Tünel inşaatı başladıktan sonra verilen "ÇED gerekli değildir" kararının iptalini talep eden belediye, projeye dayanak olan en önemli karar durumundaki ÇED olurunun dayanağının bulunmadığını savundu. AK Parti’nin son yerel seçimlerden önce açıkladığı "35 İzmir 35 Proje" kapsamında yer alan ve 2013’te bitirilmesi gereken Konak Tüneli'nin inşaatı, Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün denetiminde devam ediyor.

Konak Belediyesi, nöbetçi idare mahkemesinde açtığı davada, yürütmenin durdurulmasını talep ederken kanundan kaynaklanan müdahil olma hakkını kullandığını ifade etti. Dava dilekçesinde şu ifadelere yer verildi: “Belediyemiz sınırları içerisinde bulunan, Konak Tünelleri olarak bilinen Konak-Yeşildere bağlantı yolları projesinin, Çeşme Otoyolu projesinin revizyonu olarak adlandırılan kısmının olduğu söz konusu alanda eski kent dokusu bulunmaktadır. Bölgenin arkeolojik buluntu, tescilli eser niteliğindeki yapılar, tarihî camiler ve antik kent kalıntılarını da barındırması nedeniyle belediyemiz tarafından ÇED sürecinin başlatılması talep edilmiştir ancak başvuruya yanıt veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, projenin İzmir-Urla-Çeşme Otoyolu projesi kapsamında kaldığını belirtmiş, 1985 yılında yatırım programına alınan tünel projesinin, yeni ÇED süreci dışında kaldığını ifade etmiştir. Söz konusu proje için daha önce verilen muafiyetin devam ettiğini dile getirmiştir.”

Petrol, jeotermal kaynak ve maden arama faaliyetlerinin ÇED dışında olduğu ifade edilen dilekçede, projenin can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturabileceği, tarihe zarar vereceği ve şehir dokusunu bozacağı belirtildi. Tünel projesinin deprem kuşağında kalmasının jeolojik açıdan tehlike oluşturduğunun da altını çizen belediye, başka yerde yaşama şansı bulunmayan insanların yaşam alanlarının da değiştirildiğini ifade etti. Dilekçede ayrıca projenin Konak’ta trafiği arttıracağı iddia edildi.