Dün İzmir'de İZBAN Selçuk'un açılışı yapıldı. Törende ilk önce sahneye İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu çıktı. Kocaoğlu'nun sahneye çıkması ile törene gelen bazı kesimler 'Recep Tayyip Erdoğan' diyerek slogan attı. Sloganlar üzerine bir süre bekleyen Kocaoğlu daha sonra da sert bir konuşma yaparak tören alanını terk etti. Başkan Kocaoğlu, daha sonra yazılı bir açıklama yaparak töreni neden terk ettiğini anlattı. İZBAN'ın yapımında yüzde 50 ortak olduklarını belirten Kocaoğlu, ancak töreni basından öğrendiklerini ve törene de aynı gün davet edildiklerini söyledi. Tören sırasında bağırıp çağıranları kimsenin susturmaya çalışmadığını belirten Kocaoğlu, bunu da çok yadırgadını belirtti. Kocaoğlu şunları söyledi:

"2004 yılında göreve geldikten sonra önümüzdeki en büyük proje, Aliağa-Menderes Raylı Sistem projesiydi. Daha önce girişimlerde bulunulmuş ama kadük kalkmıştı. Biz projeyi hayata geçirmek için TCDD, Ulaştırma Bakanlığı ve Başbakanlıkla görüşmeler sürdürdük ve sonunda yüzde 50 ortaklıkla İZBAN kuruldu. Türkiye'de ilk defa bir kamu iktisadi devlet teşekkülü ile bir yerel yönetimin ortak projesi olarak her zaman da gururla bahsettik. Ama ortada bir türlü anlamlandıramadığımız garip şeyler olmaya başladı. İZBAN'ın Alsancak Garı'ndaki açılış törenine davetliler dışında taraftarlar alınarak o devlet töreni siyasi bir platforma çevrilmiş ve ortam gerilmişti. Yine İZBAN'ın Torbalı'daki temel atma ve açılış törenlerinde de benzeri tacizlere muhatap oldum. Bunu gelenek haline getirdiler. Biz Sayın Başbakan'ın 8 Eylül'de İzmir'e geleceğini ve İZBAN'da Selçuk'tan trene binip hattı açacağını basından öğrendik. Bu projenin yüzde 50 pay ortağı olmamıza rağmen.. Bugüne kadar birlikte çalışmamıza, birlikte planlamamıza rağmen, bu programda bize ortak çalışma zemini yaratılmadı. Daha sonra TCDD Genel Müdürü beni arayarak programın henüz belli olmadığını söyledi. 8 Eylül'de, yani bugün, tören günü İzmir Valiliği'nden program elimize ulaştı. Bu çerçevede Sayın Başbakan'ı havaalanında karşılayıp Selçuk'taki programa geçtik. Uzun süredir İzmir'le bir siyasi gerginlik yaşanmasına rağmen ben Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ya da bakanları karşılıyorum. Kenti ilgilendiren törenlere de katılıyorum. Buradaki amaçlarının ne olduğunu bilmiyorum. Ama seçilmiş bir belediye başkanı, bir siyasetçi olarak duruşumla, davranışımla böyle bir tavrı hak etmediğime inanıyorum. Orada her seferinde taraftarlarını getirenlerin, bir belediye başkanının yuhalanmayacağını kalkıp söylemeleri gerekirdi. Bunu hiç bir AKP'li siyasetçiden görmedim. Tören sırasında bağırıp çağıranları kimse susturmaya çalışmadı bile.. Bunu da çok yadırgadım. Herkes geçtiğimiz yıllarda İzmir Enternasyonal Fuarı açılışında, Açıkhava Tiyatrosu'nda yaşananları hatırlayacaktır. O zamanın Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'e protesto olunca, ben kürsüye fırlayıp herkesi susturmuş ve Sayın Bakan'dan özür dilemiştim. Ondan sonra bir daha böyle bir olay yaşanmaması için elimden gelen azami gayreti gösterdim ve böyle bir olayı bir daha yaşatmadım. Devlet adamlığı, siyasetçilik budur; konuğuna, ortağına, devlet büyüğüne nasıl davranılacağını göstermektir."