İzmir Tabip Odası'ndaki basın toplantısına İzmir Tabip Odası Başkanı Fehmi Akçiçek, Aile Hekimleri Derneği Başkanı Murat Pala ve Odanın Genel Sekreteri Ceyhun Balcı katıldı. Toplantıya katılacağı belirtilen doktor Birsen Titar ise gelmedi. Bağyurdu'nda yaşanan olayla ilgili doktor Birsen Titar'ın üzgün olduğunu, kendisiyle yaptığı telefon görüşmesinde ağladığını dile getiren Oda Başkanı Akçiçek, "Birkaç gün önce devletin kendine verdiği elektronik şifreleri odasından kaybolan meslektaşımız, kendi odasında bir hastayı yalnız gördüğünde, her ne olursa olsun yapmaması gerektiği kadar tepki göstermiş. Ama bundan sonra yaşananlar, kişinin hatasını telafi etmesine izin vermeyecek kadar, ailesini tehditlere varan mesajlara kadar ulaşmış. Bu konudan derin bir üzüntü duyuyoruz. Meslektaşımızın özellikle sosyal medyada linç edilmek istenmesi çok üzücü. Bu konudan yalnızca biz hekimler değil, toplum olarak ders çıkarmalıyız. İçinde yaşadığımız toplumu medeni kılan, hatalarımızı düzeltme gayreti için anlayış göstermektir. Hata yapanları cezalandırmak, ölümle tehdit, ailesini ortadan kaldırmak gibi tehditler savurmak! Böyle bir toplumda yaşayamayız. Kimse hatasız değil, eminim ki hepimiz hatalar yapıyoruz. Ama bunları düzeltebilecek soğukkanlılığa ihtiyaç var. Bu ortam ortadan kaybolmuş durumda. Meslektaşımız ve ailesine tehditler, yaşamına yönelik boyutlara varmış" dedi.

"AİLE GÖRÜŞMEYİ KABUL ETMEDİ"

Doktor Tirtar'ın, İl Sağlık Müdürlüğü'nde bulunması nedeniyle toplantıya katılamadığını dile getiren Akçiçek, "Birsen hanım, üzgün olduğunu söyledi. Erdoğan bey ya da onun oğluna ulaşıp üzüntüsünü ifade etmek istediğini, ancak başaramadığını belirtti. Üzgün olmakla özür dilemek arasında son derece ince bir çizgi var. Bir insan yaptığından üzgün olduğunu söylüyorsa bu bana göre özür dilemek. Bir insanın da yaptığı hatadan dolayı, daha ağır biçimde kendisine üzgün olduğunu ifade etmek doğru değil. Gerçekten üzgünüz, meslektaşımız da üzgün. Ben doktor olarak Erdoğan beyden özür diliyorum" diye konuştu.

TRAVMA SONRASI STRES

Doktor Tirtar'ın travma sonrası stres altında olduğunu savunan Başkan Akçiçek, "Ona fiziki şiddet uygulansa bu kadar tahrip olmazdı. Ülkemizin verebildiği en iyi eğitimlerden birisini almış, yararlı olduğu pek çok hastası olmuştur ama bir hatadan dolayı da ruhen bu hale getirmek Türk toplumuna yakışmıyor. Üzgünüz, tüm hekimler adına üzgünüz. Bir daha olmaması için elimizden geleni yapacağız. Tıpkı Erdoğan bey gibi Birsen hanım da kıymetli" dedi.

"LİNÇ EDİLMESİNE MÜSAADE ETMEYİZ"

İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Murat Pala da yaşananlar nedeniyle üzgün olduklarını, doktor Tirtar'ın hastasına yönelik tavrını doğru bulmadıklarını söyledi. Başkan Pala, "Olayın mağduru Gül ama asıl mağdur Birsen Tirtar ve daha da kötüsü hekimler olmaya başlamıştır. Sosyal medyada öyle bir kampanya başlatmıştır ki, ne yazık ki ulusal medyamız da dahil olmuştur. Ortada kusur ve suç olsa bile tepkinin bununla orantılı olmasını beklerdik. Çok orantısız bir şekilde hekim arkadaşımızın kızı, annesi, babası ve kendisi ile ilgili toplumsal yapımıza bağdaşmayacak şekilde ağza almaya utanacağımız küfürler var. Kampanya öyle bir hale girdi ki, hekim camiasına saldırı ortamı oluşturuluyor. Asıl korktuğumuz budur. Gül'e üzüntümüzü dile getirdik, bizim açımızdan durumun ciddiyetini anlattık. Olayın doktor Birsen ile vatandaş Gül'den çıktığını, bunun da Türk milleti ile Türk hekimleri arasında sorun yaratacağını söyledik. Daha önce yaşadığı hırsızlık olayı yüzünden tepki vermiş. Görüntünün önceleri de var ama talihsiz bir olay. Hekimler adına üzgünüz. Bir daha olmaması için bakanlığın gerekli tedbiri alacağına inanıyoruz." diye konuştu.

Odanın Genel Sekreteri Ceyhun Balcı ise geçen yıl Türkiye'de 120 milyon kişinin acil servislere gittiğini, 800 milyona yakın kişinin ise polikliniklere başvurduğunu dile getirdi.