Gamze Geçer- Kamu Hukuku Uzmanı, Türkiye Barolar Birliği CMK komisyon üyesi Avukat Sinem Top, son günlerde cinsel istismardan dolayı halk arasında 'idam' olarak bilinen ama anayasada 'ölüm cezası' olarak geçen kanunun ortaya Pandora'nın kutusu gibi akşamdan sabaha çıkamayacağını, 2004 yılında hiçbir şekilde uygulanmayacağını kabul ettiğimizi ve eğer olursa 1960'lara geri gideceğimizi söyledi.

 

Ağrı'nın Bezirhane köyünde bayramın 1. günü kaybolan ve 18 gün haber alınamayan minik Leyla, dere yatağında yüz üstü atılmış şekilde ölü bulundu. Leyla'nın ölümü tüm Türkiye'yi yasa boğarken, gerek sosyal medya gerek siyasiler tarafından 'idam' konusu gündeme yoğun bir şekilde getirildi.

'Geri dönülmez bir protokol imzaladık'

Avukat Sinem Top idamda yanlış bilinen doğrularla ilgili şu açıklamalarda bulundu: Şu anda bizim uluslararası yükümlülüklerimizden dolayı, idam cezasını getirmemiz mümkün değil. Avrupa Birliği uyum yasaları kapsamında öncelikle idam suçunu savaş, terör gibi özel hallerde uygulayabiliyoruz. 2004'te hiçbir şekilde uygulanamayacağını kabul ettik. 'İdam' şeklinde tabir edilse de yasalarımızda 'ölüm cezası' şeklinde geçer. Bu bizde tamamen kaldırıldı. Geri dönülmez bir protokol imzaladık. Bundan önce ülkemizde ölüm cezası yaygın bir şekilde uygulanıyor muydu? Hayır. Ülkemizde geçmiş dönemde ölüm cezaları kötüye kullanıldı. Bir hukuk kararının Meclis'e gitmesi demek siyasi çıkarların işin içine girmesi demektir. Bu durum Pandora'nın kutusu gibi bir günde kalkmadı ve bir günde geri gelemez. İdam diye tabir ettiğiniz cezayla karşı karşıya kalmak, Türkiye'nin gerilemesi demektir. Böylelikle 'Hoş geldin 1960'lar' diyerek gerilemeye doğru gideriz.
Top, yapılacak en önemli işin savunmasız görülen mağdurları güçlendirmek, failleri de eğitmek olduğunu, bunların hepsini ancak eğitimle yapılabileceğini, ileriye dönük olarak gelecek nesil için umut olduğunu ancak geçmişe yönelik hiçbir şey yapılamayacağını belirtti.

'Failler arasında çocuklar da var'

Ceza konusunda ne yapılabiliri değerlendiren Top, 'Çocuğun cinsel istismarı konusunda yapılan değişiklikler, uzun zamandır bir yap-boz tahtasına döndü. İlk akla gelen şey değişiklik yapmak. Değişiklik yapalım ama işi linç girişimine, toplumda şiddeti arttıracak boyuta taşımak çok mantıksız. Dünyada bütün düzen, ceza adalet sistemi üzerine kurulmuştur. Ceza en son kullanılan yöntemdir. En son kullanılan yöntemi ilk olarak değerlendirip, kullanıma geçmesini istiyoruz. Zihniyetimiz hatalı, baştan bunu değiştirmemiz gerekiyor. Dosyalarda ceza yaptırımında siyasal etkiler gözle görülür şekilde ortada. Çocuğun istismarı konusunda ceza yaptırımının arttırılması tek başına çözüm değil. Bununla birlikte bu suçu işleyenler sadece yetişkinler değil. Çocuklar da var. Bu çocuklar kurtarılması gereken çocuklar. İdam cezasının öngörülmesi bu noktada çok tehlikeli. Bu suçun mağduru bazen 12 yaşında ama faili 16 yaşında. Ya da biri 14 biri 15 yaşında olabiliyor. Diyelim ki idam cezasını kabul ettik. Bunu yaparak bu çocukları nasıl koruyacağız? Türkiye'de cinsel eğitim olmadığı için bu suça yönelen insanlar var. Eğitim sorunu her alanda olduğu gibi bu alanda da bariz ortaya çıkıyor' şeklinde konuştu.

'Birinin ipini çekmek, caydırıcılık yaratmaz'

Bu konuların sadece gündemdeyken tartışıldığını dile getiren Avukat Top, 'Gündem dışında da bir raporlamayla, verilerle eylem planı çıkarılması gerekiyor. En sonunda ceza miktarlarının arttırılması yönünde bir karar çıkarsa buna varız. Kesinlikle insan hayatına kastedilen bir ceza olmamalı. Ağırlaştırılmış müebbet cezasının uygulanması gerekir. Ağırlaştırılmış müebbet ölüm cezasından daha önemli bir cezadır. Bunun topluma yansıması ve anlatılması gerekiyor. Kapalı kapılar ardında o kişinin iyileştirilmesi için uğraşılıyor. Sonuçta onun da bir ailesi ve görüşleri var. Birinin ipini çekmek, toplumda caydırıcılık yaratmaz. Uzun vadede bunun görülmesi lazım. Hızlı yargılama çok önemli. Yargılamanın hızlanması, kesin mahkumiyet kararlarının bir an önce verilmesi ve bu yargılamaların sonucunda da infazın tam bir şekilde uygulanması lazım ki, adalet sisteminin işlediğini toplum da görüp benimsesin' dedi.
Top, eğer bu sistem rayına oturmazsa, hakkını aramaya çıkan vatandaşlarımızın olacağını, devlet gereğini yapmadı deyip kendisi ceza vermeye kalkışan insanlarımızın sayısının artacağını vurguladı.

'Fail ve mağdur topluma kazandırılmalı'

Sosyal medyada paylaşımların olduğunu belirten Avukat Top, 'Yeri geldi cinsel istismardan ölen çocuklarımızın resimlerini profil resmi yaptık. İnsanlar sadece 2 günlüğüne değiştirdikleri profil resimleri ile neyi ne kadar gösterebilirler? Bizim faili de mağduru da topluma kazandırmamız gerekiyor. Mutlak ceza değil, nispi ceza vermemiz gerekir. Bugün bu oldu, yarın bunu yapalım. Akşamdan sabaha ortaya çıkacak bir mesele değil. İnsan haklarına, hukuka saygılı bir devlet anlayışına sahip olunmalı.' şeklinde konuşarak mutlaka cinsel eğitimin verilmesi gerektiğine dikkat çekti.