Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsünce yürütülen Batı Ege Arısı Islah Projesi'nin bir bölümü, Çeşme'nin 11 mil açığındaki Eşek Adası'nda gerçekleştiriliyor. Yürütülen çalışmalar kapsamında adaya giden uzmanlar, yılın belli dönemlerinde hiçbir yerleşik bal arısını barındırmayan adada çalışmalar yürütüyor.

Projeyle ıslah edilen arılara, hırçınlıklarının giderilmesi ve bal veriminin arttırılması gibi üstün özellikler de kazandırılıyor.

 Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Hayvancılık Bölümü Başkanı Üzeyir Karaca, Türkiye'nin arıcılıkta 7 milyonu aşkın koloniyle Çin'den sonra 2'nci sırada olduğunu söyledi.

Türkiye'deki bal üretiminin geçen yıl kovan başına 14 kilograma kadar gerilediğini anlatan Karaca, yüksek koloni sayısına rağmen kovan başına üretimin düşük olduğuna dikkati çekti.

Bal üretimini arttırmak amacıyla Batı Ege Arısı Islah Projesi'ni başlattıklarını hatırlatan Üzeyir Karaca, İzmir ve çevresinde içine başka arı girmemiş yerlerden seçmeler yaptıklarını, 200 koloni oluşturduklarını ve bunlardan en iyi 20'sini tespit ettiklerini ifade etti.

Bu kapsamda Çeşme açıklarındaki Eşek Adası'nın arıların üremeleri için en uygun yer olduğunu belirlediklerini anlatan Karaca, "Karadan 11 mil uzaktaki adanın flora ve havası arılar için çok uygun. Bu bölgenin aynı zamanda arıdan ari ve bal arılarının hiç yerleşmediğini de tespit ettik. Daha sonra çiftleşme için her yıl ana ve baba arılar getirdik. Arılar, 20 Nisan ila 20 Mayıs arasında bölgede kaldı. Çiftleştirilen ana arılar kovanlara konuldu ve 21 gün kayıt altına alındı." diye konuştu.
 

"Hastalıklara karşı daha dirençli"


Üzeyir Karaca, ürettikleri ana arıların bir kısmını proje materyalı olarak kullandıklarını, bir kısmını ise üreticilere verdiklerini aktardı.

Islah edilen arıların yavru veriminin çok yüksek olduğunu anlatan Karaca, şöyle konuştu:

"Yavru verimin çok yüksek olması, iyi bir flora yakalandığında otomatik olarak bal üretimini de yükseltiyor. Buradaki tür, hastalıklara karşı daha dirençli. Elimizdeki sürüyü her yıl seyrelterek, bir yıl öncekine göre daha güçlü bir popülasyon oluşturuyoruz. Diğer arılar hırçın, bizim arılarımızı daha sakin duruma getirdik. Yavru alanları çok yüksek ve hastalıklara karşı da daha dirençli olması büyük bir avantaj. Elimizdeki materyali, bu yüzden arıcılar tercih ediyor."

Üzeyir Karaca, adanın polen yönünden zengin, nektar yönünden ise fakir olduğunu, bu nedenle arılara bal ve pudra şekeri karışımı olan ve kek olarak tabir edilen gıda verdiklerini de sözlerine ekledi.