Adliye A- Protokol Kapısı girişinde yapılan 2017- 2018 yılı adli yıl açılışı törenine İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Doğru, İzmir Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Ali Telli, İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, İzmir Adli Yargı Komisyon Başkanı İbrahim Korkmaz, hakim, savcı ve avukatlar katıldı. Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Daha sonra tören adliye içinde devam etti. Törende ilk konuşmayı İzmir Barosu Başkanı Özcan yaptı. Darbe girişiminin ardından yaşanan OHAL sürecine değinen Özcan, şunları söyledi:

"Hukuk devleti ilkesi, demokratik yöntemlerle yönetimi elde eden yöneticilerin de yönetilenler gibi kendilerini hukukla bağlı olmasını öngörür. 15 Temmuz 2016'da FETÖ/PDY örgütü tarafından parlamenter sistem, sivil siyaset ve demokratik rejime yönelik darbe kalkışması yapılmış olup, darbe girişimi büyük bedeller ödenerek bertaraf edimleştir. Seçilmiş sivil siyasete dönük bu ve benzeri darbe teşebbüsleri karşısında durdurulmuş, demokratik düzene sahip çıkılmıştır. Ancak darbe girişiminin ardından OHAL-KHK süreçlerinin giderek demokrasinin alternatifi olacak bir özel rejime dönüşmüş olması son derece kaygı ile değerlendirilen bir noktaya gelmiştir. Yargı mensuplarının güvenden yoksun kılınması, baskılardan sonuç alınmasını sağlayan kararların verilmesine neden olmaktadır. Bu durum halkın adalet arayışını ve kurumlara güvenini ciddi olarak etkilemektedir. Ülkemizde fiilen yaşanan OHAL-KHK rejimi savunma mesleği olan avukatlığı ciddi biçimde yaralamaktadır. OHAL ilanından bu yana savunmaya getirilen kısıtlamalar her KHK ile savunma makamın da hakları daha da daralmıştır. Bugün cezaevi görüşmelerinden dosya incelemeye kadar uzanan bir dizi hukuksuzluk, kanun hükmünde olsa da hukuk hükmünde olmayan KHK'larla uygulanmaya taşınmaktadır."

Yargının vatandaşların güvenini sarsacak kararlar vermemesi gerektiğini vurgulayan Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bilinmelidir ki toplumlarda en büyük güveni, her şeyin sonunda adil bir mahkemenin bulunabileceği inancı sağlar. Hukuk bir gün herkese lazım olur. Kimin suçlu kimin suçsuz olduğunu tespit etmek ve suçlu görülenlere yasaların öngördüğü yaptırımları uygulamak yargıya ait bir görevdir. Herkesin, hukuk devleti olmanın doğal sonucu olan bu kurala saygılı olması gerekir. Dilerim ki, mümkün olan en kısa sürede, hukuki süreç içinde, yanlışlar doğrular birbirine karıştırılmadan, hukuk siyasallaştırılmadan, yargılama tamamlanarak, gerçek ve doğru bir çözüme ulaşılır, gerçek suçlular cezalandırılır. Böylece hukuk devleti olmanın hukukun üstünlüğü ilkesinin anlamı bir kez daha ortaya konulmuş olur. Yürütmenin etkisi altında olan bir yargının, keyfi ve hukuka aykırı eylem ve işlemlere karşı gerçek bir denetim ifa etmesi beklenemez. Böyle bir sistemde hiç kimsenin hak ve özgürlüklerinin koruma altında olduğu da söylenemez. 2017- 2018 adli yılın demokratik hak ve özgürlüklerin toplumun tüm bireyleri için geçerli olduğu, hukukun üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının hayata geçtiği, kadına, çocuğa, LGBT'li  bireylere, sığınmacılara, doğaya yönelik ayrımcılığın ve şiddetin sona erdiği barış içinde emekten ve adaletten yana bir çalışma dönemi olmasını dilerim."

'TÜRK YARGISI BAĞIMSIZ TARAFSIZ İLKELERLE GÖREVİNİN BAŞINDADIR'

Ardından kürsüye gelen İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Doğru, "Adliyemize geçen yıl bir saldırı düzenlendi. Hiçbir saldırı bizi hak ve adalet yolundan alıkoyamaz. Hepimiz biliyoruz ki fedakarca çalışıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda böyleydi. Bundan sonra da böyle devam edecek. Türk yargısı bağımsız tarafsız ilkelerle görevinin başındadır. Fethi Sekin ve Musa Can kardeşimiz olmak üzere tüm şehitlerimizi minnetle anıyorum" dedi.

Konuşmaların ardından İzmir Barosu resim grubunun sergi açılışı yapıldı. Daha sonra kokteyl ve müzik dinletisiyle adli yıl açılış töreni sona erdi.