Ali Budak-İzmir'in Yenişehir semtindeki Gıda Çarşısı'nın az ilerisinde bulunan Eski Su Fabrikası'nın karşısındaki boş alandaki dut ağaçlarının altına çadırını kuran Sedat Süngü, 20 gündür burada yaşıyor. Hapisten 28 Aralık 2016'da hapisten çıkan ve o gün bugündür sokaklarda yaşadığını söyleyen Süngü, '18 yaşında cahilliğin verdiği cesaret ve gençliğin verdiği zengin olma hırsından dolayı yaptığım hata bütün hayatımı bitirdi. Ömrüm hapishanede geçti. 61 yaşındayım ve toplamda 33 yılımı hapiste geçirdim. Uzun süre hapis yattığımdan dolayı psikolojik rahatsızlığım var. Bu rahatsızlıktan dolayı devletten 3 ayda bir defa bin 60 lira alıyorum. Devletten isteğim ya bir iş vermeleri ya da huzurevine kabul etmeleri. Ehliyetim var. Psikolojik rahatsızlığımın dışında KOAH hastasıyım. Hayatımın 33 yılı hapishanede geçti. Yetkililere çağrıda bulunuyorum. Bir el versinler' dedi.

Hayatım cezaevinde geçti

'Yaklaşık 15-20 gündür bu alanda çadırda yaşıyorum' diyen Sedat Süngü, 'Ortada bir suç var ve benden kaynaklı. Cezaevlerinde büyüdüm. 1978 yılında gençliğin verdiği etkiyle ama aslında cahillikten dolayı benzin istasyonları, işyerleri, büro ve fabrikaları silahlı soymaya çalışırken yakalandım. Hapse girdiğimde 18 yaşındaydım. Sonra şartlı tahliyeyle 1993 yılında çıktım. Yalnız garibana ya da kendi halindeki vatandaşla bir sorunum olmadı. Onlar tarafından hep çok sevildim. Zengin kesime karşı eylemde bulundum. Tabii bu hataları 18 yaşı civarında genç bir delikanlı olarak yaptım. 18 yaşında girdiğim cezaevinden 33 yaşında çıktım. Gençliğin mürüvetini göremedim. Hayat okulunu cezaevinde okudum. Ortaokul diplomasını dahi cezaevinde aldım. Cezaevinde kendimi geliştirme fırsatım oldu. Mümkün oldukça kitap okudum. Dünyadaki her bilgiyi öğrenmeye çalıştım. Kim ne demiş onu okumak için çaba harcadım. Materyalizm, Hümanizm, Komünizm, Sosyalizm, Marksizm, Düalizm vb. bütün izmleri öğrenme fırsatım oldu. Ama ne işime yaradı diye soracak olursan yaramadı. Zaten yaraması için değil sadece bilgiye aç olduğum için okudum' dedi.



'İş ya da huzurevine kabul istiyorum'

Devletten 3 ayda bir, bin 60 lira özürlü maaşı aldığını söyleyen Süngü, şöyle devam etti: Bu yeterli bir para değil. Yetmiyor da. Yetmediği ve iş verilmediği için çadırda yaşıyorum. Yönetimleri boykot etme amacım da var. 15-20 gündür buradayım daha hiçbir devlet görevlisi sen neden buradasın diye sormadı. Polis, zabıta hiçbir kamu görevlisi gelmedi. Maaşımı aldığımda protesto etmek amacıyla Ankara'ya da gideceğim. Çünkü devletin bana iki seçenekten birini sunmasını istiyorum.  Ehliyetim var ve araç kullanmayı da iyi biliyorum. Ya bir iş bulsunlar, girip çalışayım ya da huzurevleri kapısını açsın ve 3 ayda bir aldığım özürlü maaşımı onlara vereyim. Gıda Çarşısı'nda iş için gezmediğim yer, çalmadığım kapı kalmadı ama bulamadım. Sadece yaşama hakkımı istiyorum.

8 aydır sokakta yaşıyor

Cezaevinde de dışarıda da çevresindeki insanlar tarafından sevilen ve sayılan bir insan olduğunu belirten Süngü, 'Zamanında her şeyim de vardı ve kimseye muhtaç değildim. Öksüz ve yetim büyüdüğümden dolayı her şeyimi garibanlarla paylaştım. Suça bir kere bulaşınca ne yaparsan yap çıkamayacağını öğrendim. Nerede bir olay olsa kendimi içinde buldum. Bu nedenle şartlı tahliyemi de bozdum ve yeniden hapse girdim.  Sonra 28 Aralık 2016'da Şakran Cezaevi'nden tahliye oldum. Hapisten çıktıktan sonra uzun süre Gümüldür'de sokaklarda, park ve bahçelerde kısacası boş ve kimseyi rahatsızlık vermeyeceğim her yerde yaşadım. Sonra bu çadırı Gümüldür'de bir insan, sağ olsun, hediye etti. Yaklaşık 2 aydır da çadırda yaşıyorum. Bir seyyahım. Aslında her yer benim ama hiçbir yere ait değilim. Bir yere ait olmak istiyorum. Sokaklarda kalmak istemiyorum. Bir iş ya da huzurevine yerleştirilmeyi talep ediyorum. Çok mu şey istiyorum? İlla bir suç işleyip hapse mi gireyim? Ömrümün tamamını zaten orada geçirdim ve yeniden girmek istemiyorum' diye konuştu.

'Psikolojim bozuk diye maaş alıyorum ama huzurevine alınmıyorum'

Süngü, Büyükşehir Belediyesi'nin Buca'daki huzurevine başvurduğunu ve durumunu izah etmesine rağmen görevlinin işi yokuşa sürdüğünü iddia ederek, 'Evrakları tamamladıktan sonra sıra bekleyeceğimi ancak sıra geldiğinde huzurevine girebileceğimi söyledi. Bu duruma çok sinirlendim ve üzüldüm. Oradan ayrıldım. Daha sonra da bir daha hiçbir yere başvurmadım. Çünkü her başvurduğum yere alınmayacağım düşüncesi korkutmaya başladı. 33 yılım hapiste geçtiği için psikolojimin bozuk olduğunu söyleyen devlete sesleniyorum. Psikolojim bozuk diye bana maaş veriyorsun ama neden huzurevine almıyorsun?' ifadelerini kullandı.

Ağaç olan her yere çadırını kuruyor

KOAH hastası olduğu için bol oksijenli ortamlarda yaşamaya özen gösterdiğini belirten Süngü, sözlerini şöyle sürdürdü: Göğüs Hastanesi, kanımda oksijen eksikliği olduğunu ve hastanede yatmam gerektiğini söyledi. Ama istemedim. Az biraz ağaçlık doğal ortam bulduğumda oraya çadırımı kuruyorum. Kendimi bu şekilde tedavi etmeye çalışıyorum. Zaten kapalı alanda duramadığım için hastanede de yatmak istemiyorum. Bu dünyada kimsem yok. Zaten kapalı alanda da 33 yıl kaldığımdan hastane de hapishaneyi andırıyor. O nedenle istemiyorum yatmak. Zaten bir işim ve düzenli gelirim olsa evde yaşarım. En son 18 yaşında aile ortamını gördüm. Ama ne kadar iş başvurusu yaptıysam hiçbir şekilde geri dönüş yapılmadı. Kimse işe almıyor. O kadar yılını hapiste geçiren bir insanı kim yanında çalıştırmak ister ki? Gerçi onlar da haklı olabilir. Ömrü hapiste geçen ve psikolojisi bozuk olan birini kim neden yanında çalıştırsın? N Ali Budak