Aslen Balıkesirli olan Mustafa Kaya Yılmaz, 8 yaşında geldiği Bergama'nın kırsal Çamavlu Mahallesi'nde uzun yıllar çobanlık yapıp, inşaatlarda çalıştı. Bu yörede bulduğu granit taşları oyarak başlangıçta çeşitli figürler yapan Yılmaz, zamanla helkel ve rölyefler yapmaya başladı. Bu merakı zamanla hobiye dönüştü. Dört çocuk babası Yılmaz, 27 yıl önce evinin bitişiğinde atölye oluşturarak, granit taşlara hayat verip çeşitli heykeller yapmayı sürdürdü. Osmanlı sultanlarından Kurtuluş Savaşı kahramanlarına, Atatürk'ten Lenin'e, Adnan Menderes'ten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'e kadar pek çok ünlü ismin günlerce emek vererek heykel ve rölyeflerini yapan Yılmaz, bunları atölyesi ve çevresinde sergiliyor. Çeşitli hayvan figürleri ve heykelleri de yapan ve yaptıkları arkeolojik kazılarda çıkan eserleri andıran Yılmaz, bunların bazılarına çeşitli mesajların yer aldığı sözler de yazıyor.

KENDİ KENDİNE ÖĞRENMİŞ

Hiç eğitim almadan kendi başına heykel yapmayı öğrendiğini ve yaptığı eserlerin hiçbirini satmadığını belirten Bağkur emeklisi Mustafa Kaya Yılmaz, en büyük hayalinin bunları kuracağı müzeye taşımak olduğunu söyledi. 1200 lira emekli maaşın 800 lirasını heykeller için kullandığı malzemelere harcadığını kaydeden Yılmaz, "Bu eserler, ben yaşadığım sürece açacağım müzede duracak. Sonrasında ise çocuklarıma hayırlı olsun" dedi.

DEDESİNİN ÇANAKKALE'DE KOLU KOPMUŞ

Yılmaz'ın yaptığı heykellerin birer hikayesi olduğu gibi çeşitli mesajlar da veriyor. Dedesinin, Çanakkale'de İngiliz zırhlısını vuran 276 kiloluk top mermisini tek başına sırtlayan Koca Seyit'in arkadaşı olduğunu ve savaşta kolunun koptuğunu anlatan Yılmaz, "Bu nedenle çalışamadığı için çok fakirlik çekti. Böyle bir dedenin torunuyum. Bu nedenle, Çanakkale destanını yazan kahramanların heykellerini de yaptım" diye konuştu.

MESAJLAR VERİYOR

Mustafa Kaya Yılmaz, el ele vermiş üç aslan rölyefinin üzerine '2 bin yılına giderken aslanlar el ele vermiş barış içinde yaşıyor. Dileriz dünyandaki her canlı barış içinde yaşar. Bu fani dünya kimseye kalmaz' yazmış. Yılmaz'ın, atölyesi ile evinin birleştiği duvara yerleştirdiği kendi heykelinin altına yazdığı "İçki içtim zarar ettim. Sigara içtim ziyan ettim. Kumar oynadım iflas ettim. Bunları bırakıp, tövbe ettim. Çok çalışıp eve ekmekle gittim. Böyle yapabilen Allah'ın kuluna teşekkür ederim' ifadeleri dikkat çekiyor.