Nilgün Taze-Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde ifade özgürlüğünden doğan demokratik haklarını kullandığı için partiden ihraç edilmek istenildiğini söyleyen Kantarlı, 'bu hakları kullanmış olmak nedeniyle sorgulanıp savunma yapmayı insanlık onurumun zedenlemesi olarak görüyor ve reddiyorum.  İl Başkanlığını tarafıma yapılan onur kırıcı suçlamadan vazgeçmeye davet ediyorum. Israrlı olunması halinde hukuksal yollara başvurup hakkımı arayacağım' şeklinde yaptı.

'Kılıçdaroğlu'nun vaatlerine inandım'


CHP'nin din istismarı yaparak, laiklik ilkesinden koparılacağını gösteren politikalar izlenmeye başladığını savunan Kantarlı, '2010  tarihinin Haziran ayında Kılıçdaroğlu'nun 'parti içi demokrasiyi eksiksiz yaşama geçirecek ve partiyi en kısa zamanda iktidara taşıyacağım, bunda başarılı olamazsam da nöbeti başkalarına bırakacağım' türündeki vaadlerine inanarak partiye katılan 19 öğretim üyesinden birisiyim. Çok kısa bir süre sonra bu vaadlerin içi boş, hamasi sözlerden ibaret olduğu ortaya çıkmaya başladı. Mesajlarımın tamamı CHP'yi laiklik ilkesinden verilen ucu açık tavizler  ve cemaat sempatizanı sağ bir parti durumuna düşüren Kılıçdaroğlu'na bazen doğrudan, bazen atfen, bazen esprili ve bazen de sert bir şekilde ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında yapılmış eleştirilerden ibaret olup asla hakaret olarak değerlendirilemez' dedi.

CHP eleştiriye açık olmak zorunda


Partinin genel başkanlığı gibi kamusal bir göreve talip olanların ne denli kışkırtıcı, sarsıcı ve sert olurlarsa olsun toplumun genelini ve ülkenin geleceğini ilgilendiren her türlü eleştiriye açık ve tahammüllü olmak durumunda olduğunu belirten Kantarlı, 'Anayasamıza göre herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollardan tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Diğer taraftan, ifade özgürlüğü en geniş anlamıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile de güvence altına alınmış olup sözleşmenin ilgili maddesine bağlı olarak 'sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız görülen veya ilgilenmeye değmez bulunan düşünceler için değil, fakat aynı zamanda aleyhte olan, çarpıcı gelen ve rahatsız eden haber ve düşünceler' için de uygulanır. Bunlar, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleridir. Bunlar olmadan demokratik toplumdan söz edilemez' açıklamasını yaptı.

Amacım Kılıçdaroğlu'na doğru yolu göstermek

Asıl amacının Kemal Kılıçdaroğlu'na doğru yolu göstermek olduğunu söyleyen Kantarlı, 'Şahsımla ilgili olarak partiden ihraç gerekçesi yapılmak istenen söz konusu yazılarımdaki sözlerim, ülkenin geleceğini ilgilendiren konular ve ifade özgürlüğü kapsamında yapılmış eleştirilerdir. Bu eleştirileri yapmaktaki amacım Sayın Genel Başkan' Kılıçdaroğlu'na hakaret etmek değil tam tersine ülkeyi yeniden aydınlığa çıkarmasını beklediğimiz CHP'nin genel başkanı olarak kendisine doğru yolu göstermektir' dedi.