Nisa bebeğin ameliyatının Türkiye'de de yapılabileceğini, ancak yüzde 98 oranında risk taşıdığını belirten Bakanlık, ailenin bu riski kabul etmediğini bildirdi. Ameliyatın yurt dışında risksiz yapılacağına dair herhangi bir ifade ya da garantinin de bulunmadığı vurgulandı.

Manisa'nın Soma İlçesi'nde yaşayan 4 yıllık evli İsmail Özçelik (33) ve Nefise Özçelik (27) çiftinin 7 ay önce dünyaya gelen kızları Nisa, 9 günlükken rahatsızlanınca hastaneye kaldırıldı. Yapılan tetkiklerde, Nisa bebeğin, 10 binde bir görülen, doğuştan kalpten kirli kanı temizlemek için akciğere götüren damarının bulunmadığı, 'trunkus arteriozus tip 4' hastası olduğu anlaşıldı. Özçelik çifti, bebeklerini sevemeden, çare bulmak için hastane hastane dolaştı. Türk Telekom'da çalışan İsmail Özçelik ve ev kadını olan eşi Nefise Özçelik'in bebekleri Nisa, 3 aylıkken Ege Üniversitesi Çocuk Hastanesi yoğun bakım ünitesine yatırıldı.

Nisa bebek 4 aydır yaşam destek ünitesine bağlı bir şekilde hayatını sürdürürken, anne ve babası hastalığın tedavi yöntemlerini araştırdı. Özçelik çifti, ameliyatın İsviçre'nin Cenevre kentinde yapılabileceği bilgisini edindi. Cenevre'deki doktorla temasa geçen baba İsmail Özçelik, ameliyatın toplam masrafının 1 milyon lirayı bulabileceğini öğrenirken, gerekli izinleri almak için başvurularda bulundu. Ege Üniversitesi Hastanesi tarafından ameliyatın burada yapılamayacağı belirtildi. Daha sonra gerekli bütün izinler için son aşama olarak Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvuruldu. Ancak ameliyatın Türkiye'de yapılabileceği belirtilerek yurtdışı için izin verilmedi.

Ailenin yaşadığı bu zor durum, minik kızlarını kurtarmak için verdikleri mücadele ve yetkililerden yurtdışında ameliyat için izin verilmesi talepleri, basında haber olarak yer aldı.

YAZILI AÇIKLAMA YAPILDI

Ailenin talep ve iddiaları üzerine Sağlık Bakanlığı tarafından yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada, şöyle denildi:

"Hasta bebeğimiz, henüz 18 günlükken 'Fallot Tetralojisi' (Trunkus Arteriozus tip 4, Pulmoner Atrezili, Akciğerlerde bronşiolitis obliterans) tanısı almıştır. Hastanın şu anki mevcut akciğer ve kardiyak patolojileri nedeniyle operasyon riski oldukça yüksektir. Literatüre göre yüzde 98'dir. Aile bebeğin ameliyat edilmesi halinde ortaya çıkacak riski kabul etmemiştir.

Aile ameliyatın yurtdışında yapılmasını istemekle birlikte bu ameliyatın yurtdışında risksiz yapılacağına dair herhangi bir ifade ya da garanti mevcut değildir. Bu ameliyatlar ülkemizde de aynı risk oranları ile yapılabilmektedir. Ülkemiz sağlık alanında ve tıbbi uygulamalar konusunda oldukça gelişmiştir. Kalp ameliyatları da dahil pek çok hastanın yurtdışından ülkemize sağlık için geldiği bir konumdadır. Nadiren de olsa gerçekten ülkemizde yapılmayan tıbbi girişimler için vatandaşlarımız tüm maliyetleri SGK tarafından karşılanmak suretiyle yurtdışına gönderilmektedir. Bu konuda basına da yansıyan pek çok örnek mevcuttur. Hastanın yurtdışında tedavi gerekliliği ülkemizdeki konunun uzmanları tarafından teyit edildiği sürece dünyanın neresinde, ne kadar paraya mal olursa olsun vatandaşlarımız tedavi olacakları ülkeye/hastaneye gönderilmektedir. Nisa bebek için de başka vatandaşlarımız için de bundan şimdiye kadar kaçınılmadığını veya bundan sonra da kaçınılmayacağının bilinmesi gerekir.

Ancak bir hastalığın tedavisinin Türkiye sınırları içinde yapılamayacağı kararının sadece aile veya bir uzman görüşü değil, konunun uzmanlarının ortak görüşü ile verilmesi gerektiği tartışılmazdır.

Ayrıca hasta bebeğimizin mevcut tıbbi durumu nedeni ile yoğun bakımdan çıkarılmayacağı yönündeki uzmanların kararının 'Sağlık Bakanlığı kendi paramız ile de olsa yurtdışına göndermiyor' şeklinde sunulması mevcut gerçekle bağdaşmamaktadır."