Hükümet, ithalatçı firmayla anlaşmak zorunda
Türkiye genelinde bazı kanser ilaçlarının (tamoksifen, nolvadex) yanı sıra astım, ağrı kesici jeller vd. gibi çok sayıda ithal ilacın piyasada bulunamadığını belirten İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, 'Yaşanan bu sorun yeni değil ki! Geçtiğimiz aylarda kanser ilaçları bulunamıyordu şimdi de astım, ağrı kesici jeller, göz damlası, vitamin iğnesi ve kan iğnesi gibi çok sayıda ithal ilaç bulunamıyor. Bu sorun ise devletin ithalatçılarla yeni bir sözleşme yapmamasından kaynaklanıyor. Türkiye, dünyadaki çoğu ülkeye göre ucuza ilaç alan bir ülke. Zamanında ithalatçılarla hükümet anlaştı. Hükümet, ithal ilaçların fiyatlarını yani Euro'yu 2 liraya sabitledi. Euro ise 4 lira 60 kuruşun üzerinde. Bu aradaki farktan dolayı da ithalatçı firmalar bu ilaçları getirmiyor. Önceden az da olsa getiriyordu. Şimdi hiç getirmiyor ki piyasada bulunamıyor' dedi.
İlaç bulmak daha da zorlaşacak
'Bu sorunun çözümü için hükümete yıllardır ithalatçı firmalarla oturup, anlaşmaları gerektiğini söylüyoruz' diyen Sayılkan, şöyle devam etti: Bu ilaçlar üretilemediği için satın alınıyor. 4 lira 60 kuruşu üzerine çıkan kuru 2 liraya hesaplarsanız bu işi kimse yapmak istemez. Sonra da ilaç bulunmaz. İthalatçı firma olaya kazanç açısından baktığı için onu bir yerde anlayabiliyorum. Çünkü kimse zararına satış yapmaz. Euro kurunun güncellenmesi şart. Yoksa bu sorun daha da büyüyecek ve önüne geçilemeyecek bir hal alacak. Sosyal bir devlette ilaç bulamamak nedir? Hükümet, vatandaşın sağlığını korumak ve ücretsiz sağlamak zorunda.
Sağlıkta her şey 'sıra' oldu
Hükümetin sağlıkta dönüşüm politikaları nedeniyle uzun zamandır vatandaşın özel sağlık kuruluşlarını tercih etmeye başladığını ifade eden Sayılkan, 'Devlet hastanelerinde her şey sıraya binmiş durumda. Vatandaşa 1 ay sonrasına film sırası veriliyor. Vatandaş özel hastanelere ya da kuruluşlara daha çok para ödemesine rağmen orayı tercih ediyorsa devlet hastanelerinde bir sorun var demektir. Zaten sağlıkta dönüşüm adım adım vatandaşı parası kadar sağlığa götürdü. Her şey plansız ve altyapısız yapıldığı, süreçlerin finansmanı planlanmadığı için bu sorunlar daha da artmaya başladı. Çünkü siyasi iktidara bütçe yetmedikçe ve açık verdikçe vatandaşın sırtına yük koydu. Şu anda en çok katkı payı sağlıkta. Yok katkı payı yok ilaç fiyat farkı yok muayene katkı payı ve reçete hizmet bedeli derken süreç vatandaşın sırtında büyük bir yüke dönüştü. Şu anda parası olan sağlık hizmeti almak için özel hastaneye gidiyor. Aradaki fiyat farkını ödüyor ve tedavi olabiliyor. Ya parası olmayan ne yapıyor? Devlet hastanesindeki kuyruklarda tedavi olmayı bekliyor! Şu anda sağlık için inanılmaz paralar ödüyoruz ama doğru dürüst tedavi olamıyoruz' ifadelerini kullandı.