Göz içi basıncının sıklıkla yükselmesi nedeniyle görme sinirinin hasara uğraması sonucu 12 yaşında görme yeteneğini tamamen kaybeden, engeline rağmen öğretmen olma hedefinden kopmayan 38 yaşındaki Doğanay, öğrencilerinin karşısına 'azmin zaferi' olarak çıkıyor. Doğanay, destek eğitime ihtiyaç duyan engelli öğrencilerin eğitimini gönüllü olarak üstlenerek, onlara kendisinin de benzer sıkıntılar yaşadığını anlatıyor ve yaşama sevinci aşılıyor.
Buca Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde görevli Tarih öğretmeni Doğanay, 12 yaşına kadar ciddi boyutta görme engeli olmadığını, bu nedenle ilkokulda zorlanmadığını anlattı. Görme yeteneğini kaybetmesi üzerine görme engelli çocukların eğitim aldığı ortaokula devam ettiği belirten Doğanay, ancak liseyi, görme engelliler için bir lise olmaması nedeniyle, engeli olmayan öğrencilerle aynı okulda okumak zorunda kaldığını, bu sırada Tarih öğretmenlerinin tarihi sevdirmesiyle bu branşta öğretmenlik yapmaya karar verdiğini kaydetti.

Doğanay, 'idealleri olan gençlere faydalı olabilmek için' meslek olarak öğretmenliği tercih ettiğini aktararak, 'Üniversiteyi de İzmir'de okudum. Engelli olmak başta çok zor oldu. İlk zamanlar eskisi gibi bisiklet süremiyorum, saklambaç oynayamıyorum diye çok üzülüyordum. Hayatın bir yerinden tutup devam ettiğiniz zaman bunların yerine yeni hobiler, zevkler koyuyorsunuz. Çeşitli sorunlar da yaşadım elbette. Yollardaki çukurlar gibi. Kafamı çok dikişlettim ama bunlar hayatın gerçeği diyorsunuz ve sizin o çukurlar engel olmaktan çıkıyor' diye konuştu.

Farklı yollar gösteriyor

Okulda, engelleri nedeniyle bireyselleştirilmiş eğitim programına alınan öğrencilerin destek eğitim hizmetlerinde görev almaya gönüllü olduğunu dile getiren Doğanay, şöyle devam etti: 'Bu çocuklara farklı yollar gösterebilmek için en iyi yol burası. Bu konu benim için önemli, çünkü ben de engelliyim. Sırf engelli öğrencilere faydalı olabilmek için yaz döneminde özel eğitim sertifikası için kursa gittim. Öyle sıkıntılı, umutsuz durumda olan öğrenciler oluyor ki bazen, kendimi örnek göstermek zorunda kalıyorum. Çocuk 'ben engelliyim, herkes benimle dalga geçiyor' diyor, 'ben de engelliyim ama sonuçta varmak istediğiniz bir nokta varsa bunlar sizi engellemez, imkansızlıklar başarıyı getirir' diyorum. Mor inek olmanın, yani farklı olmanın öğrencilerimizde yarattığı handikaplar olabiliyor. Bunlarla başa çıkmanın en iyi yolu da konuşmak. Öğrenci 'benle dalga geçiyorlar' dediğinde, 'ben de bu yoldan geçtim' diyorum, ikna edici oluyor.'

En büyük hediye

Doğanay, bu yıl 4. kez Öğretmenler Günü'nü öğrencileriyle kutlayacağına dikkati çekerek, öğrencilerinin kendisine verdiği en büyük hediyenin başarıları olduğunu vurguladı. Doğanay, 'Öğrencilerim 'şu okulu kazandım', 'şurada çalışıyorum' diye aradığında bir öğretmen olarak tamamen egolarımı tatmin ediyorum, en büyük hediye bu' dedi.