ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Güçlü ekonomi odaklı yaptığı konuşmasında, ekonomik olarak büyüme hızının fiziki boyutu kadar niteliğine de dikkat çekerek, “Daha yüksek katma değerli ürünler, yüksek teknoloji gerektiren üretim teknikleri, yaratıcı çabaların ortaya çıkaracağı ürün paletleri “sürdürülebilir bir kalkınma” için olmazsa olmaz unsurlardır.” dedi. Bu hedeflere ulaşmada yatırım ihtiyacına vurgu yaparak, bir yandan fiziki büyüme gereklerini karşılarken, bir yandan da başta 4.0 olmak üzere yeni sanayi gerçeğini yakalamak için yatırım alanında ciddi bir tempo sağlamanın zorunlu olduğunu söyledi.

Diğer taraftan yatırımcının ülkenin yatırıma elverişlilik durumuna baktığını ifade eden Güçlü, ülkeye yatırım yapılması için belirsizliklerin minimize edilmesi hususuna değindi.

Harcamalar iyi yönetilmeli

Güçlü, ülkede yaşanan siyasi ve ekonomik çok önemli bazı sıkıntılı gelişmelere rağmen, ekonomi derin bir kriz içine girmemesini kamu maliyesi disiplininin şu ya da bu şekilde muhafaza edilmesi ile 2001 krizinden sonra alınan tedbirlerle bankacılık sisteminin genel olarak sağlam bir yapıya kavuşmuş olmasına bağladı. Öte yandan “ekonomiyi canlandırma ve bölgesel kalkınmaya dönük özellikler taşısalar bile, bu yöndeki kamu harcamaları da iyi yönetilmedikleri takdirde risk arz edebilecektir.” diye uyardı.
Avrupa Birliği ile ilişkiler artırılmalı

ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Enis Özsaruhan ise, darbe girişimi ile yaşanan terör olaylarına ayrı paragraf açtığı konuşmasında, Avrupa Birliği, Şangay Beşlisi, Amerika Birleşik Devletleri ve Ortadoğu konularında değerlendirmelerde bulundu.

Özsaruhan, Avrupa Birliği konusunda “İsteğimiz, tempo kaybeden ilişkilerin yeniden yüksek bir tempoya kavuşması ve Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinin her zaman taraflar için bir umut ve yeni ufuk olma özelliğini korumasıdır.” dedi. Şangay Beşlisi konusunda ise, “ülkemiz gibi, stratejik konuma sahip ve gelişmiş ülkeler arasında yer alma hedefindeki bir ülke, alternatiflere sahip olmalı ancak birini diğerine yeğlememelidir.” diyerek bu konuların dış politikanın ötesinde ekonomik bir boyutunun da varlığına dikkat çekti.

Konuşmasında, Trump Başkanlığındaki Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkiler ve Ortadoğu konularına ayrıntılı olarak değinen Özsaruhan, “Tüm dünya için olduğu gibi Ortadoğu bölgesi için de dileğimiz, kalıcı barış, istikrar ve güvenlik ile sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın sağlanmasıdır.” dedi.

“Üretmeyen tüketemez”

ESİAD’ın 32’nci İstişare Konseyi toplantısına “Tarihsel Perspektif İçerisinde Türkiye Orta Doğu İlişkileri” konusunda konuşmacı olarak katılan Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi, ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, sanayici ve işadamlarına Ortadoğu’nun tarihsel geçmişi hakkında bilgi verdi.

Ortaylı konuşmasında Ortadoğu coğrafyası için, “Politik kararların demokratik değil şer kuvvetleri tarafından olduğuna inanıp onlara tanınan hakları Allah vergisi diyerek yaşıyorlar. Dirençleri yok. Ortadoğu coğrafyasında üretmeyen toplum vardır. Üretim kalıplarının değiştirme gayretleri yok. Üretim biçimleri tartışılmaz. İnsanlar iktisadi paylaşım dediğinde bölüşüm olarak bakarlar. İktisadi yaklaşım ise dış ticaretteki adaletsizlikten bahsederler. Üretmeyen insanların tüketme şansı yoktur” dedi.

“Suriye bir daha olmayacak”

İnsanların Ortadoğu’ya baktığında bazı olayları göz ardı ettiğini söyleyen Ortaylı, “Birkaç yıl içinde küçük zümreler bazı dış devletlerin desteği ile koca ülkeyi mahvetti. Bir daha o koca Suriye olmayacak. Bu dünyada bir uyandırma getirir mi? Arap dünyasında her şey harita üstünde” diye konuştu.

“Ortadoğu’da kanun yok”

Suriye’nin bir zamanlar turizmde öncü bir ülke olduğunu hatırlatan Ortaylı, “O zamanlar insanlar mutluydu; bizde mutluyduk. O şansı kaçırdık. Şimdi ise benzer ilişki Kuzey Irak ile var. Türkiye’yi çok seviyorlar. Buradaki tüketim hayatı onlara çok cazip geliyor. Bu gibi şeyleri değerlendirmek zorundayız. Ortadoğu ülkelerinde demokratizasyon, hukuk ve kanun yok. İnsanların kanunu yok. İşte Suriye’de böyle bir ülkeydi. Bu kanunsuzluk Monarşilerde var. Suudi Arabistan’da polis bir ev aramaya giremiyor. Çok zor ve uzun bir süreç. Evlerde aklınıza gelmeyen şeyler var. Valizde içki yakalar ama evin içi içki dolu gelip bakamaz. Bu Ürdün’de de Katar’da da Arabistan’da da böyle. Ama kimse ben solcuyum, çoğulcu parlamentoyum diyemiyor. Bunu Cumhuriyet rejimlerinde bulamazsınız. Bunlar bizim anladığımız Cumhuriyet de değil. Hiçbir demokraside işine gelmeyen adamı fazla konuşturmaz. İsrail toplumunda insanlar Filistin hakları için konuşan, çarpışan insanlar vardır. Ama bu insanların bir sabah arabası yanmış olarak bulunur” diyerek Ortadoğu’daki gelişmelerin diğer bölgelere göre farklı gelişme gösterdiğini söyledi.

“Bölgedeki tek iktisadi ortağımız İsrail”

Ortadoğu’da tartışmasız İsrail ile iktisadi partner ülkenin sadece Türkiye olduğunu açıklayan Ortaylı, “Orada başka bir ülke yok. Onların teknolojik gelişmeleri ile ancak bizim ülkemiz ortaklık sağlayabilir. ABD’nin koyduğu kotadan istifade eden sadece İsrail ve Mısır vardı. Orada 400’e aşkın yer açtık. Sonra siz çıkıp Sisi’ye laf ediyorsunuz. Adamı kapıya koyuverirler. Bunların hepsinin hesabı yapılmalı” dedi. Donald Trump’ın seçimleri kazanması ile hiçbir şeyin değişmeyeceğini söyleyen Ortaylı, “Yüzde 40’ı kendini zengin zanneden, gelir dağılımı fevkalade kötü memlekette farklı tarzlar aranıyor. Bunlar aynı kulüpten adamlar. O kulüpten olmayan tek Obama’ydı. İdealizmiyle fikriyle farklıydı. Gerisi hep aynı karakterler” diye konuştu.

ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Enis Özsaruhan ve ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Güçlü toplantının sonunda katılımlarından ötürü Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya teşekkür ederek, kendisine İzmir’in tarihini anlatan ESİAD tarafından hazırlanmış İzmir 1900 kitabıyla birlikte plaket takdim etti. Prof. Dr. İlber Ortaylı ayrıca, toplantının bitiminden sonra katılımcıların yanında getirdikleri kitaplarını imzaladı.