Şube tarafından yapılan açıklamada, “Bu kazaların tümü, işçi sağlığı ve güvenliği alanında Türkiye’de kurulan sistemin hatalarından kaynaklanmaktadır. İnşaat sektöründeki iş kazası yoğunluğu, kentsel rant politikalarının iş güvenliği gereklerini dışladığını, iş cinayetlerinin rant alanlarında yoğunlaşma seyri izlediğini göstermektedir.” denildi.

Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu, İstanbul ve İzmir'deki asansör kazalarına ilişkin bir açıklama yaptı. Açıklamada, İstanbul’da 10 kişinin ölümüne sebep olan dış cephe asansör kazasından hemen sonra İzmir’de yine bir dış cephe asansör kazası yaşanması sonucu dört işçinin yaralandığı hatırlatılarak, şu ifadelere yer verildi: “TOKİ tarafından projelendirilip özel sektöre devredilen bu alanlarda binalar yükselirken gözetilen tek husus, azami kâr ve inşaatın bir an önce bitirilmesidir. İnşaat sürerken insan canının maalesef hiçbir önemi bulunmamaktadır. Bu tür kazaların sıklıkla yaşanması tesadüf değildir. Bir kez daha belirtmek isteriz ki bu tür ölümler, hiçbir işin fıtratında yoktur. Kazalar kader değil, ihmallerden kaynaklanan cinayetlerdir. Bu kazaların tümü, işçi sağlığı ve güvenliği alanında Türkiye’de kurulan sistemin hatalarından kaynaklanmaktadır. Ülkemizdeki işçi sağlığı alanındaki mevzuat, kazaları önlemekten çok, kaza olduğunda sorumlusunu bulmaya yöneliktir.”

'DENETİMLER YETERSİZ'


Yeni iş cinayetlerinin olmaması için öneriler ise şöyle sıralandı: "Her türlü asansör, kaldırma ve iletme makineleri, özel uzmanlık gerektiren bir mühendislik hizmetidir. Bu nedenle üretiminden kurulumuna, işletilmesinden bakıma kadar her alanda uzman mühendislerin görev alması şarttır. İş ekipmanları kapsamına giren bu tür asansör, vinç ve platformların işletilme ve bakımına ilişkin bir mevzuat eksikliği bulunmaktadır. Hazırlanması gereken mevzuatta, bu tür ekipmanların montajı, işletilmesi ve bakımı konusunda teknik kriterler, yetki ve sorumluluklar, belgelendirmeler, periyotlar net olarak tanımlanmalıdır. Bu tür cihazların periyodik kontrolleri kamusal denetim mantığı çerçevesinde ele alınmalı, piyasa eliyle yürütülen denetim sistemine derhal son verilmelidir. Ülkemizde, kaza olduğunda sorumlusunun bulunup cezalandırıldığı sistem, bunun yerine kaza olmasının önlendiği kamusal denetim mantığıyla yeniden düzenlenmelidir. Kaldırma araçlarının periyodik kontrolleri en geç üç ayda bir kez yapılırken bu periyot, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca 25.04.2013 tarihinde yayımlanan yönetmelikle bir yıla kadar uzatılmıştır. Kaldırma makineleri, tekrar üçer aylık periyotlarla kontrol edilmelidir. Çalışma Bakanlığı tarafından yapılan işyeri denetimleri daha sık yapılmalı, denetimlerde maden, inşaat, metal sektörlerine ağırlık verilmelidir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği kapsamındaki işçi eğitimleri, formalite olmaktan çıkarılmalıdır."