Ali Budak- Dünyada her yıl iş kazalarında 2,3 milyon kişi can veriyor ve yılda 300 milyondan fazla iş kazasının meydana geldiği tahmin ediliyor. Türkiye'deki iş kazaları ve işçi ölümleri istatistiklerini incelediğinde ise 2017 yılının ilk 11 aylık diliminde en az bin 851 işçinin hayatını kaybettiği ortaya çıkıyor.

Türkiye'nin en büyük sorunlarının başında iş kazaları ve işçi ölümleri geliyor. Siyasi iktidar sürekli açıklamada ve kaderinde bu var söylemleriyle sermayenin daha çok kazanmasının önünü açarken, işçinin ölümü gazetenin 3'üncü sayfalarında küçük bir spottan fazla değer teşkil etmiyor. Hal böyleyken de işçi ölümleri hala ülkedeki yurttaşların büyük bir acısı olmayı sürdüreceğe benziyor. Türkiye'nin iş kazaları ve işçi ölümleri istatistikleri incelediğinde 2017 yılının ilk 11 aylık diliminde en az bin 851 işçinin hayatını kaybettiğini sorduğumuz KESK Tarım Orkam Sen İzmir Şube Başkanı Çağdaş Topal, şöyle cevapladı: Bu rakamlar ise Türkiye'yi Avrupa'da birinci dünyada ise üçüncü sıraya yerleştiriyor.
 

Dünyada her yıl 2,3 milyon kişi can veriyor


Medyada iş kazaları bu yılın 11 aylık diliminde 8 bin 962 haberle konuşulurken, iş sağlığı ve güvenliği konulu 23 bin 171 haber yapıldığını görüyoruz. Dünyada her yıl iş kazalarında 2,3 milyon kişi can veriyor ve yılda 300 milyondan fazla iş kazasının meydana geldiği tahmin ediliyor. İş kazalarında meydana gelen ölümler en çok erkekleri vuruyor. Kadınlar, erkeklere oranla daha az ölümlü kaza yaşıyor. Kasım ayında iş kazalarında meydana gelen ölümler iş kollarına göre dağıtıldığında ise tarım/orman işkolunun başı çektiği görülüyor. İnşaat iş kolu ikinci sırada yer alırken, taşımacılık üçüncü, ticaret/büro dördüncü, tersane beşinci, madencilik altıncı sırada yer alarak en fazla ölümlü kazanın yaşandığı branşlar oldu.


 

11 ayda en az bin 851 işçi hayatını kaybetti


İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG)'ne göre, Kasım ayında en az 170 işçi hayatını kaybetti. Kasım ayında yaşamını yitiren 170 emekçinin 138'i işçi ve memur statüsünde çalışan ücretlilerden; 32'si kendi nam ve hesabına çalışanlardan. Bu 32 kişiden 21'i çiftçi/küçük toprak sahibi ve 11'i esnaf.  2017'nin ilk 11 ayında az 1851, 2016 yılında ise en az 1970 işçi öldü.
 

Cinayetlerin nedenlerine göre dağılımı


Kasım ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle; trafik, servis kazası nedeniyle 36 işçi; ezilme, göçük nedeniyle 28 işçi; yüksekten düşme nedeniyle 21 işçi; zehirlenme, boğulma nedeniyle 16 işçi; kalp krizi, beyin kanaması nedeniyle 16 işçi; şiddet nedeniyle 13 işçi; intihar nedeniyle 11 işçi; elektrik çarpması nedeniyle 9 işçi; patlama, yanma nedeniyle 8 işçi; nesne çarpması, düşmesi nedeniyle 7 işçi ve diğer nedenlerden dolayı 5 işçi yaşamını yitirdi.

 

En çok iş cinayeti İstanbul'da yaşandı


Kasım ayında iş cinayetleri en çok İstanbul, Bursa ve Konya'da yaşandı: 23 ölüm İstanbul'da; 11 ölüm Bursa'da; 9 ölüm Konya'da; 8 ölüm Antalya'da; 7 ölüm Gaziantep'te; 6'şar ölüm İzmir, Şanlıurfa ve Zonguldak'ta; 5'er ölüm Afyon, Ankara, Denizli, Kocaeli ve Manisa'da; 4 ölüm Sakarya'da; 3'er ölüm Adana, Balıkesir, Çanakkale, Elazığ, Kastamonu, Kayseri, Mersin, Muğla, Sivas ve Uşak'ta; 2'şer ölüm Aydın, Edirne, Erzincan, Hatay, Kahramanmaraş, Muş, Samsun, Şırnak, Trabzon ve Yalova'da; 1'er ölüm ise Amasya, Burdur, Düzce, Erzurum, Eskişehir, Hakkari, Karabük, Karaman, Kilis, Mardin, Niğde, Tekirdağ, Tokat, Tunceli ve Yozgat'ta yaşandı.

Kasım ayında ve özellikle son yıllarda iş kazalarında meydana gelen ölümlere bakıldığında tarım/orman işkolunun başı çekmesini ve bunun nedenlerini KESK Tarım Orkam Sen İzmir Şube Başkanı Çağdaş Topal ile konuştuk. Topal, özellikle güvencesiz çalışmanın başı çektiği iş kolunda yaşanan ölümlerin önlenmesi için siyasi iktidarın yapması gerekenleri, işçilerin hakları için yapması gerekenleri, mevsimlik işçilerin çalışma yaşamında var olabilmesi için yapılması gerekenleri anlattı.


*En çok iş kazasının Tarım-Orman kolunda yaşanmasının özel bir nedeni var mıdır? Bu kadar sıklıkla görülmesine rağmen yeterli önlem neden alınmıyor?

Ülkemizde geçici statüde çalışanlar içinde tarım ve orman iş kolunda çalışan mevsimlik işçiler, yüzde 60'lık bir oranla başı çekmektedir. Çalışanların genelde taşeron işçi ağaları tarafından çalıştırılması, kayıt dışı çalıştırıldıkları için temel sağlık hakları ve sosyal güvencelerden mahrum bırakılmaları, bununla birlikte barınma, beslenme ve eğitim gibi zaruri ihtiyaçlarının gerekli şekilde sağlanamaması ve maalesef son yıllarda sık karşılaştığımız taşıma sırasında kullanılan araçların yetersiz ve insan taşımasına elverişsiz olması sonucu meydana gelen kazaların sık yaşanması tarım ve ormancılık sektöründe yaşanan iş kazalarının sayısını önemli oranda arttırmıştır. Bunun için gerekli önemler alınmıyor. Zaten alınsa her yıl sayı daha da artmazdı.



*Güvencesiz çalışmanın da en çok yaşandığı alanların başında gelen tarım-orman kolunda sürecin işçilerin lehine çevrilmesi için neler yapılması gerekiyor?

Bana göre özellikle bu sektörde çalışanların sosyal ve ekonomik sorunlarının derinlemesine incelenmesi gerekiyor. Genel olarak baktığımızda sektörde çalışanların genellikle doğu ve güneydoğu bölgelerinde yaşayan kırsal nüfus olduğu ve bu sektördeki işlere yoğun olarak talep gösterdiğini görüyoruz. Bölgede işsizlik oranının yüksek oranda artması, temel geçim kaynağı olan hayvancılık faaliyetlerinin yürütülememesi ve genç nüfusu barındırabilecek iş sektörlerinin olmaması, yoksulluk sınırının altında yaşayan bölge insanının, sosyal güvencesi olmayan kayıt dışı mevsimlik işçiliğe yönelmesine neden olmakta ve adeta taşeron ağalara köle edilmektedir. Bu gidişatın tersine çevrilebilmesi için başta taşeron olmak üzere her türlü güvencesiz ve sömürüye dayalı çalışmanın yasaklanması ve yaptırımların caydırıcı olması gerekmektedir. Ayrıca mevsimlik işçi olarak çalışan vatandaşlarımızın devlet güvencesine alınarak mecburi iş göçlerinin önüne geçilmesi gerekiyor.

 

Mevsimlik işçilerin adı anılmıyor


*Geçtiğimiz yıllarda işçi ölümlerinin daha da arttığı araştırmalarda ortaya konuyor. Her alanda güvencesiz emek sömürüsünün arttığı ülkemizde işçi ölümlerinde siyasi iktidarın başlıca sorumlulukları nelerdir?

Son yıllardaki artış gösteren işçi ölümlerinin en büyük nedeni, sermayenin büyük kısmını elinde bulunduran işverenlerin, işletmelerindeki en büyük çıktı olan işçi maliyetleri, iş güvenliği ve sağlık gibi sosyal sorumlulukların getirdiği maliyetleri azaltmak adına işçilerin sosyal haklarını sınırlandırmaları, başta 'taşeron' olmak üzere emeği sömüren uygulamaları işçilere dayatmaları ve buna karşı yasalarımızın işçinin lehine değil de adeta sömürücü sermaye sahiplerinin lehine düzenlenmiş olmasıdır. Sadece teoride getirilen yönetmelik ve genelgelerin idare tarafından uygulamaya konulamaması bu konuda 15 yıldır bir arpa boyu yol alınamamasına neden olmuştur. 2017 Nisan ayında yayınlanan 'Mevsimlik İşçi Genelgesi'nin yayınlandığı tarihten beri hiçbir uygulamasının hayata geçirilememiş olması, bu tarihten itibaren yaşanan yüzlerce iş ölümüyle cevap bulmuştur. Bugün medya tarafından kamuoyuna müjdeli haber olarak sunulan 'taşeron işçilere kadro müjdesi' haberlerinde bile maalesef mevsimlik işçilerin adı bile anılmamakta. İktidar bu yanlışları düzeltmek için bir an evvel adım atmalı ve mevsimlik işçiler ile ilgili çalışma yasalarının düzelterek devamlı istihdamın yaratıldığı, idare kontrolünde ve kuvvetli yaptırımlarla desteklenmiş bir çalışma modelinin uygulamaya sokulması gerekmektedir.


'Kasım ayında ölen 170 işçiden 37'si tarım-orman işçisi'


*Elinizdeki verilere göre Türkiye'de özellikle son 20 yılda tarım-orman iş kolundaki işçi ölümü sayısı nedir?

Bu sektörde çalışanların büyük kısmının kayıtsız olarak çalıştırılması, yaşanan ölümlü kazaların çoğunun iş kazası olarak kayıtlara geçmemiş olması ve son yıllarda bu sektörde yoğun olarak Suriyeli göçmenlerin çalıştırılması gerçek rakamların ortaya çıkmasını engelliyor. Fakat 'İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi' verilerine göre, 2016 yılında meydana gelen 1970 ölümlü iş kazası içinde tarım sektöründe çalışanların sayısının 389 olduğu ve 2017 yılının ilk 5 ayında ise bu rakamın 726 işçi arasından 94 tarım işçisi olduğu açıklanmıştır. Sadece Kasım ayı içinde meydana gelen iş cinayetlerinde 170 işçi yaşamını yitirmiş, bunların 37'sini tarım ve orman işçileri oluşturmuştur.


'Toplum da duyarsız'


*İş kazaları ve ölümlerin önüne geçmek için üzerinde çalıştığınız projeler var mıdır? Bunlar hakkında bilgi verebilir misiniz?

Tarım Orkam-Sen olarak bu konuyla ilgili yaptığımız çalışmalarda, taşeron işçiliğin ve geçici mevsimlik işçilerinin sorunlarının sık sık gündeme getirilerek kamuoyunda bir farkındalık yaratılması ve ileriye dönük sorulara cevap olabilecek çalışma raporlarının hazırlanarak kamuoyuna sunulmasını amaçlamaktayız. Çalışmalarımızı da bu yönde sürdürüyoruz. Ancak bunu da tek başımıza başaramıyoruz. Toplum olarak bu konuya daha çok önem gösterilmesi gerekiyor. Toplumun desteğini almak için de gerekli çalışmaları yapmaya çalışıyoruz. Ancak toplumun da çok duyarlı davrandığını söyleyemeyiz.

Sermeyenin gözü daha çok parada

*Ülkemizde çalışana, emekçiye yani özünde insana değer verilmemesinin nedenleri neler olabilir?

Bunu çok kısa bir örnekle özetlemek istiyorum. Soma'da facia yaşanan madenin sahibi Türkiye'deki en büyük kömür işletmecisidir. Ve kömürden kazandığı paralarla 47 katlı bir gökdelen dikmiştir. Her bir daireyi 1,3 milyon dolar gibi rakamlara satmıştır. Sadece bu parayla 5 adet yaşam odası kurdurup yüzlerce madencinin yaşamlarını kurtarabilirdi. Gördüğünüz gibi Türkiye'de sermaye sahiplerinin gözünü para bürümüşken işçilerin sosyal güvencelerinde bahsetmek neredeyse imkansız hale gelmiştir.

*Son olarak, iş kazalarını, sakatlıkları ya da ölümleri en aza indirmek ya da bitirmek için yapılması gerekenler nelerdir? İşçilerin yaşamlarına verilmesi gereken değer için neler yapılabilir?  

Öncelikle iş kanunlarında radikal bir değişikliğe gidilerek adaletli, insan refahını üst seviyede tutan, sosyal güvencelerle desteklenmiş ve işveren sömürüsünü ortadan kaldırabilecek bir çalışma modeline geçilmesi gerekmektedir. Özellikle tarım çalışanlarının büyük kısmı kayıt dışı çalıştırılmakta, sağlıksız koşullarda, eğitimden ve her türlü sosyal haklardan mahrum bırakılarak düşük ücretlerle ağır işler yaptırılmaktadırlar. Bu sektördeki kayıt dışılığın önüne geçilerek, taşeronluğun kaldırılması ve çalışma koşullarının optimum seviyeye getirilmesi gerekmektedir. n Ali Budak

 
Taşeron tamamen kaldırılmalı
*Hükümet özellikle taşeron işçiliğe düzenleme getireceğini ve düzenlemeyle bütün taşeron işçilere kadro verileceğini açıkladı. Ancak taşerona kadro konusunda sendikalardan sürecin birlikte yürütülmediği ve nasıl ilerleyeceği konusunda da bilgi sahibi olmadıkları tepkisi gecikmedi. Siz bu durum hakkında neler söyleyeceksiniz?

Son yıllardaki artış gösteren işçi ölümlerinin en büyük nedenlerinden biri de işçilerin sosyal haklarının sınırlandırılması için kullanılan başta 'taşeron' olmak üzere emeği sömüren uygulamaları işçilere dayatmaları ve buna karşı yasalarımızın işçinin lehine değil de adeta sömürücü sermaye sahipleri lehine düzenlenmiş olmasını daha önce de söyledim. Öncelikle bunun değişmesi gerekiyor. Dediğiniz gibi hükümet taşerona kadro dedi ama sonrasında da belediyede çalışanları kapsamayacağı söylendi. Böyle süreç ilerleyebilir mi? Belediye hizmetlerinde çalışan yaklaşık 500 bin işçi bu kararla kamu istihdamının güvencesi dışına atılıyor. Bu da işçinin yine güvencesizliğe ve belirsiz çalışma koşulları ile belirsiz bir geleceğe mahkum edildiğini gösteriyor. Öncelikle taşeron tamamen kaldırılmalı. Yoksa işçi ölümlerinin önemli nedenlerinden biri olan taşeron sistemi emekçilerin canını almaya devam edecek.