İzmir'de yıllardır tartışma konusu olan, ruhsatı ve ÇED süreçleri mahkemeye taşınan Efemçukuru Altın Madeni'nde süreci karıştıracak yeni bir karar daha çıktı. Çevre Mühendisleri, Kimya Mühendisleri, Ziraat Mühendisleri, Peysaj Mimarları Odaları İzmir Şubeleri, İzmir Tabip Odası, Türkiye Barolar Birliği, Ege Çevre ve Kültür Platformu(EGEÇEP), Avukat Arif Ali Cangı ve Efemçukuru Köyü'nden Ahmet Karaçam'ın açtığı davada İzmir 6'ncı İdare Mahkemesi, Efemçukuru Altın Madeni'nin kapasite artırımı için 17 Kasım 2015 tarihli aldığı ÇED olumlu kararının yürütmesini durdu.

İzmir 6'ncı İdare Mahkemesi'nin kararının gerekçesi ise, Efemçukuru Altın Madeni kapasite artışı projesi için 31 Aralık 2012 tarihinde verilen ÇED olumlu belgesini iptal eden İzmir 1'inci İdare Mahkemesi'nin kararını bozan Danıştay 14'üncü Dairesi'nin kararı oldu. Danıştay, İzmir 1'inci İdare Mahkemesi'nin iptal kararında dayandığı bilirkişilerin uzmanlık alanlarına ve raporuna yapılan itirazları dikkate alarak çevre, maden, kimya, jeoloji, hidrojeoloji mühendisi olmak üzere İzmir ili dışındaki üniversitelerde görev yapan öğretim üyelerinden yeni bilirkişi oluşturulmasını istemişti.

TELAFİSİ GÜÇ ZARARLAR DOĞMASINA YOL AÇAR

İzmir 6'ncı İdare Mahkemesi, Danıştay kararı sonrasında uyuşmazlıkla ilgili hukuki durumun İzmir 1'inci İdare Mahkemesi'nde yapılacak yargılama sonucunda verilecek karar ile belirleneceğine dikkat çekerek, davada iptali istenen işlemin hukuki dayanağının ortadan kalktığına karar verdi. Mahkeme kararında şöyle denildi:

"Dayanağı ortadan kalkan ve bu hali ile hukuka aykırı olan dava konusu ÇED olumlu kararının uygulanmasının telafisi güç zararlar doğmasına yol açabileceği tabiidir. Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir."

'CANLI YAŞAMI İÇİN RİSK OLUŞTURUYOR'

Karar sonrası davacılar adına ortak açıklamayı okuyan Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Halil Kınay, çevre sağlığı ve canlı yaşamı için risk oluşturan altın madeninin 2011 yılı Haziran ayından bu yana faaliyetini sürdürdüğünü söyledi. Altın madeninin, İzmir kentinin içme suyunun yüzde 40'nı karşılayan Tahtalı Barajı Koruma Alanı sınırında, 200 bin kişinin içme suyunu karşılamak için planlanan Çamlı Barajı'na su sağlayacak derelerin mutlak koruma alanı içinde yer aldığını belirten Kınay, altın madeninin yaratacağı çevresel risklerle mücadele ettiklerini vurguladı. Efemçukuru Altın Madeni'nin derhal kapatılması gerektiğini savunan Kınay tüm İzmirliler, İzmir milletvekilleri, İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere yetkili kurum ve kuruluşları sürece ve kentin geleceğine sahip çıkmaya çağırdı.