaadi olarak veriyoruz. Onlar ise zaten hükümet olarak bunu yapmaları gerekirken vaat olarak sunuyorlar.


Fikir özgürlüğü olmazsa olmaz

*Kamuoyu araştırmalarının önemi özellikle son yapılan seçimlerde ortaya çıktı. Bir kamuoyu araştırmacısı ve akademisyen olarak bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Kamuoyu araştırmacıları, bu bilimsel araştırma sonuçlarını yaptıkları o bilimsel sürecin sonunda ortaya çıkan verilerle ortaya koymaktadır. Özellikle son seçimlerde seçim sonuçlarıyla araştırma sonuçlarının birbirine yakın sonuçları göstermesi bu yapılan araştırmaların önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu araştırmalarda manipüleler de yapılmaktadır. Bu da son derece ahlaksız ve bilimsel etiğe aykırıdır. Ancak doğru yapan arkadaşlarımızı da ayrı tutmak gerekiyor. Seçmen ile siyasi partinin arasındaki nabzı tutan bu araştırma sonuçlarının siyasilere yol ve yön gösterici olduğunu unutmamak gereklidir. Bilimsel araştırmalar bu alanda son derece önemlidir.

*Basına son dönemlerde yapılan çeşitli saldırılar farklı boyutlara ulaşmaya başladı. Artık gazetecileri sadece iktidar ya da siyasiler değil, farklı gazeteciler de köşelerinden tehdit edebiliyor. Sizin basına ve gazetecilere yapılan bu şiddetin yanı sıra basın özgürlüğü hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Fikir özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır. Bu yalnızca basın çalışanları adına değil ülkemizde her sektörde çalışanların birbirinin özgürlüklerine karşı saygılı olması gerekir. Bu alandaki özgürlüklerin sorunsallaşmaya başladığını AKP'nin iktidarlığında gördük. Özellikle basın mensubu arkadaşlara karşı şiddeti,  fikir ve düşünce özgürlüğüne karşı yapılan saldırıları parti olarak şiddetle kınıyoruz. Partimiz iktidara geldiğinde bu konudaki sorunları gidermek için de bütün yasal çalışmaları yapacaktır.


Seçmenin seçime ilgisi az

*1 Kasım seçimine vatandaşların ilgisinin az olmasından bahsediliyor. Size göre İzmir'de ve Türkiye'nin genelinde böyle bir durum söz konusu mudur? Bunun nedenleri konusunda neler söylersiniz?

Evet, ben özellikle İzmir'de seçmenin seçime ilgisinin az olduğunu gözlemliyorum. Türkiye'nin genelinde böyle bir durum söz konusu. Son dönemde artan terör olayları ve evlatlarımızı kaybetmemizden kaynaklıdır. Bu da son derece normaldir. Bir anne olarak her şehit haberinde içim yanıyor. Evlatlarımızı teröre kurban vermemiz sıradan bir cümleyle geçiştirilecek kadar kolay olmamalıdır. Şehit oldular demek kolay gibi görünebilir ama onu yetiştiren aile için bu kolay bir şey değildir. Türkiye'de terör olaylarından dolayı çok ciddi bir acı yaşanması ve yeni bir seçimden çıkılması seçmenlerin yeni seçime ilgi göstermemesine yol açıyor. Bence adayların son 15 gün gibi kısa bir sürede seçmenle yüz yüze ve birebir iletişime geçmek istediğini düşünüyorum.  1 Kasım seçiminin ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.