Başkan Kocaoğlu burada yaptığı konuşmada, “Anıtlar, yazıtlar, kitaplar bir olayı, bir tarihi tespit etmek, gelecek kuşaklara aktarmak ve unutturmamak için, buradan alınan dersi tüm insanlığa anlatmak için yapılıyor. Bu anıt da Buca’da, İzmir’de soykırımı lanetlemek için yapıldı ve ilelebet yaşayacak” dedi.

Kentin 8 yıllık belediye başkanı olarak hep adaletten, hep birlik ve beraberlikten yana olduğunu belirten Başkan Aziz Kocaoğlu, “Hep devletimi, milletimi ve insanımı sevdim. Birlik olalım, birlik olduğumuz zaman yapamayacağımız hiçbir şey yoktur. Birlik olduğumuz zaman bize yapılacak hiçbir kötülük yoktur” diye konuştu.

Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı’nın evsahipliğini yaptığı açılış ve anma törenine Başkan Aziz Kocaoğlu’nun yanı sıra İzmir milletvekilleri Musa Çam ve Oğuz Oyan, İzmir Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Gül, Bosna Hersek Büyükelçi Müşteşarı Sabit Subasic ve İzmirliler katıldı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da açılış törenine gönderdiği mesajda, “İnsan yaşam ve haklarını zarara uğratan veya sona erdiren her türlü eyleme daima karşıyız. Bundan 17 yıl önce Srebrenitsa’da yaşanan katliam tüm insanlık için çok büyük ve ağır bir ayıptır. Tarihte yerini affedilmez bir suç olarak alacaktır. Bu çok anlamlı açılışın tüm insanlığa umut ve barış mesajı vermesinde etkili olmasını diliyorum” dedi.

Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı da gerekli izinleri alabildikleri takdirde, önümüzdeki 11 Temmuz’da aynı anıtı Srebenitsa’da da açmak istediklerini söyledi.

Tören sonunda Srebrenitsalı annelerin acılarını yansıtan, sanatçılar Ali Yaldır, Zafer Dağdeviren ve Derya Ersoy imzalı heykel, katılımcıların alkışları arasında açıldı.

Srebrenitsa’da ne oldu?

Srebrenitsa Soykırımı, 1991-1995 Yugoslavya İç Savaşı sırasında Sırp ordusunun Srebrenitsa’ya karşı giriştiği Krivaya '95 Harekâtı esnasında Temmuz 1995'te yaşanan ve en az 8372 Boşnak'ın öldürülmesi olayına verilen addır. Katliamda çok sayıda kadın ve küçük yaşta çocuk acımasızca öldürüldü.  Srebrenitsa Soykırımı, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da yaşanan en büyük toplu insan kıyımı olması ve Avrupa'daki hukuksal olarak ilk kez belgelenmiş soykırım olması açısından da önem taşıyor.