Dansçı Sinem Öntürk, İzmir'de ışıkların aydınlattığı bir sahneye özel yapım tekerlekli sandalyesiyle çıkıyor ve bacaklarını kullanamasa da elleri, kolları, mimikleri ve "aksesuarım" dediği tekerlekli sandalyesiyle müziğe eşlik ediyor.

Henüz 8 aylıkken geçirdiği çocuk felcinin getirdiği engeli nedeniyle ilkokuldan sonra okula gidemeyen, 15 ameliyat geçiren ve yıllarını evde dans edebilme hayaliyle geçiren 40 yaşındaki Öntürk, bedensel engelli bireylerden oluşan Wheelchair Dance Project ile sürdürdüğü dans yolculuğunda hayallerini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.

Antalya'da düzenlenen Tekerlekli Sandalye Dans Türkiye Şampiyonası'nda kadınlarda birinci olan Öntürk, başarısını uluslararası platformlara taşımak için çalışmaya azimle devam ediyor.
 

"İmkansız görünüyordu"


Eğitimini açıköğretim ile tamamlamayan, hayatını güzellik uzmanı olarak çalışarak kazanan sıra dışı dansçı yaptığı açıklamada, çocukluğunun hastanelerde geçtiğini, uzun tedavi sürecinin ardından ancak kollarını oynatabilir duruma geldiğini söyledi.


İlkokulda merdivenleri çıkamadığını, yardımsız hareket edemediğini dile getiren Öntürk, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

"Hastalığın hayatımı çok etkilediği dönemler oldu. Küçükken kendime yetemiyordum, evde çok fazla zaman geçirdiğim dönemler oldu. O zaman şartlar bu kadar gelişmemişti. Tuvaletler engelliler için uygun değildi, birisi beni okula götürürse gidebilirdim. Problemler yaşadım, okula devam edemedim. Sonra eğitimimi dışarıdan sürdürmeye çalıştım. O yıllarda da müziği ve dansı çok seviyordum. Aslında dans benim çocukluk hayalimdi ama engelli olduğum için imkansız gibi görünüyordu."

Öntürk, bedensel engelliler için oluşturulan dans projesini duyduğunda çok sevindiğini, görüştüğü dans hocasına sol kolunu oynatamamasının bir engel olup olmadığını sorduğunu belirterek, "O da 'Bizim grubumuzda bedensel fonksiyonların hiç önemi yok, biz ruhumuzla dans ediyoruz' dedi. O günden bu yana ben de keyifle, ruhumla dans ediyorum." diye konuştu.
 

"Aramızdaki tek fark.."


Dansta "duyguyu izleyiciye iletebilmenin" önemli olduğunu aktaran Öntürk, şöyle devam etti:

"Ne yaptığınızın önemi yok, karşıdaki sizi izliyor, alkışlıyorsa ruhunuzla dans ediyorsunuz demektir. Tekerlekli sandalyemi kıyafetim, ayakkabım gibi görüyorum. Aramızdaki tek fark, ben sizin kullanmadığınız bir aksesuarı kullanıyorum."

Öntürk, tekerlekli sandalye olmadan dans etmenin nasıl bir his olduğunu hiç bilmediğini ifade ederek, bedensel engeli nedeniyle hareketleri daha uzun sürede yaptığını, ayakta dans edebilen insanların mutluluğunu yaşayabildiğini belirtti.  
 

Sadece müzik ve dans var


Müziğin ne yapması gerektiğini ona söylediğini ve yol gösterdiğini dile getiren dansçı, sahnede sadece "müziği" ve "dansı" hissettiğini aktardı.

Şampiyon olduktan sonra kendisine ilginin arttığını kaydeden Öntürk, başkalarına umut olabilmenin gururunu yaşadığını ifade etti.

Öntürk, uluslararası organizasyonlarda Türkiye'yi temsil edecek olmanın kendisini heyecanlandırdığını vurgulayarak, "Umarım güzel bir dereceyle ülkeme dönebilirim." diye konuştu.

Yarışmalara hazırlanırken ulaşım gibi zorluklarla karşılaştığını, yine de "her güzel şeyin bir bedeli olduğuna" inandığını belirten Öntürk, engelleri aşmak isteyenlere de şu sözlerle seslendi:

"Aslında her şey insanın istemesiyle başlıyor, gerçekten isterseniz tekerlekli sandalyede bile dans edebiliyorsanız daha neler yaparsınız o da sizin hayal gücünüze kalmış."

Eşli danslarda Sinem Öntürk'e eşlik eden Ahmet Eryiğit ise bedensel engelli dansçının azmiyle büyük işler başardığını ve diğer engelliler için motivasyon kaynağı olduğunu dile getirdi.