Şefika Bal - 11 Ocak günü Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'de 'Güçlü Türkiye'nin Yolu, Güçlü Türımdan Geçer' konferansı düzenlendi. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rektör Budak ve Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin katılım gösterdiği konferansa davetli öğrenciler haricinde öğrenci kabul edilmedi. Öğrenci Kolektifleri, üniversite içerisinde öğrenciye kapalı etkinlik gerçekleştirilmesine yaptıkları açıklama ile tepki gösterdi. Öğrenci kolektifleri tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde: Ziraat Fakültesi Dekanlığı'nca 11 Ocak günü düzenlenen 173. Tarım Bayramı 'Güçlü Türkiye'nin Yolu Güçlü Tarımdan Geçer' başlıklı etkinliği Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli ve Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak katılmıştır. Etkinlik açılış konuymalarından sonra, dinleti, 'Tarımda Ege'nin 2023 vizyonu' paleni ve bölümlerden konuşmacı akademisyenlerin sunumlarıyla devam etmiştir. Akademisyenlerin konuşma konuları 'havza bazlı planlama', 'sürdürülebilir ve rekabetçi tarım', 'pazarlama ve markalaşma', 'hayvancılık vizyonu, olarak belirlenmiştir. Etkinlik moderatörlüğünü Rektör Prof. Dr. Budak yürütmüştür. Etkinlik, öğrenci temsilcilerii fekülte temsilcisi ve seçilen akademisyenlerle yapılacak olup Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde yapılıp davetliler hariç herkese kapatılmıştır.

Akademi niteliksizleşiyor

AK Parti iktidarı, aşılamaya çaılştığı biat kültürünü kariyerist ve rekabetçi tabanını bugün üniversitelerden doğru atmaya çalışıyor. Kayyum atadığı rektörlerle üniversitelerde etkinlikler düzenleyerek akademiyi niteliksizleştirmeye çalışıyor. KYK yurtlarında rehberleri yoluyla sohbetler düzenleyerek yatak kapasitesi bahanesiyle yerleştirilemeyen öğrencileri maddi yönden cazip olan TÜRGEV-TÜGVA yurtlarına mecbur bırakıp üniversitelerin ders programlarından başlayarak tüm akademik ve sosyal hayatlarını himayesi altına alıyor. Mühendislik bölümlerinin bir kısmında yerli ve milli silah endüstrisini savunan söylemler üretirmen bazılarında ise ilaç bağımlısı tarımı besliyor. Üniversitelerde üretilen bilimi şoven duygularla sermaye için kullanmaya çalışıyor. Şirketlerin yararına üretilecek projelerin tercih edilmesi adına bu projelerle bütçe sağlanıyor. Bu politikalarla halk yararına üretilen bilimin önüne geçilmiş oluyor. Üniversitede düzenledikleri etkinliklere usulen çağırdıkları öğrenciler dışında öğrenci kabul etmemeleri üniversitede bir saflaştırma, Ak Partili olma ya da olmama olarak karşımıza çıkarıyor. Kapalı kapılan ardında tartışmaya açılan konuların memleketin geleceğiyle ilgili tasarı niteliği taşıdığı çok açık. Hatta sosyal medya ağlarında ve yerel basında önemle duyurarak boy gösterirlerken memleket geleceğinin üniversitelerde üniversiteliler tarafından değil, üniversitenin imkan ve araçlarını AK Parti tabanına kanalize ederek Ak Partililer tarafından kurulacağı algısı yaratılmaya çalışılıyor.

Hesap soracağız

Üniversite, doğası gereği bilimin özgür bir ortamda üritelebileceğini savunurve üretilen bilimin halk yararına var edilebilmesi için uygun koşulların sağlanmasında sorumluluk alır. Ak Parti iktidarının rejim değişikliği ardından giderek gün yüzüne çıkan yönetememe krizi, üniversitede artan baskılarla gençlik kitlelerine yönelik uyguladığı sindirme politikalarıyla karşımıza çıkıyor. Üniversiteler hele ki mühendislik alanları toplumun ilerletilebilmesi için özgür ortamların sağlanmasının zorunlu olduğu alanlardır. Çünkü bilim kendini ancak özgür bir üniversite ile var edebilir. Akademisyeni üniversitedeki çalışanı ve üniversitelisi ile söz sahibi olmanın gerekliliği salt üniversiteler için değil memleketin yönetilebilmesi için de gereklidir. Üretilen tarım politikaları ve diğer alanlara dönük politikalar günü kurtarmak ve sermayedarların cebini daha da doldurmak içindir. Bizler üniversitenin misyonunun bilincinde olan gençlik olarak anlıyoruz ve belrtiyoruz ki zenginlerin daha da zenginleştiği bir ülkede değil halkın, çiftçinin kazandığı ve nitelikli koşullarda ulaşım yapabildiği bir ülkede yaşamak istiyoruz. Bu ülkeyi kurmak için bizler, elimizi taşın altından koymaktan çekinmiyoruz. Bu politikalarla yalnızca kapalı kapılar ardında kendiniz çalar kendiniz oynarsınız ve bir gün kapalı kapılarınıza dayanıp hesap soracağız. Eğer güvenilir politikalar ile konferans salonlarına kapanıyorsanız etkinliklerinizi tüm üniversitelilere açık şekilde yapmanızı öneririz. Yalanlarınızı, yağmanızı, talanınızı üniversitelerden de bu memleketten de çekin."