Türkiye'nin çevre ve iş sağlığı uygulamalarıyla, gemi geri dönüşüm faaliyetlerinde diğer ülkelere rol model bir konumda olduğunu belirten Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği Başkanı Adem Şimşek, 'Dünyada bilinen ve tanınan önemli armatörlerin tercih sebebiyiz. Bu da sektörde rol model olmamızı ve daha çok tanınmamızı sağlıyor. Ancak sektörün dünyanın çöpünü alan sektör gibi gösterilmesi hala geri dönüşüm ruhunun gelişmediğini gösteriyor. Dönüştürdüğümüz gemilerde nükleer tehdit tehlikesi olduğu yönündeki asılsız ihbarlar sektörümüzü olumsuz etkiliyor. Ülke ekonomisine ciddi artı değer sağlayan ve alanda ciddi bir tanınırlığı olan sektöre bu yapılanların haksız ve yanlış olduğunu savunuyorum' dedi.

Aliağa gemi geri dönüşüm bölgesinin ülke ekonomisine her yıl artan bir grafik sergilediğini ve ciddi bir katma değer sağladığını belirten Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği Başkanı Adem Şimşek ile sektörün bu yıl ki beklentilerini, geri dönüşüm alanındaki yerini, ülke ekonomisine sağladığı katkıyı ve sektörün insan sağlığına ve çevreye zarar verdiği yönündeki iddialar üzerine konuştuk. 
 
*Türkiye'nin tek gemi söküm alanı olan Aliağa Gemi Söküm Bölgesi, hurda gemilerin geri dönüşümü ile geçtiğimiz yıl ülke ekonomisine 236 milyon dolarlık katkı sağlamıştı. 2016'nın ilk 8 ayında ülke ekonomisine getirisi nedir?

Ağustos ayı itibariyle tesislerimize 75 muhtelif tipte gemi gelmiş olup, çelik ağırlıkları 392 bin tondur. 2016'nın ilk 8 ayında ülke ekonomisine getirisi yaklaşık 157 milyon dolardır. Bu oldukça ciddi bir rakamdır. Ülke ekonomisine bu miktarda sağladığı katkıyı her geçen gün daha da arttırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.


Önemsenmeyen bir sektördü

*Aliağa Gemi Söküm Bölgesi'nde ciddi işler yapıldı, yapılıyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

40 yıldır ülkemizde sadece Aliağa'da yapılan Gemi Geri Dönüşüm faaliyetleri öncelerde önemsenmeyen ve gözden ırak bir sektör iken, küresel ısınma ve işsizliğin arttığı, doğal kaynakların azaldığı günümüzde, bütün ülkelerin dikkatle izlediği bir faaliyet alanı olmuştur. Günümüzde Avrupa ülkeleri dahil bir çok ülkede gemi geri dönüşüm faaliyetleri yapılıyor. Yapılmayanlarda da yapılması planlanıyor. Hurda gemilerin yüzde 98'i çelik bunun da yüzde 95'i yeniden kullanılabilir maddeler olduğu için ekonomik ve çevresel açıdan yapılmaya değer bir sektördür. Dünya ticaret filosunun yaşı ve tonajı dikkate alındığında, yılda 15 milyon ton çelik ağırlığındaki geminin geri dönüştürülmesi gerekiyor. Ancak bu işin yapılması için gereken sağlıklı söküm tesislerinin sayısı da oldukça azdır. 2000'li yıllarda derneğimiz çatısı altında birleşen sanayiciler, faaliyetlerinin çevre ve iş sağlığına uyumlu yapılabilmesi için kararlılık göstermeye başladı. 2006 yılında, TOKİ tarafından yapılan 20 yıllık kiralama süreci ile birlikte firmalarımızda kalıcı yatırım faaliyetlerine başlamış, bölgeye yapılan yatırımın (söküm sahalarının betonlaması, sosyal tesislerin yenilenmesi/yapılması/yangın söndürme donanımlarının yenilenmesi, ambulans, itfaiye, ilk yardım ünitesi, dernek binası ve bölgeye hizmet edecek caminin yapılması vb.) yaklaşık olarak toplam bedeli 50 milyon liradır. Bu yatırım firmalarımızın öz kaynaklarından yapılmış, hiç bir devlet ve proje desteği alınmamıştır. Sektörümüz çevre ve iş sağlığına uyumlu gemi geri dönüşüm uygulamaları ile Hong Kong Sözleşmesi ve 2013 yılında yürürlüğe giren AB Gemi Geri Dönüşüm Yönetmeliği kriterlerinin büyük bir bölümünü yerine getiren ülke konumundadır. Tesislerimiz kademeli olarak AB Yönetmeliği'nde belirtilen şartları sağlamış ve AB gemi geri dönüşüm aday firmaları arasına girmek için saha ve dokümantasyon denetimleri için hazırlanıyor. 1'inci grup firmalarımız denetimleri başarı ile tamamlayarak, AB Komisyonuna resmi müracaatlarını yaptı. 

Gemiler bakanlık izni ile geliyor

*Özellikle son zamanlarda İngiliz savaş gemisinin sökümünün yapılmasıyla Aliağa gemi geri dönüşüm alanına gözler çevrildi. Çünkü geminin asbest vb. tehlikeli atıkları taşıdığı noktasında da eleştiriler getiriliyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Geçmiş yıllarda İngiliz kraliyet donanmasına ait HMS Invıncıble ve Ark Royal uçak gemileri ile HMS Cardıff, HMS Glasgow ve HMS Oekleaf vb. gemilerin sökümü tesislerimizde yapıldı. Önümüzdeki günlerde ise İngiliz Kraliyet Deniz Kuvvetleri'nden emekli edilen HMS Illustrious isimli savaş gemisi tesislerimize gelecek. Öncelikle kamuoyunda oluşan bu tip gemilerin başta asbest olmak üzere birçok tehlikeli atıkla ülkemize gönderildiği gibi yanlış bir düşünceye açıklık getirmek istiyorum. Bu tip gemilerle ilgili olarak da ne yazık ki geçmişte şikayet ve ihbarlara dahi maruz kaldık. Bu tip askeri gemiler; taraf olduğumuz Basel Sözleşmesi'ne uygun olarak İngiliz ve Türkiye Çevre Bakanlıkları arasında yapılan notifikasyon işlemleri (Atıkların sınırlar ötesine taşınması bildirimi) kapsamında Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın onayı ile ülkemize gelmektedir. Gemiler söküme gelmeden önce başta asbest olmak üzere, tehlikeli atıklardan temizlenmiş, tüm silah ve elektronik ve makina sistemleri sökülmüş olarak ülkemize gelir. Biz de o şekilde sökümünü gerçekleştiririz. Zaten böyle bir durum olsa başta uluslararası anlaşmalara uymadığı için ülkemize giremez.

*Aliağa Gemi Söküm Bölgesi'nde toplam kaç adet geri dönüşüm firması faaliyet gösteriyor? Gemi geri dönüşüm sektörü olarak 2016 yılsonu itibariyle kaç bin ton çeliğin geri dönüşümünü gerçekleştirmeyi öngörüyorsunuz?

Ülkemizde tek gemi söküm bölgesi olan Aliağa'da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 'Gemi Söküm İzni', Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'ndan 'Gemi Söküm Yetki Belgesi' almış, 22 gemi geri dönüşüm firması mevcuttur.  2016 yılı sonu itibariyle de 600 bin ton civarında hurdanın geri dönüşümünü gerçekleşmek istiyoruz. Beklentilerimiz ve şu ana kadar ki yaptıklarımızla bu rakama ulaşmamız imkânsız değildir. Her geçen yıl arttırdığımız rakamsal istatistiklerimizi bu yıl da arttırarak, başarılı grafiğimizi sürdürmek istiyoruz.

Her zaman şeffaf olduk

*Aliağa Gemi Söküm Bölgesi'nde geri dönüşümü gerçekleştirilen bazı gemilerde nükleer tehlikesi olduğu yönünde de haberler yapılmış ve olay mahkemeye taşınmıştı. Şuan da son durum nedir?

Zehirli gemi yakıştırmaları ile bilimsellikten uzak açıklama ve yazılarla kamuoyunun infiale sevk edilmesi sektörümüze zarar verdi. İhbara/şikâyete konu olan gemilerin muhatapları ile görüşülmeden, gemiyle ilgili bilgi/belge paylaşımı yapılmadan direkt olarak basın yoluyla açıklama yapılması çok yanlıştır. Güncellenmemiş bilgi ve duyumlarla açıklamalar yapmak ise maalesef art niyeti göstermekte ve sektör bu yolla direk olarak hedef alınmak istenmektedir. Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği olarak her zaman şeffaf olduk. Kapılarımızı sonuna kadar açık tuttuk. Kamuoyunu her konu hakkında doğru bilgilendirdik. 2015 yılında, şikâyete konu olan mahkemeye taşınan FPSO Kuıto isimli yüzer petrol ürünü depolama gemisi, basına ve mahkemelere intikal eden tüm iddialara rağmen, ülkemize gelmeden önce tüm çevre ve iş sağlığı kontrolleri yapılmış ve raporlanmış bir gemiydi. Raporların incelenmesi ve uzmanlarca bölgemizde yapılan kontrol ve ölçümlerinde de tespit edildiği gibi gemi ülkemize geri dönüşüme hazır olarak geldi. Özetle, gemi tesislerimize gelmeden önce, söküme hazırlık olarak uluslararası akreditasyona sahip Sea2 Cradle B.V Survey firması tarafından incelenmiş, 18 Aralık 2014 tarihli 'Tehlikeli Maddeler Envanter raporu' da düzenlenmiştir. Gemi kargo tankları ve boru sistemleri temizlenerek sıcak çalışmaya uygun hale getirilmiştir. Özellikle radyoaktif madde ve atıklar konusundaki hassasiyet dikkate alınarak; Şubat 2014 tarihinde Sea 2 Cradle, Kasım 2014 tarihinde ARPS Aberdeen Radiation Protection Service ve 30 Aralık 2014 tarihinde ise Angola Elektrik-Su ve Radyasyon Enerjisi Düzenleme Bakanlığı tarafından 3 ayrı rapor düzenlenmiştir. Raporların incelenmesi sonunda geminin iddia edildiği üzere, radyoaktif madde/atık ihtiva etmediği tespit olunmuştur. Atom Enerjisi Kurumu'ndan ve yetkili firma tarafından yapılan radyasyon ölçümlerinin her ikisinde de geminin ölçüm sonuçlarının çevre ve iş sağlığına risk teşkil etmediği tespit edildi.


Diğer ülkelere rol model konumdayız

*Geri dönüşümünü gerçekleştirdiğiniz bazı gemilerde de radyoaktif madde taşıdığı iddiası da gündeme gelmişti. Bu noktada oldukça fazla iddia gündeme getirildi. Bu iddiaların gemi geri dönüşümlerini etkiledi mi?

Evet, sektörümüz geçmişte de radyoaktif madde/atık ihbarlarına muhatap oldu. İhbarlar kapsamında; 27.08.2013 tarihinde Kapıtan Kuroptev,16.09.2013 tarihinde Kapıtan Lus ve son olarak da 11.09.2014 tarihinde HMS Plymouth isimli gemilerde de aynı sorunları yaşadık. Bu yapılan ihbarlara istinaden de Türk Atom Enerjisi ve AFAD kurumlarına ait uzmanlar tarafından gemilere mahallinde yapılan ölçüm ve kontrollerde ihbarların asılsız olduğu tespit olundu. Ülke olarak, çevre ve iş sağlığı uygulamaları ile gemi geri dönüşüm faaliyetlerinde diğer ülkelere rol model bir konumdayız. Bu da dünya da bilinen ve tanınan önemli armatörlerin tercih sebebi olmamızı sağlıyor. Bunun yanı sıra sektörün dünyanın çöpünü alan sektör gibi gösterilmesi, bazı çevrelerde geri dönüşüm ruhunun hala gelişemediğini de gösteriyor. Bu tip asılsız ihbarlar da tabi ki tedarikçi armatörler üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor ve sektörümüze zarar veriyor. Sektöre verilen zarar aynı zamanda ülke ekonomisine veriliyor. Sonuçta burada yapılan işlemler karşılığında ülkeye döviz giriyor. Bu firmalar ciddi bir iş olanağı sağlıyor. Sektör olarak asılsız ihbarda bulunanların bütün bunları göz önünde bulundurmasını ve asılsız ihbar yapmamasını istiyoruz.