Zeynep Kaya-TEOG'un kaldırılmasıyla ilgili MEB'in aldığı kararın ardından şimdi de YGS-LYS sınavlarının kaldırılması kararı alındı. Öğrenci ve veliler yeni sınav sistemini merakla beklerken, eğitim camiası alınan kararı tepkiyle karşıladı. Eğitim İş 4 Nolu Şube Başkanı Haşim Karaman, iki hafta içerisinde lise ve üniversite sınavlarıyla ilgili alınan kararların yanlış zamana denk getirildiğini vurgulayarak, 'Maç başladıktan sonra kural değiştirilmez' dedi. Karaman, 'Cumhurbaşkanımız akademik yılla ilgili bir açıklamasında eğitim ve kültür alanında başarısız olduğumuzu, bir başka konu ile ilgili konuşmasında da maç başladıktan sonra kural değiştirilmez demişti. Bu sözleri sınav sistemine uyarlarsak yerinde olacak. Okullar açıldı, TEOG sınavı kaldırıldı. Şimdi ise üniversite sınavı ile ilgili yeni bir uygulama kararı alındı. Sınav tam olarak kaldırılmayacak ama eski sisteme geri dönüş gibi bir noktaya varılıyor. Çocuklar yazdan beri çalışmalarına başladı. Gerekli kitaplar, yardımcı not kaynakları alındı.
Önümüzde bir hedef vardı. Sınavın nasıl yapılacağı belliydi. Ama maç başlamış, çocuklar eğitim öğretim yılına adım atmış, şimdi bir anda kafaları allak bullak oldu. Nasıl bir sistemin içinde olacaklarını bilmeden sınava çalışacaklar şimdi' diye konuştu.

Yayınevleri ve aileler mağdur

Karaman, 'Eski sistemde ders konuları YGS, LYS olarak kategorilere ayrılmıştı. Şimdi bir bütünlük mü olacak, YGS mi LYS mi ağırlık kazanacak belli değil. Çocuklar belli bir hazırlık dönemine girmişken bir anda değişiklik oldu. Madem böyle bir sınav değişikliği kararı alındı, bu karar bir sonraki sene için uygulanmalıydı' diyererek, 'Bu sene için kitaplar alarak hazırlığını yapan aileler ve öğrenciler bu durumdan mağdur olmamalıydı. Sendikalardan, eğitimcilerden destek veya görüş alınmıyor. Her yıl ya da  2 yılda bir yeni bir sınav sistemi, yeni bir metod getirilmesi çok yanlış. Eğitime bir düzen getirmemiz gerekiyor. Çocuklar sürekli değişen sınav sistemine ayak uydurmaya çalışıyorlar' dedi.
Yayınevlerinin TEOG, YGS ve LYS olmak üzere milyonlarca kitap bastığına dikkat çeken Karaman, 'Kırtasiyeciler kitap satın aldı. Aileler masraf edip kitaplar aldı. Dünden beri bunlar hepsi bizlere ulaşarak, dertlerini ve mağdur olduklarını anlatıyorlar. Bu kadar zararı kim ödeyecek?' dedi.

Finlandiya eğitim modeli örnek alınmalı

Finlandiya eğitim sisteminin Türkiye için örnek bir model olduğuna değinen Karaman, 'Ders saatleri bizdeki gibi 50 dakika gibi değil. Daha çok hayatı anlatır bir sistem üzerinden eğitim veriliyor. Yoğun bir tempoyla ev ödevleri verilmiyor. Çocuk tamamen uygulamalı olarak hayata hazır olarak yetiştiriliyor. Meslekleri bu şekilde öğretmeye çalışıyorlar. At yarışına sokar gibi çocukları sınav sistemi içerisine koymak çok yanlış. Çocukların en iyi yönlerini keşfedip, ona göre bir tempo ile geleceğe hazırlamamız gerek' dedi.
Okullar arası kalite farkının gözetiliyor olmasını da eleştiren Karaman, 'Eğitimin kalitesi konusunda yanlışlarımız var. Şu okul şu okuldan daha iyidir bilinci her zaman yanlış. Öğretmen öğretmendir, eğitim aynı sistemdir. Hangi okul neden farklı oluyor. İzmir'e bakınca herkes Atatürk Lisesi'nde okumak ister. Oranın en iyi okul olduğu düşünülür. Üniversite olarak ODTÜ'nün en iyi olduğu zannedilir. Ne zaman oturtacağız bu eğitim sistemini. Okullar arasında, öğretmen arasında fark yoktur. Öğrencileri at yarışına sokar gibi belli bir istikamete koşturmaya son vermeliyiz. Öğrenci kendi kararını kendi almalı. Sınav sistemini her yıl değiştirmektense biraz da yönetici kısmın nasıl yönetmesi gerektiğine bakmalıyız. Eğitimin politikasında sorun var. Asıl sorun eğitim sistemimizi halen oturtamamış olmamız' diye konuştu.