İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik çete ve yolsuzluk davasının ikinci duruşmasında tutuklu 18 sanıktan 17’sinin serbest kalmasının sevinç ve şaşkınlığı sürüyor. Genel Sekreter Pervin Şenel Genç’in tahliye edilmemesine tepki gösterenler, Saat Kulesi önünde toplanıp tepki ve destek açıklaması yaptı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun da sanıkları arasında olduğu davanın, dün sona eren ikinci duruşmasıyla 17 kişinin tahliye edilmesi, Genel Sekreter Pervin Şenel Genç’in tutukluluğunun devamına karar verilmesi, sevinç ve hüznü birarada yaşattı. Davanın tek tutuklu sanığı Pervin Şenel Genç’in dün akşam cezaevine aracına götürülürken, ağlayan yakınlarına el sallayıp “Canınız sağolsun. Kedi istiyorum. Oda TV sanığı Müyesser Yıldız kedi istemişti, ben de istiyorum” diyerek yalnızlığına atıfta bulunması, tahliye edilenlerin de sevincini buruk yaşamasına neden oldu.

Tahliye edilenler, gece geç saatlerde, aylar sonra özgürlüklerine ulaşıp hasret duydukları ailelerine ve yakınlarına kavuştu.

BELEDİYE ÖNÜNDE PROTESTO EYLEMİ


Davanın tek tutuklu sanığı olarak Genel Sekreter Pervin Şenel Genç’in cezaevinde kalması nedeniyle aralarında CHP milletvekilleri Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu, Hülya Güven, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun eşi Türkegül Kocaoğlu, tahliye edilenlerden İBB Eski Kültür ve Spor Dairesi Başkanı Abdülhalim Cumhur Yazıcı, İZELMAN Genel Müdürü Hüseyin Kırmızı’nın da bulunduğu yaklaşık 200 kişi, bugün Büyükşehir Belediyesi Binası önündeki protesto eylemi yaptı. Göğüslere, 'İzmir’de adalet istiyoruz' çıkartmasının da yapıştırıldığı eylemde, Genç’in kardeşi Nagehan Genç, gözyaşlarını tutamazken, arkadaşları tarafından teselli edildi.

“KURBAN GEREKİYORDU'

Cezaevindeki ablasıyla telefonda konuştuğunu dile getiren Nagehan Genç, “Sağlığına birşey olmasın. Sabah telefonla konuştum. 'İyiyim' dedi. Zaten serbest kalmayı beklemiyordu. Serbest bırakılmamasına şaşırmadı. Kahraman yarattılar. Bir kurban olması gerekiyordu. Kocaoğlu’nu nasıl vuracaklar, böyle vuracaklar. Canını nasıl yakacaklar bu şekilde işte” dedi.

 BURUK SEVİNÇ YAŞIYORUZ

Genç’in en büyük destekçcisi Başkan Kocaoğlu’nun eşi Türkegül Kocaoğlu ise, “Buruk sevinç yaşıyoruz. Genç’in de suçsuzluğunun kanıtlanacağına inanıyoruz. Zor bir süreç. Başkan, başka bir programı nedeniyle bu eyleme katılamadı. Tüm arkadaşlarımızın yanındayız. Onlar ne hissediyorsa, biz de onu hissediyoruz” diye konuştu. Gruptakiler, zaman zaman alkışlı protestoda bulunurken, Genç’e destek amacıyla ve tam adalet için mektuplar yazıldı. Hükümetin muhalif sesleri susturmak için hareket ettiğini dile getiren CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel de, “Trajik oyunun son sahnesini izledik. Biz onlara kavuştuk ama yeterli değildir. Genç’in tutukluluğuna devam kararı veren anlayışın nedeni belli değil. Burada yargılanan İzmir, yaşam biçimi, dik duruşu ve muhalif sesidir. İliklerimize kadar bunu gördük ve hissettik. Haksız bir dava olduğunu hem iddianame gösterdi, hem de Cumhurbaşkanı gördü. Genç’in tutukluluğu kabul edilemez. Artık cezaya dönüşmüştür.O serbest kalana kadar mücadelemize devam edeceğiz” dedi. Yüksel, tüm ilçelerde de kurulacak masalarda serbest bırakılması için yazılacak destek mektuplarını, önümüzdeki günlerde cezaevinde ziyaret edecekleri Genç’e ileteceklerini dile getirdi. Türkegül Kocaoğlu’da, Genç’e, duygularını dile getirdiği bir mektup yazdı. Milletvekili Mustafa Moroğlu ise, “Artık herkesin ablasından, annesinden daha çok sevilen İzmir’in kahramanı Pervin ablası var. Onun ne aklını ne yüreğini yalnız bırakmayacağız” dedi.

“SABAHA KADAR SOKAKLARDA DOLAŞTIM'


Eşi Azime Yazıcı’yla birlikte elele gelen, İBB Eski Kültür ve Spor Dairesi Başkanı Abdülhalim Cumhur Yazıcı, özgürlüğünün ilk günündeki eyleme destek verdi. Yazıcı, “Bizler onurumuzla yaşadık, yaşayacağız. Bundan sonraki hayatımızda da, kamu hizmetini yerine getireceğiz. Kocaoğlu’nun enerjisini biliyoruz. Biz de bir damla enerji verebildiysek ne mutlu bize. 8 ay önemli değil 8 yılda yatabiliriz. Onurumuzla yaşadık, İzmir halkına hizmet etmeye devam edeceğiz” dedi.

Cezaevinde koşulların zorluğundan bahseden Yazıcı, “Zor koşullardı. İnsan onuruyla ayakta durduk. Okuyarak, yazarak, üreterek zamanımı geçirdim. İki kitap yazdım. İnsan coğrafyasını zenginleştirdim” dedi. Yazıcı, cezaevinden çıktıktan sonraki ilk akşamında ise, “Martılarla, kedilerle eşimle konuşarak, sabahın 5’ine kadar sokaklarda dolaşarak geçirdim. Genç, serbest bırakılmadığı için yarı hüzünlü, yarı sevinçliyiz. Umarız adalet yerini bulacaktır. Zaten buluyor. En kısa sürede o da yanımızda olacak” diye konuştu.

“YÜRÜMEKTE ZORLUK ÇEKİYORUM'


Yine eyleme eşi Ahter Kırmızı’yla gelen İZELMAN Genel Müdürü Hüseyin Kırmızı ise, özgürlüğünün ilk gününde güneşin ve güzel havanın keyfini çıkardı. Zaman zaman tarihi Saat Kulesi önüne gidip çevreyi seyreden, güvercinlere yem atan Kırmızı, “7 aydır içerideydim. Niye tutuklandım, bunun cevabını almış değilim. Birinci duruşmada çok tahliye bekliyordum. Ama iki kişi tahliye olunca hepimiz umutsuzluğa kapıldık. Ama ikinci duruşmanın başında savcının 7 kişi hakkında tahliye istemesiyle herkesin tahliye olacağına inandım. Pervin abla da zorluk çekenlerden birisi. Maalesef o kaldı. Sanki orada rehin tutuluyor gibi bir duyguya kapılıyoruz. Yarım mutluluğumuz var. İnşallah en kısa zamanda yanımızda olur, engin tecrübesiyle çalışmalarımıza devam ederiz” dedi. Kendilerini en çok umutlandıran şeyin, İzmir halkının desteği olduğunu söyleyen Kırmızı, “Suçlandığımız hiçbir konuyla alakamız yoktu. Bizi en çok umutlandıran İzmir kamuoyunun bizim suçsuz olduğumuza inanmasıydı. O bizim için en büyük dayanıktı. 7 ay boyunca hiç umutsuzluğa kapılmadım. Bir anlık umutsuzluk, aylara bedel oluyor. Hep dirençli oldum. Sürekli kitap okudum. Bu şekilde kafamı formatladım, temizledim. Bize güvenen çok insan vardı, bu nedenle ödüle de gerek yoktu” dedi. Özgürlüğünün ilk gününü anlatan Kırmızı, “Dün gece sabaha kadar ailemle oturdum. Sabah kahvaltı yaptık. Hemen de eyleme desteğe geldik. Şu an yürümekte zorluk çekiyorum. Bulunduğumuz ortam çok dar olduğu için adımlarınızı ve reflekslerinizi ona göre ayarlıyordunuz. Şimdi ise her yer benim. O anlamda bir zorluk çekiyorum. Eskisinden daha inançlı, dirençli olarak işimin başına geçip çalışacağım” diye konuştu.

DAVA, ENTERASAN HALE GELEBİLİR


Davada İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Ali Süha Sabuktay’ın avukatlığını yapan Ercan Demir, “Sonuç olarak bizim için olumlu. Buna Pervin Şenel Genç’in de dahil olması gerekiyordu. Tutuklu kalmasına yönelik hukuki bir dayanak yok. En kısa sürede meslektaşlarım da tutukluluğuna itiraz edecektir. Duruşmada da söylediğim gibi, 3’üncü Yargı Paketi’ndeki 2’inci maddenin 6’ıncı fıkrasının iptali için mahkemeye dilekçe sunacağız. Eğer mahkeme kabul ederse Anayasa Mahkemesi’ne gidecek. İptal olursa bu durumda dava düşer, durabilir de. Gelişmelere göre önümüzdeki günlerde dava enterasan hale gelebilir” dedi.


ÜÇ AYRI KATEGORİDE TAHLİYE

Mahkeme İZELMAN Genel Müdürü Hüseyin Kırmızı, İBB Karar ve Tutanaklar Daire Başkanı Tülay Azeri, Organizatörler Alaattin Eraslan, Ferik Faruk Boyacıoğlu, Murat Boyacıoğlu ve Gökhan Boğazkesen'i tahliye etti.

İBB Eski Kültür ve Spor Dairesi Başkanı Abdülhalim Cumhur Yazıcı, Genel İş 3 Nolu Şube Başkanı Cafer Konca, Genel İş 3 Nolu Şube Denetim Kurulu Başkanı Cafer Alp, organizatör Sedat Sakur'un ise Adli Kontrol'le tahliyesine karar verdi.

Mahkeme İZENERJİ Genel Müdürü Ali Sabuktay, Büyükşehir Şirketler Genel Koordinatörü Hilmi Özen, İBB Bilgi Teknolojileri Daire Başkanı Selçuk Savcı, İzmir Büyükşehir Belediyesi Alım Şube Müdürü Mehmet Sayar, organizatör Ata Karakaş, Ömer Devrim Ergin, Hakan Say'ı ise tahliye edip ev hapsine karar vermişti.