Aykut Polatlı-Türkiye bugün Brüksel'de toplanacak olan AB Zirvesi'nde gündeme gelmesi beklenen Türk vatandaşlarının Ekim 2016'dan itibaren Avrupa'ya 3 aya kadar vizesiz seyahat etmesini sağlama şeklindeki vize muafiyeti tavsiyesi içeren 3. raporun onaylanması için Geri Kabul Anlaşması (GKA) imzalama şartıyla karşı karşıya.

Bu şarta göre Türk vatandaşlarının Ekim 2016'dan itibaren Avrupa'ya vizesiz seyahat etmesi, Türkiye üzerinden Avrupa'ya giden kaçak mültecilerin Türkiye'ye geri gönderilmesi esasına dayanan GKA anlaşmasının Türkiye tarafından imzalanmasına bağlı. Türkiye'nin söz konusu anlaşmayı imzalamasının ardından Türk vatandaşlarının Avrupa'ya vizesiz seyahati gündeme geleceği gibi, AB mülteciler için ilk etapta 3 milyar euro verecek.

Prof. Cem Terzi: Bu korkunç bir pazarlık

Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi, Türk vatandaşlarının vizesiz seyahat etmesinin GKA gibi insani olmayan şartlar taşıyan bir anlaşmanın imzalanmasına bağlanmasının kabul edilemez olduğunu belirtti ve 'Korkunç bir pazarlık' dedi.
Türkiye'nin halihazırda 7 milyar dolar harcadığını, AB'nin vereceği 3 milyar euronun ise devasa bir sorunu çözmeye kesinlikle yetmeyeceğini vurgulayan Prof. Cem Terzi, "Türkiye şu ana kadar 7 milyar dolar harcadı. AB'nin vereceği para 3 milyar euro. 7 milyar harcanmış ama bu insanların hali ortada. Rakamlar bizim gibi sıradan insanlar için büyük olduğundan insanlarımız 'Aa daha ne olsun?' diyebilir. 3 milyar euro ile hallolacak bir mesele değil. 200-300 bin insan kampta, 2 milyon insan ise sokaklarda, gecekondularda, çadırlarda ya da yine denizlerde ölüme terk edilecek. AB'nin para verilip kurtulacağı bir mesele değil bu" diye konuştu.

Prof. Cem Terzi, "Korkunç bir pazarlık. AB'nin iç politikadaki sağcı yükselişine mülteciler kurban ediliyor. Türkiye de büyük bir yükün altına giriyor. Bu korkunç bir şey. Vizesiz seyahatin mülteciler üzerinden yapılması kabul edilemez. Vereceklerse versinler. Bunun mülteci kriziyle ilişkisini kurmak mümkün mü?" diye sordu.

'Bir insanlık dramı Türkiye'nin üzerine yıkılmak isteniyor'

Terzi, AB'nin 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en büyük göç dalgası sorununu Türkiye'nin üzerine yıkmaya çalıştığını vurgulayarak, Türkiye'nin bu şartları taşıyan bir anlaşmayı kabul etmemesi gerektiğini söyledi:
Bu soruna ancak sınırları aşarak ve bu insanları paylaşarak uluslararası çözüm bulunabilir. Yapılan uluslararası çözüm değil, insanlık dramını Türkiye'nin üzerine yıkmak amaçlı kısa vadeli bir anlaşma. AB ülkeleri de 3 milyon insanla bir ülkenin tek başına baş etmesinin imkansız olduğunu biliyor. Mutlaka bir sosyal entegrasyon programı gerekecek. Bu programı 200 bin insan için tek tek ülkelerin yapması mümkün iken Türkiye'den 3 milyon insanın toplumsal entegrasyonu bekleniyor. Bunun imkansız olduğunu onlar da biliyor.

MÜLTECİ-DER de GKA'ya karşı

Türkiye'nin Geri Kabul Anlaşması'nı imzalamaması gerektiğini, savaş koşullarında ülkelerini terk eden mülteciler üzerinden kirli bir pazarlığa göz yummayacaklarını belirten Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der) Başkanı Avukat Eda Bekçi,
"Biz mültecilerin yaşamları üzerinden yapılan bu kirli pazarlığa karşı çıkıyoruz. Hiçbir siyasi, ekonomik, sosyal gerekçe, insan hayatından daha kıymetli olamaz diyoruz. Avrupa ve Türkiye liderlerine bugün yapılacak zirvede bu kirli pazarlığa son vermeleri, tüm politika ve uygulamalarında insan haklarını ve insan onurunu temel almaları ve taraflar arasında gerçekleşen görüşmeler ve iltica-göç politikaları/uygulamaları konusunda şeffaf olmaları için çağrıda bulunuyoruz " dedi.

Türkiye liderlerine çağrı

Türkiye'nin GKA'yı kabul etmemesini beklediklerini kaydeden dernek başkanı Av. Eda Bekçi, Türkiye liderlerine çağrılarını şu şekilde sıraladı:
Kim yaparsa yapsın, Türkiye sınırlarında insan hakları ve insan onuruna aykırı uygulamalara izin verilmesin. Mülteci ve göçmenlerin Avrupa'ya geçişlerini önleme üzerine kurulu Avrupa Kalesi politikaları kabul edilmesin. Geçişleri önlemek için insan haklarını ihlal eden uygulamalara ve politikalarına göz yumulmamalı. Türkiye üzerinden Avrupa'ya geçen göçmenlerin iadesini öngören 'AB-Türkiye Geri Kabul Anlaşması' (GKA) gözden geçirilsin. Bu anlaşma Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize serbestisine bağlanmasın; üçüncü ülke vatandaşlarının zulüm görecekleri ülkelere gönderilmesine vasıta olabilecek söz konusu GKA anlaşması kabul edilmesin. Türkiye AB iltica ofisi/sıcak nokta kurulmasına izin vermemeli. Türkiye mali veya diğer siyasi kaygılarla AB'nin mülteciler konusundaki sorumluluğunu, devralmayı kabul etmemeli. Türkiye'deki mültecilerin ve sığınmacıların insan hakları ve insan onuruna yakışır hayat kurabilmeleri için başta çalışma izni, eğitim ve sağlık hakkı olmak üzere tüm haklarına etkin erişimi sağlanmalı.