Ali Budak- İzmir 1. İdare Mahkemesi, Aliağa ilçesi Horozgediği köyündeki İzdemir Enerji Santralı'nın genişletilmesi projesini durdurdu. Mahkeme, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 'Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu' kararını iptal ederek, termik santrala ilave edilmesi planlanan ikinci ünitenin yapımına izin vermedi. TMMOB'ye bağlı Çevre Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ve Şehir Plancıları Odası, EGEÇEP, Ekoloji avukatı Arif Ali Cangı gibi çok sayıda davacı, İzdemir Enerji Elektrik Üretim A.Ş'nin İzdemir Enerji Santralı-II adlı ilave ikinci ünite projesini mahkemeye taşımıştı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, proje için 19 Şubat 2016'da 'ÇED olumlu' kararı vermişti. Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, ikinci ünitenin yapılacağı sahanın Kuzey Ege Havzası'nda, verimli orman ve zeytinliklerin yakınında olduğu kaydedildi. Raporda bölgedeki en büyük akarsu olan Bakırçay'ın kolu Kocaçay'ın buraya 16 kilometre mesafede yer aldığı ve Kocaçay'ın içme suyu temini amacıyla kurulan Güzelhisar Barajı'nı beslediği vurgulandı.


'Karar, Anayasayı yok sayıyor'


'Aslında bu davada haberlerde görüldüğü üzere sadece Çevre Mühendisleri Odası davacı değildi' diyen Avukat Arif Ali Cangı, 'Bu ortak açılan bir davaydı. Kararın ise olumlu ve olumsuz yanı var. Davada İzmir Baro Başkanlığı'nın ve yurttaşların dava ehliyeti olmadığına karar verildi. Bu vahim bir sonuçtur. Çünkü bu karar, çevre hakkını ve Anayasanın 56. maddesini yok sayıyor. Termik santraller küresel iklim değişikliğinin en önemli müsebbibidir. O nedenle de termik santrallere karşı bırakın yurttaşların dava ehliyetini, tüm dünya insanlarının dava ehliyetini ve hatta tüm canlıların dava ehliyetinin varlığını kabul etmek gerekir. Kararın bu yönünü temyiz edeceğiz, Danıştay tarafından düzeltilmesini bekliyoruz' dedi.

 

1. ünitesi de iptal edilmişti


Diğer davacılar yönünden davanın kabulü, kararı ve gerekçelerinin son derece önemli ve olumlu olduğunu vurgulayan Cangı, sözlerini şöyle sürdürdü: Kararda faaliyetin hava kirliliği riskleri doğuracak olması, Arkeoloji ve Sanat Tarihi açısından ÇED Raporunun arkeolojik alanlar ve sit alanları açısından yetersiz ve dayanaksız olması, işletmenin etki alanının etki alanındaki çevresel özelliklerin arkeolojik alanlar ve sit alanları açısından tam ve doğru olarak belirlenmemiş olması ile Tarımsal Arazi Kullanımı açısından 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkındaki Kanuna göre söz konusu alanda termik santral yapılmasının uygun olmaması sebepleri ile  ÇED Olumlu Kararı'nın iptaline karar verilmiş olması son derece önemlidir. Bilindiği gibi İZDEMİR Enerji Santrali II 1. Ünite için verilen ÇED olumlu kararı da  İzmir 2. İdare Mahkemesi 2015/1758 E 2016/1593 K  sayılı kararı ile iptal edilmişti. Orada da; temel iptal sebebi 2. Ünite ÇED Olumlu Kararı'nda yer alan zeytinlik alanlar, arkeolojik alanlar ve hava kirliliğiydi. Ne yazık ki 1. ünite iptal kararı 2009/7 genelgesi ile yok sayıldı, aynı sürecin 2. ünite için de işletilmemesi konusunda uyarıda bulunuyoruz.


Santralı mühürlemeli


'Her iki ünite için verilen iptal kararları birlikte ele alındığında 'İzdemir Termik Santralının yer seçimi hukuka aykırıdır' aynı yerde verilecek yeni izinler mahkeme kararını yok saymak anlamına gelecektir' diyen Cangı, 'Buna izin vermemeliyiz. Zira Aliağa zaten olabildiğince kirletici ile dolu vaziyette. Buna bir de termik santral kirliliğinin eklenmesi bölgenin yaşanmaz hale gelmesi sonucunu doğuracaktır. Diğer yandan santral gayri sıhhi müesses açılma ruhsatı olmadan geçici  izinle çalışıyor. Yetkili idare olan İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni göreve çağırıyoruz. Hukuka aykırı santralı mühürleyin' diye konuştu.


Tesis ruhsatsız çalıştı


Çevresel kirlilik yükünü doldurmuş olan ve mevcut tesislerin yarattığı çevresel yüklerin azaltılması ile ilgili olarak etkin ve planlı çalışmaların yapılması zorunlu olan Aliağa'nın ne yazık ki 7 adet kömürlü termik santral projesi ile karşı karşıya kaldığını belirten Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, şöyle devam etti:  Aliağa'da 27 yıl önce kurulmak istenen termik santrale karşı İzmir halkı insan zinciri kurarak yarattığı örnek mücadeleyi unutmamalıyız. Yıllar önce gördüğümüz Aliağa bugün termik santral projeleri ile mücadelesine devam ediyor. İzdemir termik santraline karşı açılan davalar devam ederken bir taraftan termik santralin inşaat çalışmaları tamamlandı. 3 yıl önce de İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden alması gereken Gayrı Sıhhi Müessese İzni süreçleri bile tamamlanmadan üretime başladı. 3 yıldır ÇED Olumlu kararına ilişkin dava süreci devam eden ruhsatsız olarak faaliyetini sürdüren tesis ile ilgili olarak İzdemir Enerji Santrali-II için Çevre Bakanlığı'nın verdiği ÇED Olumlu Belgesi uzun süren hukuki süreç sonunda mahkeme kararı ile iptal edildi.


Bakanlık kapatmadı


Kınay, 'İptal kararı Bakanlığa 21.02.2017 tarihinde tebliğ edildi ve yasal süreç kapsamında kapatılması gereken tesis için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2009/7 sayılı genelgeye dayanarak yeni bir ÇED süreci başlattı' dedi. İki hafta içerisinde ÇED Raporuna ilişkin değerlendirmelerin gerçekleştirildiğini söyleyen Kınay, 'ÇED Raporuna ilişkin 6 Mart 2017 tarihinde gerçekleştirilen İnceleme Değerlendirme Komisyonu Toplantısında mahkeme kararları ve tesisin yaratacağı çevresel etkiler ve bilimsel raporlar komisyon üyelerine sunulmasına rağmen 7 Mart 2017 de ÇED Raporu Nihai edilerek ÇED Yönetmeliği hükümlerine göre; 10 günlük askı süreci başlatıldı. İlginçtir ki ÇED Olumlu Kararının iptali ile tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde uygulanması gereken mahkeme kararının süresi 23 Martta  dolacakken 22 Mart itibari ile tesisin yeni ÇED Raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından nihai edilerek  yeniden ÇED olumlu belgesi verildi' diye konuştu.
 

ÇED yönetmeliği 'mış' gibi yapıldı


Termik santral ÇED İptal kararının önemli olduğunu söyleyen Kınay, '2014 yılından bu yana faaliyette olan İzdemir Enerji Santrali'nin ÇED Raporunun faaliyetin arkeolojik sit alanlarına etkisini, kümülatif olarak gerçekleşecek çevresel-sosyal etkiyi ele alacak risk analizini ortaya koyan nitelikte olmadığı, kül ve cüruf depolama sahasına dökülen atıkların, alanın zeytinlik alan olması sebebiyle, birçok olumsuz çevresel ve sosyal etkisi olduğu ve raporun risklere dair önlemleri de içermediği ifade edilmiştir. Mevcut mahkeme kararı ve  bilimsel raporlara rağmen tesisin jet hızı ile hazırlanan ÇED Raporuna ve ÇED Olumlu Belgesinin verilmiş olması süreci; ÇED Yönetmeliğinin yine 'mış" 'gibi yapılarak prosedür haline getirildiğini bizlere bir kez daha göstermişti. Hukuki mücadele içerisinde alınan son mahkeme kararı ise  Bölgenin gerçeklerini bir kez daha ortaya koydu. Alınan karar  Aliağa'nın çevresel kirlilik yükünü aştığını, termik santrallerden vazgeçilmesi zorunluluğunu gösteriyor. Bu mücadele ve karar yıllardır bu mücadeleyi yürüten çevre örgütleri, İzmirliler ve Aliağalıların mücadelesi ve emeğinin sonucudur' ifadelerini kullandı.