Jülide Yurteri Şehitoğlu- 'Bir belediye başkanıysanız, en mutlu anınızı da en üzgün anınızı da her gün yaşarsınız' diyor Aziz Kocaoğlu. İzmir Büyükşehir Belediye'sinde 13,5 yılı bitiren Kocaoğlu, siyasette en zor görevin Belediye Başkanlığı olduğunu söyledi. İşlerine yapılan eleştirileri de İzmir'in sorgulama geleneğine bağlayarak bundan büyük memnuniyet duyduklarını ve projelerinde de faydalandıklarını açıkladı. Kocaoğlu, yaşadığı haksızlıklara karşı da şu cevabı veriyor: Ben eline vurulup da lokması alınacak adam değilim. İzzeti nefsini, 70 yıllık kişiliğini herhangi bir mevki makam için, maddi manevi çıkar için esnetecek bir adam da değilim. Burada 13,5 senedir namusumuzla, şerefimizle her türlü hesabımız kitabımız açık gayet şeffaf bir şekilde çalışıyoruz. 397 yıl yargılanmışız, bunun hesabını vermişiz beraat etmişiz.

- 13,5 yıldır başkansınız. CHP 2019 seçimleri için aday kriterleri belirledi. Sizin fikrinizi merak ediyoruz, benim yerime şu isim olursa bu işi yapar dediğiniz isim ya da isimler var mı aklınızda?

Söylemem mümkün değil. Aday olmak isteyen arkadaşların hakkını yememek adına söyleyemem. İsim deklare etmek hem beni aşar hem arkadaşlara haksızlık olur. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına atayacak olan ben değilim. Genel Başkan ve partinin üst düzey kurullarında karar verilecek. Ama üç büyükşehri geleneksel olarak Genel Başkanın değerlendirmesi doğrudur. Geçmişten bugüne böyle olmuştur. Sayın Genel Başkanımızın takdiridir. Kimi istiyorsa, kimin başarılı olacağına ve partiyi daha yukarıya taşıyacağına inanıyorsa onu tercih edecektir.

- Tramvay Projesi çok konuşuldu. Halkın memnuniyetine göre değerlendireceğiz dediniz. Karşıyakalıların memnun olduğuna şahit olduk. Trafiğin rahatladığını söylüyorlar. Her projeniz önden çok eleştiriliyor, ne diyorsunuz bu konuda?

Bu bizim projelerden ziyade İzmir halkının sorgulama geleneğinden oluyor. İrdeleniyor, zaman zaman eleştiriliyor ve eleştirilmesi de çok iyi bir şey aslında. Hele hele eleştiriler çok onur kırıcı olmadığı sürece bu eleştirilerden faydalanıyoruz, eleştirilmekten memnuniyet duyuyoruz.
Tabii ki şöyle bir şey var, insanlar artık rahatının hiç bozulmamasını istiyor. İş yapılsın, tramvay yapılsın, metro yapılsın, su, kanal, alt yapı yenilensin, yeni yollar yapılsın ama benim rahatım kaçmasın istiyor. Bizler de tüm olanaklarımızı zorlayarak en az sorunla, vatandaşı en az rahatsız edeceğimiz şekilde yapmak istiyoruz ama nihayet kentin en yoğun bölgesinden tramvay geçiriyorsunuz. Bu eleştiri olacak. Yarın tramvaya binip de daha konforlu daha çabuk, özellikle belli saatte belli bir yerde olabilecek vatandaşlarımız. Vapurda, İZBAN'da, metroda belli bir saatte bir yerde olabileceğinizi söyleyebiliyorsunuz. Belli bir saat rahatlığı sunuyor bu tramvay. Bu sizin programınızı yapmanıza da olanak sağlıyor. Tramvayın büyük bir bölümü trafiğe dokunmadan geçecek. Trafiğe dokunan yerlerde de tramvayın bisikletten, yayadan sonra ilk tercih olma durumu var. Zamanında ulaşılmak istenen yere ulaşmada avantaj.
Bir de trafikten çekilecek otobüsler trafiği rahatlatacak. Şehrin havasının kirlenmemesi, karbon salınımı açısından da avantaj sağlayacak. Keşke raylı sistemi daha fazla arttırabilsek ve bu sayede hem ulaşımı rahatlatıp hem de karbon salınımını önleyerek İzmir' in havasının daha temiz olmasına katkı sağlayabilsek.
 

'Ev sahibi konuğuna laf söyletmez'


- Başbakan Binali Yıldırım ile ilgili bir sürtüşme yaşanmıştı, sonrasında 9 Eylül'de Dokuz Eylül Üniversitesi'nde size şahane tezahürat edilmişti. İzmirli Üniversiteliler dedi ki size "Toplatılmış kalabalığın önemi yok, biz yanınızdayız." Ne hissettiniz? Sağlınızla dalga geçildi, hakarete uğradınız... Bu acımasızlık karşısında ağladınız mı?

Yoo, niye ağlayayım? Benim şekerim yok. Benim aileden ırsi, riyakarlığa, kırmızı çizgilerime dokunanlara karşı insani tepkim var. Burada yapılan hareket son derece yanlıştır. Kurgulanmıştır. Ve bu kurgu 15 gün önceden belliydi.

- Ne kurgulanmıyor ki zaten...

Ben bu kurguya rağmen gittim, bile bile. O proje ortak proje. Ne yapılacağı, kimin konuşacağı hiçbir şey belli değildi ve Sayın Başbakanın geldiğine dair yollara konulan ilanlarda İZBAN'ın açılacağı bile yoktu. Selçuk'un 8 Eylül'de Kurtuluşu vardı. Aynı gün toplu açılış diye bir davetiye geldi, bizim açılış törenini düzenlememiz lazım, İZBAN, Devlet Demiryolları ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlemesi lazım. Bizim Devlet Demiryolları Genel Müdürüyle, İZBAN'ın ve Büyükşehir Belediyesi'nin konuğuydu Başbakan Binali Yıldırım. Hadi yuhaladın, konuşma in aşağı dedin, Sayın Başbakan da çıktı ondan sonra "Sayın Cumhurbaşkanımıza yapılan tezahüratı hazmedemediler" dedi. Son derece yanlış. Ben bu devletin, bu milletin bir ferdiyim. Seçilmiş bir devlet başkanına yapılan tezahürattan memnun olurum, böyle bir şey söz konusu değil. Orada Selçuk'a gelen raylı sistemde Devlet Demiryolları kadar İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de emeği var. Bu proje Ahmet Piriştina döneminde alınmıştır ama yürümemiştir, biz aldık, bu proje doğrudur diye, her yerde uğraştık didindik, dünyanın parasını harcadık, bu projeyi sahiplendik ve hayata geçirdik. Bunun karşılığı bu olmamalıydı.
Kendini bilmez üç beş siyasetçinin oraya getirdikleri şakşakçıyla projenin ortağı protesto edilemez. Buna kimsenin hakkı yok. Burada bir fuar açılışında o zamanın sanayi bakanı protesto edilmeye kalkışıldı ve ben orada gerekli cevabı verdim. Fuar İzmir'in açılışında vali yardımcısı protesto edilmeye kalktı, orada da cevabımı verdim. Ev sahibiyim, konuğuma laf söylettirmem. Ben eğer orada misafirsem konuğuna laf söylettirmeyeceksin. Orada ev sahibiyim, o çığırtkanları getirenlerden elli defa ev sahibiyim, projenin de sahibiyim, bana bu hareketin yapılmasını hazmetmem mümkün değil. İnsani tepkimi gösterdim. Ben eline vurulup da lokması alınacak adam değilim. İzzeti nefsini 70 yılllık kişiliğini herhangi bir mevki makam için, maddi manevi çıkar için esnetecek bir adam da değilim. Burada 13,5 senedir namusumuzla, şerefimizle her türlü hesabımız kitabımız açık gayet şeffaf bir şekilde çalışıyoruz. 397 yıl yargılanmışız, bunun hesabını vermişiz beraat etmişiz. Sen bu adamı orada bir otobüs getirttiğin adama hakaret ettiriyorsun, var mı böyle bir şey? Sen İzmir'i kirletiyorsun, İzmir'in demokrasi adabını bozuyorsun! Kârından vazgeçtim, İzmir'e zarar veriyorsun.
 

'Vatandaş belediye başkanını bilir'


- Peki bu 13.5 yıl içinde en mutlu ve en üzgün olduğunuz anlar nelerdi?

Efendim, Belediye Başkanı her gün en mutlu olduğu anı da yaşar, en üzgün olduğu anı da yaşar. Şimdi buradan biri gelir olumsuz bir haber söyler, yüzünüz düşer. Gelir iyi bir haber verir en sıkıntılı anınızda rahatlarsınız. Belediye Başkanlığı böyle bir iş, projenin küçüğü büyüğü yoktur. Yeter ki o proje İzmir'de yaşayan hemşerilerimizi mutlu etsin. Şimdi ben pencereden bakıyorum hep sıfır gemiler çalışıyor, metro çalışıyor, İZBAN çalışıyor, uçan yol çalışıyor. Uçan yol çevre yoluna gittiğinde, otogarla birleştiğinde harika olacak. 2019'da göreceğiz bunları.

- Büyük dedeniz ve babanız da belediye başkanlığı yapmış. Sizin uzun süreli belediye başkanlığınızı genetiğinize bağlayabilir miyiz?

Benim babam bana göre esmerdi, ben dedemi tanımadım, babam 13 yaşında öksüz kalmış. Dedeme fizyolojik olarak ben benziyorum. Babasını maalesef bilmiyoruz. Uzunca bir süredir yerel yönetimde olmak kişinin yatkınlığı ile de ilgili tabii. Belediye başkanlığı siyasette en zor görevdir. Hem icraat lazım hem de her şey olarak siz görünürsünüz. İlçeler kaymakama söyleyemediğini size söyler, ilde valiye söyleyemediği her şeyi belediye başkanına açık yüreklilikle söyler. Çünkü kendinden biridir. Aynı yerde yaşamışız, aynı sıkıntıları görmüşsünüz. Biz 13.5 yıldır beşinci valiyle çalışıyoruz. Belediye başkanını sabit bilir vatandaş. Belediye başkanlığı bittikten sonra da bu kentte yaşamaya devam edecek biridir belediye başkanı. Bana ulaşmak isteyen insan iki en fazla üç telefon sonra ulaşır.