Aykut Polatlı-Sağlık Bakanlığı tarafından sağlık müdürlüklerine gönderilen yazıda, özel hastane, diyaliz merkezi, işyeri hekimi, özel muayene gibi özel sağlık kuruluşlarına verilen aşı ve antiserumların dağıtımı konusunda yeni bir sisteme geçildiği bildirildi. Aşı ve antiserum alınabilmesi için "Aşı Antiserum Soğuk Zincir ve Stok Takip Sistemi" adı verilen sistemin bütün özel sağlık kuruluşlarında kurulmasının zorunlu olduğu ifade edilen yazıda, "Kurumumuz tarafından Erbul-Ankaref-Udea iş ortaklığından tedarik edilen Aşı Antiserum Soğuk Zincir ve Stok Takip Sistemi 23 Ocak 2015 tarihinde faaliyete geçecektir. Özel sağlık kuruluşlarının aşı ve antiserum ihtiyacını Halk Sağlığı Müdürlüğü'müzden karşılayabilmeleri için sisteme dahil olmaları gerekmektedir. Özel sağlık kuruluşlarının, Halk Sağlığı Müdürlüğü'nden aşı ve antiserumları almaya devam edebilmesi için aşı dolaplarına, yüklenici firma ile irtibata geçerek Aşı Antiserum Soğuk Zincir ve Stok Takip Sistemi hizmet alım işi birim fiyatı üzerinden sıcaklık takip cihazını kurdurmaları hususunu bilgilerinize arz ederim" ifadeleri kullanıldı. Sıcaklık takip cihazının KDV hariç fiyatını 2 bin 928 lira olduğu belirtildi.

'Rekabet ve seçme hakkına aykırı'

Konu ile ilgili görüşüne başvurduğumuz sağlık kuruluşu temsilcileri, cahazların tek firmadan alınması yönündeki kararı eleştirdi. Ege Özel Hastaneler Derneği Başkanı Nuri Nasır,'Yapılan iş çok doğru bir iş. Getirilen sistemle o aşıların son kullanıcıda 24 saat monitörize edilmesini sağlayacak. Bu anlamda çocuklarımıza yaptığımız aşıların gerçekten etkin olup olmamasının takibini gerçekleştirmiş olacağız. İyi bir uygulama" dedi.
Uygulamanın doğru ancak sistemin ve cihazın alınacağı firma sayısının tek omasının rekabet ve seçme hakkına aykırı olduğunu söyleyen Nasır, 'Bu tip durumlarda en az iki firmanın olması daha uygun. İdarenin karar veren makamın hangi pencereden baktığını bilemiyoruz. Son kullanıcı ve hastane idarecisi olarak birden fazla firmanın olmasını rekabet ve seçme hakkı açısından doğru buluyorum. Özel sektör yöneticisi olarak birden fazla firmanın olması daha doğru olurdu diye düşünüyorum' diye konuştu. Bakanlık yöneticilerinin en yararlı ve uygun olan yöntemi ve kurumu seçme eğiliminde olduğunu belirten Nasır, 'Birileri kazanç sağlasın diye uydurulmuş bir iş olduğunu düşünmüyorum. Belki daha ucuzu vardır. Bakanlığın neden böyle bir tercih yaptığını bilemeyiz. Çıkar sağlamak için yapılmış birşey olmadığını düşünüyorum. Kamu toplu alım yapıyor. Bu firmalar arasında yararlılığı ve maliyeti göz önüne alarak bir tespitte bulunuyorlar. Ben bakan olsam en uygun firmayı seçer bundan alın derdim. İyi niyet penceresinden bakıyorum. dedi.

'Tek firma olması rahatsız edici'

Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Genel Başkanı ve aynı zamanda Bahat Hastaneler Grubu Sahibi Dr. Reşat Bahat ise tek bir firma üzerinden satış yapılmasının tekel oluşturduğunu belirtti.
Reşat Bahat, 'Biz özel sektör olarak diyoruz ki bize üç firma ismi verin bunların birinden satın alma yapalım. Ama biz bir firma ile anlaştık siz de buradan satın alın dendiğinde rahatsız oluyoruz. Bu fiyatı yüksektir, azdır diye söylediğim bir şey değil. Fiyatı önemli değil. Tek firma olmasından rahatsızlık duyduk' dedi. Bakanlığın aşıyı takip etmesinin doğal olduğunu belirten Dr. Bahat, "Sıcaklık takibi gerekiyor. Ama özellikle aile hekimlerinde bunun takip edilmesinin daha doğru olacağına inanıyorum. Çünkü biz özel hastaneyiz, çift jeneratörümüz var, 24 saat kontrol ediyoruz. Biz de aksilik az olur. Aksiliğin fazla olacağı yerlerde titiz davranılmasını daha uygun buluyoruz' diye konuştu.


'Bin liralık cihazı 3 bin liraya da satabilirler'

Aşı ve serumların korunması için Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgenin doğru olduğunu belirten Türk SağlıkSen İzmir Şube Başkanı Ahmet Doğruyol kararı geç kalan bir uygulama olarak değerlendirdi.

Cihazın tek bir firmadan satılmasını eleştiren Doğuyol, 'Aşı ve serumların korunması için takip ve soğuk zinciri kurulması önemli. Ancak koruma derken bugüne kadar bunların yapılması gerekiyordu. Uygulama doğru ama tekel gibi tek bir firmadan alım zorunluluğu doğru değil. Çünkü rekabet ortamını bozmuş oluyor. Bir taraftan bakanlık olarak bir şeyi zorluyorsunuz diğer taraftan da ortamın sağlanması için cihazı tek firmadan almaya zorlanıyor. Alternatif en az 3 firmanın olması gerekiyor. Firma, bin liralık cihazı 3 bin liraya da satılabilir. Bakanlığın bu tür durumlarda tedbirini alıp farklı firmalara da yönlendirmesi gerekiyordu.' dedi.