Ali Budak-Türkiye'de faaliyet gösteren yaklaşık 25 bin eczane, ilaç fiyatlarının sabit kalmasına rağmen işletme giderlerinin sürekli artmasıyla mücadele ediyor. Eczacıların hükümetin uyguladığı ilaç politikaları nedeniyle son yıllarda sorunlarının katlanarak arttığını, çok sayıda eczacının borç batağında olduğunu ve iflasın eşiğine geldiğini vurgulayan İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, ayakta kalmaya çalışan eczacıların birçoğunun bankalardan kredi çektiğini ve bir kısmının da iflas ederek eczaneleri kapatmak zorunda kaldığını belirtti.  

İşletme giderleri arttı

Eczanelerin işletme giderlerinin her sene otomatik olarak arttığı fakat bu giderlere karşılık ilaç fiyatlarının artmaması sonucu eczanelerin iflas ettiğini ya da bankalardan aldıkları kredilerle borç batağına girdiğini söyleyen Sayılkan, şöyle devam etti: Uzun zamandır izlenen ve uygulanan fiyat politikaları nedeniyle piyasada bulunması gereken ilaçlar bulunamadı. Çünkü fiyatlar belli bir zam oranını karşılamıyor. Bulunanlar da devletin belirlediği politikanın paralelinde çok düşük fiyatlı. Düşük fiyatlı olduğu için de eczanelerin işletme giderleri her sene otomatik olarak artıyor. Gönül isterdi ki bu işletme giderlerimiz artmasın, o zaman bir sorun olmayacak ama sizin hem yaşama dair giderleriniz artıyor, hem eczanenizin işletme giderleri artıyor. Diğer taraftan da asıl ayakta kalmanızı sağlayan ilaçtan kazanacağınız cirolarınız artmıyor. Bunun içindeki oransal karlılık da değişmiyor.

Hizmet bedeli istiyoruz

İlaç fiyatlarından bağımsız bir meslek hakkı talep ettiklerini belirten Sayılkan, şunları söyledi: Bu ülkenin insanları olarak, 'ilaç fiyatları artsın, bizim de işlerimiz artsın ve bu şekilde de daha fazla para kazanalım' düşüncesinde değiliz. İlaç fiyatlarından bağımsız olarak meslek hakkı talebimiz var. Eczanelerimizin yaptığı her bir hizmete, yaptığımız her bir işe karşılık dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi hizmet başına ya da reçete başına bir hizmet bedeli istiyoruz. Yani meslek hakkı talep ediyoruz. O zaman bizim ilaç fiyatlarıyla hiçbir işimiz kalmaz. Devlet o konuda istediği gibi politikalarını devam ettirebilir. Böylece hiçbir eczacı da ekonomik darboğaza girmez. Bununla ilgili de son birkaç yıldır çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Meslek hakkı talebimiz verilmediği sürece ya eczaneler kredi batağına düşecek ya da şu anki gibi batacak.

'Hükümet politikasını gözden geçirmeli'

Birçok eczanenin banka kredileriyle ayakta durduğuna dikkat çeken Sayılkan, 'Bu durumdan kurtulmak istiyoruz. Bugün Türkiye'de her gün 25 bin eczane bir milyonun üstünde insana reçeteli ilaç hizmeti veriyorsa, bir o kadar da ilaç dışı ürün hizmeti veriyor ve en ücra kasabaya kadar gidip hizmet veriyor ise devletin ve siyasi otoritenin bu konudaki politikasını gözden geçirmesi gerekiyor' dedi.

KUTU

İhtiyaçtan fazla fakülte var

'Bu ülkenin insanı olarak ilaca zam gelsin, bizim ciromuz artsın demiyor ve bu saçmalığı savunmuyoruz' diyen Sayılkan, 'Bu ülkede eczane sayısı sürekli arttığı ve karlar bu eczaneler arasında paylaşıldığı için cirolar da otomatik olarak düşüyor. O zaman şunu yapmak lazım. Birçok Avrupa Birliği ülkesinde olduğu gibi sürekli eczacılık fakültesi açmak sevdasından vazgeçmeliyiz. Çünkü bu ülkede yeteri kadar akademisyen yok. Hocası olmayan, hatta binası olmayan eczacılık fakülteleri açılıyor. Bu kadar ihtiyaç yok ki! Öncelikle bu konuda gerekli kontrolleri yapmak ve ona göre tedbirler almak gerekiyor' ifadelerini kullandı.