Jülide Yurteri Şehitoğlu-5000'den fazla öğretmene meslek içi ve kişisel gelişim eğitim veren EÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Yasemin Reşitoğlu, öğretmenlik yapmayı tercih etmemiş. Ancak daha sonra okul kurarak bu becerisini meslek hayatına şöyle taşımış: " Eğitimimi liseye kadar Malatya'da bitirdim. Üniversite için Ankara'ya Fen Bilimleri Fakültesi'ne gittim. İdealim değildi ama bölümümü sevdim. Bitirdikten sonra 11 yıl bölümüm ile ilgili çalıştım. Çok sevdim bölümümü. Öğretmenlik yapabilirdim, ama öğretmenliği tercih etmedim, biyolog olarak çalıştım. Önce Tepecik Hastanesi'nde sonra Menemen Araştırma Enstitüsü'nde çalıştım. Daha sonra farklı bir şeyler yapalım diye yola çıktık. Eşimin iş arkadaşı, onun eşi ve ben ortak bir şeyler yapmaya karar verdik. 1997 yılında memuriyetten istifa ettim. Bir yıl çalışmalarla geçti. 1998'de Ekin Koleji'ni kurduk. Öğretmenlerimizi okul açılmadan bir sene önce aldık. Onlarla nasıl bir okul olması gerektiği hakkında değerlendirmeler yaptık. Yurt dışında eğitim kurumlarını inceledik. Okulları gezdik. Nasıl bir eğitim olsun, ihtiyaç ne, eksik ne soruları ile dolu bir yıl oldu. Çekirdek kadromuzla birlikte epey kafa yorduk bu işe."

İnsanlar en kıymetlilerini bize emanet ediyor

Yasemin Reşitoğlu, sınav odaklı bir eğitim sistemimizin olduğunu belirterek eğitim işi ile ilgilenmenin zorluklarına da değindi. "Çok sınav odaklı bir eğitimimiz var. Eğitim bu değil. Eğitimin başka argümanlarla çalışması lazım. Çocuklarımız ufaktı ve eğitimle ilgili sorunları çok yakından takip edebiliyorduk. İnsan en çok nerede sorun yaşarsa oraya yönelebiliyor, algıda seçicilik başlıyor. Benim büyük kızım ilkokula başlamıştı, her sene bir öğretmen değiştirdi. Ve iyi gitmeyen bir şeyler olduğunu fark ettik orada. Ekonomik olarak eşimin yaptığı iş nedeniyle bir artı değer oluşmuştu, bunu bir yerde değerlendirmek gerekiyordu. O zaman illa para kazanılan bir iş var ama bir de gönlünden geçeni yapmak gibi bir noktaya geldik. Eğitimdeki karmaşa, karışıklık, okulların kapanmış olması, ilköğretimlerin yeniden açılıyor olması bizi bu işe sevk etti. Gönül işi olarak baktık. Eğitimle uğraşmak çok zor bir iş. İnsanlar en değerli varlıklarını size, liseniz de varsa bir 11 yıllığına emanet ediyorlar."

Türkiye'de en sürprizli sistem, eğitim sistemi

Eğitimde dönüşümün en az 5 yıl sonra meyvelerini vermeye başlayacağını savunan Yasemin Reşitoğlu, şöyle anlatıyor: "Türkiye'de en sürprizli sistem eğitim sistemi, üstelik politikalar üstü olması gereken tek yer diye düşünüyorum. Eğitim yapıcılar bence politikadan uzak ve çok üst düzey olmalılar. Birilerinin karar verip başkalarının değiştirebileceği bir alan değil eğitim. Eğitimde dönüşümü çok kısa sürede göremezsiniz. Bunun için zamana ihtiyaç var. Diyelim ki ben bir sistem üzerine karar verebilen bir birimim. Benim yaptığım şeyin sonuçlarını görebilmek için en az 5 yıla ihtiyaç var. Hükümet değişiyor ya da hükümet içinde bakanlar değişiyor, hop yeni baştan bir sistem. Bu olabilecek bir şey değil. Eğitime dair alınacak bütün kararlar, politika üstü bir belirlemeye muhtaç. Bağımsız olmalı."

Yılda 600-700 öğrenciye burs veriyoruz

EÇEV çalışmalarına da değinen Reşitoğlu, kendi okullarında burs verdikleri öğrencileri daha sonra öğretmen olarak çalıştırmanın da mutluluğunu yaşadığını kaydederek, "Şu ana kadar 12 bin öğrenciye burs verdik. Yılda 600-700 öğrenciye burs veriyoruz. Verdiğiniz öğrenciye 4 yıllık bir burs veriyorsunuz. Sorumluluğu büyük. Üniversiteye gelmiş bir öğrenciye ben sana destek olacağım diyorsun; ama bir yıl sonra 'Yok, olamıyorum' diyemezsin. O yüzden bir öğrenciye verirken dört yıl üzerinden hesaplamamız gerekiyor. Ekin Koleji'nde de bu öğrencilere iş vermeye gayret ediyorum.
Kurucuları, destekçileri, bağışçıları, gönüllüleri, eğitmenleri, yönetim kurulları ve çalışanlarıyla, EÇEV ülkemizi aydınlık yarınlara taşımanın güvencesi olan her yaştan çocuk ve gencin, en temel insan haklarından olan 'eşit ve yetenekleri doğrultusunda eğitim' fırsatlarına erişebilmesi, maddi olanaksızlığın eğitim hakkına engel olmaması için çalışıyor. EÇEV, eğitimde fırsat eşitliğini sadece öğrenciler için değil, çağdaş eğitimin teminatı olan öğretmenlerimiz, öğretmen adaylarımız için de sunmaya çalışıyor. Öğretmen adayı üniversitelilere burs veriyor, kişisel gelişim olanakları sunuyor, eğitim merkezlerimizde öğretmenlik tecrübesi kazanmalarını sağlıyor. Meslekteki öğretmenlerin çağdaş eğitim tekniklerinden haberdar olması, uygulaması, tecrübelerini meslektaşlarıyla paylaşması için olanak sunuyor. 20 yıl önce yakılan meşale, EÇEV kurucularının eksilmeyen desteği, binlerce bağışçının katkısı, yüzlerce gönüllünün desteği, onlarca çalışanın emeği ile elden ele taşınarak ulaştı bugüne. EÇEV 20 yılda sağladığı eğitim fırsatlarıyla 12.000'i aşkın çocuk, genç ve yetişkinin hayatına dokunup ufkunu açtı, geleceğini dönüştürdü; 'eğitime destek, geleceğe umut' oldu. Bu çok önemli bir sayı. 5000'den fazla öğretmene mesleki ve kişisel gelişim eğitimleri verildi.

Kızları da başarılı

Yamanlar ve Altındağ'da 2 eğitim merkezi, Salihli'de Bilgi ve Kültür Evi, Manisa'da Kız Pansiyonu, Soma'da Kız Öğrenci Yurdu inşa edildi. İzmir'de kız yurdu için çok heyecanlı ve istekliyiz. Sadece bu yıl 900'e yakın öğrenciye çağdaş koşullarda eğitim desteği ve eğitim-mesleki amaçlı konaklama olanağı sunuldu" diyor.

İki kız annesi olan Yasemin Reşitoğlu'nun kızlarının da eğitim hayatı son derece başarılı. Onları şu sözlerle anlatıyor Reşitoğlu: "Büyük kızım Hazal Görsel, iletişim okudu. Sonra İtalya'da marka eğitimi mastırı yaptı. Bir yıl piyasada çalıştı, ayrıldı. Şimdi Mo adıyla kurduğu şirketinde gümüş ve yarı değerli taş üzerine erkek ve kadın takı tasarımları yapıyor. Mesleğinin hakkını vermeye çalışıyor. İlk ürünleri İstanbul'da çıkaracak. Küçük kızım da İtalya'da mimarlık okudu ve şu an yüksek lisansını yapıyor. Küçük kızım İtalya'da mimarlık okumaya 7. sınıfta karar vermişti. Lisede üniversiteye hazırlanırken tamamen oradaki sisteme göre hazırlandı. Burada dershaneye gitmedi. Çizim kurslarına gitti, dil kurslarına gitti. O gidince master düşünen kızımı da ablalık yapsın diye onun yanına gönderdik."