Soma'da 2 yıl önce yaşanan katliamın sonrasında işlerinden çıkarılan, tazminatları yatırılmayan ve yasal olarak suç olmasına rağmen 24 ay taksitle ödenmesi için işçilerin adına sendikanın işverenle toplu sözleşme imzaladığı iddialarının yanında işlerine geri dönmek isteyen işçiler, ölümden döndükleri madenin önünde direnişe başladı. Direnişlerinin 8'inci gününle olan 3 madenci, 'Sadaka istemediklerini ve iş istediklerini' vurguluyor. İşlerine geri dönene kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirten madenciler, bölge milletvekilleri ve kamu kurum ve kuruluş yöneticilerinden de destek bekliyor.

'Çin'den bile işçi alındı ama Kınık'tan almıyorlar'

Soma'da 2 yıl önce yaşanan katliam sonrasında, katliamın sorumlusu olarak devleti, işvereni ve sendikayı suçladıkları için cezalandırıldıklarını vurgulayan madenci Sefa Köken, 'Sadece Kınık'ta 300 kişi işe alınmadı. Katliamda çok konuştuğumuz ve sorumluları gösterdiğimiz için cezalandırılıyoruz. 9 yıldır madencilik yapıyorum. 2 yıldır işsiziz ve evde oturuyoruz. Günlük iş çıkarsa da tarımda çalışıyoruz. Ocaktaki durumu cesur bir şekilde Türkiye'ye anlattığımız için işe alınmıyoruz. Şimdiyse hükümet ve şirketler kanalıyla Kınık'a ambargo uygulanıyor. Kınık'ta 300 kişi işe alınmıyor. Bizleri de çok fazla göz önünde olduğumuz ve yaşananları anlattığımız için almıyorlar. Belki de bizim yüzümüzden diğer arkadaşlarımız da cezalandırılıyor. Vali, kaymakam, milletvekili ve hatta albaya kadar gittik ama olmadı. İstemiyorlar. Bu ülkenin vatandaşı olarak vergisini ödeyen insanlarız ve ekmeğimizle neden oynandığını soruyoruz. Kadınlar, tarlalarda günlük ya da mevsimlik çalışmasa, içler acısı durumdayız. Niye almıyorsunuz diye sorduğumuzda, Kınıklı almadıklarını söylüyorlar. Zonguldak, Ordu, Kütahya hatta Çin'den bile madende çalıştırmak için işçi getirildi ama Kınık'tan almıyorlar' diye konuştu.

Açlıkla terbiye ettikleri Soma'da katliam devam ediyor

Hakları olan tazminatlarını 7 Haziran seçimlerinden 2 gün önce, hükümete oy vermemiz için ufak bir miktar yatırıldığını ifade eden Köken, sözlerine şöyle devam etti: 7 Haziran seçimlerinden istedikleri sonuç çıkmayınca 5 ay daha para yatırılmadı. 1 Kasım sonrası hükümet kurulunca, az bir miktar daha verildi. Kanuna göre, işçiyle uzlaşmadan tazminat bölünemez. Zaten tazminatımızın ne kadar olduğu ya da kaç taksite bölündüğünü bilmiyoruz. Çünkü bu konuda konuşacak yetkili kimseyi bulamadık. Şirket-sendika ve hükümet, katliamdan sonra 6 ay çift maaş verip susturdular. Şimdi ise açlıkla terbiye ediyorlar. Hakkımı aradığım için şu anda 6 yılla yargılanıyorum. Hiçbir yere ya da kişiye zarar vermedim ama 6 yılla yargılanıyorum. Kimseyi şahit olarak bulmayınca, 8 polis bulundu. Bunu gören işçiler de korktukları için hakkını aramıyor. O zaman söylediklerimizden dolayı şu anda katliamı biz yaşıyoruz. Katliam devam ediyor.

Kimse destek vermiyor

Kınık'ta işsizlikten dolayı psikolojik bir patlama olacağını söyleyen Köken, 'Soma'da 3 bin kişi, Kınık'ta ise 300 kişi işsiz. Geçenlerde madenin biri 150 kişi alacağını söyledi ve 4 bin kişi başvurdu. Herkesin bankalara borcu var. Her gün bankalar arıyor ama ödeyemiyoruz. Borcumuzu ödemek için hırsızlık mı yapalım? Ancak devletimiz 2 seneden beri bize iş vermiyor. 6 gündür buradayız ama ne bölge milletvekilleri ne de diğerleri gelmedi. Buraya her gün 50 keçi ile 30 koyun geliyor. Başka da gelen kimse yok. Basın olarak bile şu an için sadece siz geldiniz. Herkese haber verdik ama kimse gelmedi' dedi.

Türkiye'de hukuk yok

Köken, 'Türkiye'de hukuk olsaydı, tazminatlarımızı alırdık, gerçek suçlular cezaevinde olurdu' diyerek, sözlerini şöyle tamamladı: Facianın gerçek sorumluları, Enerji Bakanı, Çalışma Bakanı ve hatta her şey başbakanlığa bağlı olduğu için dönemin başbakanıdır. Çünkü maden ruhsatı ona bağlıydı. Bütün muslukları kendine çektiği için asıl suçlu onlardı. Zenginin hukuku olduğu için hiçbir şey değişmedi. Bizler de bu sistemin içinde eziliyoruz. Bu eylem sonuçlanacak. Çünkü biz bu eylem için ölümü de göze aldık. İşe girene kadar buradan ayrılmayacağız. Çünkü derdimiz ekmek ve davamızda haklıyız. İşe girmek ve ekmeğimizi kazanmak istiyoruz. Kimseden sadaka istemiyoruz. Sadece işimizi geri istiyoruz. Sonuna kadar gitmeye de kararlıyız.

Türkiye, Soma'yı unuttu

Soma kömürlerinde 9 yıl çalıştığını ve şu anda haklıyken haksız duruma düştüklerini belirten madenci Ali Abaydın, 'Soma kömürlerinde 9 yıl çalıştım. Facianın olduğu gün aynı vardiyadaydık. Atölyede çalıştığım için hayatta kaldım. Tazminatlarımızı seçim geldikçe veriyorlar. Her seçim dönemi yaklaşınca tazminatlarımızdan bir miktar verildiğine göre tazminatları almamız 20140 yılına kadar sürecek. Tazminatlarımızı almak için görüşebileceğimiz kimse ya da sorumlu yok. 2 yıldır evden kahveye, kahveden eve gidiyoruz. Şu anda herkes Soma'yı unuttu. Soma öldü. 2 üniversite öğrencisi diğeri de özürlü olan 3 çocuğum var. Çocuklarıma bakamıyorum. Emekli olmak için 8 aya daha ihtiyacım var. Burada madencilikten başka bir çalışma alanı yok. Sadaka istemiyoruz. Sadece işimizi geri istiyoruz' ifadelerini kullandı.

İnsanlar acılarını unuttu

Direnişlerini işe geri alınıncaya kadar sürdüreceklerini söyleyen madenci Halil Oğuz ise şunları söyledi: 11 yıllık madenciyim. 3 yıldır da Polyak'ta çalışıyorum. Bu direnişten ekmeğimizi alana kadar dönmeyeceğiz. Sadaka değil, işimizi geri istiyoruz. Tazminatımın bir kısmı olan 2 bin lirayı 2 taksit ve 5 ay arayla aldım. Ancak hala ne kadar alacağımızı, hesabın neye göre yapıldığını, geri ne kadar kaldığını ve ne zaman alacağımızı bilmiyoruz. Soma'da artık insanlar çocuğunun mahkemesine gitmiyor. Duyarsızlaştılar ve acılarını unuttular ya da unutturdular. Maddi ve manevi olarak sıkıntıdayım. İşsizim ve evime gidemiyorum. Çocuklarımın yüzüne bakamıyorum. Köylü çocuğuyuz ve çiftçilik bittiği için madencilikten başka bir iş yapamıyoruz. Evimize ekmek götürmek için madenlere yeniden inmek ve evimize ekmek götürmek istiyoruz.

Asıl yardımı halkımız yaptı

Ekmekleri için sürdürdükleri mücadelede siyasiler, partiler, parti temsilcileri, kurum ya da kuruluşlardan hiçbir şekilde destek görmediklerini belirten madenci Sefa Köken, 'Bu süreçte hiçbir parti ya da kurumdan destek görmedik. Elimizde dosyalarla meclise gittik. İşe alınmadığımızı ve tazminatlarımızın yatırılmadığını söyledik ancak kimse ilgilenmedi. Olayın sıcaklığında gazeteciler, milletvekilleri, kurum başkanları kısacası herkes geldi ve 'madencinin yanındayım' diyerek reklamını yaptı. Ancak olayın üzerinden daha 1 sene bile geçmemişken herkes Soma'yı unuttu. Bölge milletvekilleri bile desteğini bıraktı. Şu an Kınık'ta işe alınmayan 300 madencinin içinde 3'ümüz direniyoruz. Bize kimse sahip çıkmıyor. Milletvekillerini arıyoruz ancak cevap alamıyor ya da ulaşamıyoruz. Kısacası yüzümüze bakmıyorlar. Ölenlere en büyük desteği halkımız yaptı. Yardımlar ise AFAD'da birikti. Biriken para sonucunda da herkese 301 madencinin yakınına 176'şar bin lira para verildi. Evler zaten başkaları tarafından yapıldı. Devlet ise duyarlı davranan halkının yardımları üzerinden reklamını yaptı.