Gamze Geçer-İlkokul 4. sınıfa giderken geleneksel el sanatları öğretmeninin ebru sanatını anlatırken kendi kendine 'Ben bu sanatı yapacağım' diyen Bulut şöyle devam etti: 'Ebru; yoğunlaştırılmış su üzerine renklerin sonsuz değişimlerle kucaklaşması, kaynaşması ve dans etmesidir. Suyun yalınlığı, renklerin düğünü, insanın duyguları, doğanın kusursuzluğu, yapanın ise yaratıcılığıdır. Ebru fikre düştüğü andan, gözle buluştuğu son ana kadar kendine has mistisizmini asla yitirmeyen bir sanat. Ebru sanatı sabır ve emek gerektiren bir uğraş. Tekrarı ve geri dönüşü olmadığından bir eserin ikinci kez ortaya çıkartılabilmesi mümkün değil. Tekstil tasarımı okudum. Uzun yıllar o sektörde çalıştım. Şu anda bir şirkette part time olarak kendi alanımda çalışmaya devam ediyorum. Güzel sanatlar malesef ki Türkiye'de para etmediği için orada kazanıp tabiri caizse ebruya yatırıyorum. Çok zahmetli bir sanat ama seviyorum. Hayatta her şeyin bir bedeli var. Herkese pahalı geliyor. Ama suyu organik boyası ve kumaşını kendim alıyorum ve hazırlıyorum. Geleneksel ebru sanatını çağdaş bir yorumla farklı bir boyuta taşıyıp eski ve yeniyi harmanlayıp özgün bir stil yaratmak en büyük hedeflerim arasında. Seramik, ahşap, kağıt ve kumaşa, her şeye yaparak bilinirlilğini ve hedef kitlesini değiştirebiliyorum. Bu naif sanatı ipek üzerine uygulayarak bir düşü bir özlemi ve ona bakan her gözde yeni anlamlar kazanan bir tarzı anlatmak istedim. Ürünler, ilk bakışta farkedilen, kendi alfabesini kullanan bir tasarımcının benzersiz dokunuşunu yansıtıyor. Damlalar şekillenip kumaşa aktarıldığında her parça başlı başına bir sanat harikasına dönüşüyor. Tasarımların ayrıcalığı, doğal, ebedi ve zarif renkler ile gizemli yaşam içinde zaman kavramı olmaksızın bir tutku yaratması ve mutlu etmesindendir.'

Kendi defilemi gerçekleştireceğim

Ebru sanatının Dünya'da Japonların da İranlıların da ve Çinlilerin de kültürlerinde olduğuna değinen Bulut, 'Bu sanat sadece bize ait değil. Ama öyle mal olmuş. Avrupa'da da Türk süsleme sanatı olarak biliniyor. Avrupa bile Türk olduğunu kabul ediyor. Ama aslında sadece bize ait bir sanat değil. Geçmiş, bugün ve geleceğin birleşimini bu mutlulukla somutlaştırıp ve tüm imkansızlıkları imkanlı kılıyorum. İnternet üzerinden kulüpler, odalar ve şirketler bana ulaşıp elemenlarına ya da gelen misafirlerine önce numuneler yapıp yolluyorum onlar da seçip bana istediklerini söylüyorlar. O şekilde siparişler alıp yolluyorum. Amacım kendimde tekstilci olduğum için ebru sanatını uyguladığım kıyafetler ile defile gerçekleştirmek. 90-60-90 ölçülerinde değil halktan her boydan kilodan insanlar ile farkındalık yaratarak dikkat çekmek' dedi. n Gamze Geçer