'İzmir'in kızları neden bu kadar güzel?'

Belki de son yıllarda, özellikle cemiyet yaşamında en fazla duyduğumuz sorulardan biri bu!
İlk yanıt şöyle oluyor: 'Özgür oldukları için!'
Sonrasını Kemalpaşa'dan Nilay Özcan cevaplamış;
'Genellikle köklerinde göçmenlik olduğu için beyaz olurlar. Bronzlaşmaları can yakıcı olur. Mutlaka ilk gün soyulurlar.'
Herhalde bu ilk yanıtlar, deniz mevsiminde olduğumuz ve sahiller ağzına kadar dolu olduğu için söylenmiş olmalı...
Devamı şöyle:
'Uğruna şarkılar, şiirler yazılmıştır. O nedenle karşısındaki adamın bir mesaj bile yazmadığı zamanlarda kolayca fıttırırlar. Kafalarında kayış kopmaz. Sinirleri bir anda zıplamaz. Asfalyaları vardır. O atar.'
Bu satırların açıklaması ise Nilay Hanıma göre şöyle:
'Siz bunun ne olduğunu bir araştıradurun. Anlayan anlar!'

Türkiye'de ünlü

İzmir, Türkiye'nin güzel kadın ihtiyacını karşılarlar. Makyajı ihtiyaçtan değil, hobi olarak yaparlar.
Güzelliklerinin farkında oldukları için zekasına iltifat eden adamlara bayılırlar. 'İzmirliyim!' dediklerinde, 'belli' cevabına alışkındırlar. Etkilenmezler.
Diğer şehirlerce haklarında çıkarılan çirkin yakıştırmalara aldırmazlar. Yakıştırma yapan bir kızsa, muhtemelen sevgilisini bir İzmirliye kaptırmıştır veya sevgilisinin geçmişinde unutamadığı bir İzmirli vardır. He erkekse, istemiştir olmamıştır.
Bu satırlar ize özeleştiriye açık olduklarını gösteriyor, değil mi?

Gülümsemeden olmaz

Herkese gülümsemeleri, 'Günaydın', 'İyi akşamlar nasılsınız?' demeleri oynaklıklarından değil medeniyetlerindendir. Kahkahalarını 300 metreden duyarsınız. Gülmenin ayıbı mı olurmuş?
Damarını kessen özgüven akar. Yürürken bakılmasının nedeni güzelliği değil, rüzgarıdır.
Bir an denizden eser, bir an karadan. Moduna bağlı. Konuşurken elini kolunu ve mimiklerini kullanır. İzlemek, dinlemekten daha keyiflidir. Yazı severler. Kışın yazlık kıyafetlerinin üzerine mont giyerler.

İyi niyet öncelik

Sevgililerini aileleriyle tanıştırmak istemeleri evlenmek istediklerinden değil, fikir almak istediklerindendir. Hemen havaya girmeyin. Ailesinin görüşleri birinci plandadır. Laf dinlerler.
En lüks restaurantlarda da yemek yerler. Sokaktaki kokoreççide de. Hele bi de midye tepsisinin başına geçtiler mi, görsel şölen. Baskıyla büyümemişlerdir. Bu nedenle ailelerine yalan söyleme ihtiyacı duymazlar.

Sıkıya gelinmez

Kıskanılmak, sahiplenilmek isterler ama fazla sıkıya gelemezler. 'Oraya gitme, bunu yapma, şunu giyme!' diyen sevgililerine, 'Bana annem babam karışmıyor, sana noluyor' en kısa ve net cevaplarındandır. Tatil günü; Çeşmeden, Foça'dan, Urla'dan, Gümüldür'den tuzlu saçlarıyla bikinilerinin üzerindeki pareoyla dönerler. Şehir içinde bu halde bi kahve bile içerler. Dert değil.
İlk aşkı ortaokulda yaşamışlardır. Deniz Gezmiş'i bilirler.
Ailelerinden Nazım Hikmet'i, Yaşar Kemal'i, Aziz Nesin'i. Atatürk'e aşıktırlar. Başka şehirlerde zorlanırlar. Neden yazın şort giydiklerinde insanların çok acayip bir şeymiş gibi onlara baktığını anlayamazlar. İzmir'e toprak öpecek şekilde dönerler.

Harmandalı coşturur

Harmandalı oynayan adamdan etkilenmemeleri mümkün değildir. Eğlenceli olmaları evlenilmeyecek kız oldukları anlamına gelmez. Eğlenmedikleri adamla bırak evlenmeyi sevgili bile olmazlar. Karşısındaki adamda ilk özgüven ararlar sonra muhabbet. Evleri balkonludur.
Beline kadar sarkarlar ancak düşmezler. Efelikleri köklerinden gelir. Erkek gibi kafa tutarlar.
Restaurantta, cafede, vapurda veya otobüste ruj sürerler, allık tazelerler, tırnağı kırılırsa çantadan törpü çıkarıp kırılan yeri törpülerler. Hiçbir mekanda kasmazlar.
Oynamak isterse oynar, dertlenirse ağlar. Mavi boncuk dağıtıp aklına yatmayan bir durumda hepsini geri toplar. Bunu o kadar akıllıca yapar ki kimse bana umut verdin diye hesap soramaz.
Sorsa da cevap alamaz.

Zeki Müren hayranları...

Babaları gibi rakı içerler. Kırmızı ojeli ellerine kadeh, derin muhabbetine Zeki Müren eşlik eder. Samimiyeti sarhoş eder. Gerçekten sevdiklerinde kendi kurallarını da yıkarlar, duvarlarını da. Koca şehri yıkarlar adamın başına. Akıllıdırlar aslında, gerçekten aşık olana kadar...


HAFTANIN HABERİ

Laf atmak artık suç

Fransa'da uzun süredir tartışılan 'cinsel şiddet ve tecavüzün önlenmesine' ilişkin teklif Meclis'in her iki kanadından da geçerek yasalaştı. Yasadan '15 yaşın altındaki tüm cinsel ilişkilerin tecavüz sayılmasını öngören' önemli değişiklik çıkarıldı ve bu konuda takdir yetkisi hakime bırakıldı.
Ancak yasayla, sokakta laf atma eylemi de suç olarak tanımlandı ve bu yeni suç tanımı için 90 Euro'dan 750 Euro'ya kadar para cezası getirildi.